2

690 56 54
                                    

Okul çıkışı geldiğinde metroya binmek için yürümeye başlamıştım. Telefonda Renjun'le konuşuyordum.

"Harbiden malsın kanka. Akşam bize gel o zaman. İzlerim. Hadi bye."

Metro istasyonuna girmiş bekliyordum. Yanıma yaklaşan kişiyi görmek için kafamı kaldırmıştım.

"Chenle değil mi? Adın."

"Evet. Sen ne yapıyorsun burada?"

"Eve dönüyorum. Yeni taşındık da."

"Hmm. Tam olarak nereye taşındınız?"

"......"

"Bizim eve çok uzak değil ama çok yakın da değil."

"Sizi biryerlere davet etmek için henüz çok mu erken?"

"Bilmem, sana kalmış. Ama eğer istersen bize gel. Renjun'de gelicek. Takılıcaz öyle."

"Oh, olur. Ben bizimkilere haber vereyim."

Birlikte ze geçmiştik. Eve girdiğimizde evde kimse yoktu.

"Annem kardeşimi okuldan almaya gitmiştir."

"Kardeşin mi var? Kaç yaşında?"

"8 yaşında. Ve kız olmasının yanı sıra bana bro diyor. Hangi kız bunu der ki?"

Minik bir gülüş sonrası odama çıkmıştık.

"Ben üstümü değiştirsem?"

"Çıkayım ben."

Eşofmanımı giyinirken kapı tekrar açılmıştı.
Aniden içeri girip kapıyı kapatmıştı.

"Kedi mi besliyorsunuz?"

"Evet."

"Neden kedi?" Yüzünü buruşturuyordu. Kafasını kaldırdığında ikinci bir şoka uğramıştı.
"Özür dilerim~!"

Tekrar arkasını dönmüştü.
"Sorun değil, kediden korktuğunu bilmiyordum. Hem ikimiz de erkeğiz, bir şey olmaz."

Alnını kapıya yaslamıştı. Yüzünü de eliyle  kapatmıştı.
Dış kapının açılma sesiyle ikimiz de irkilmiştik.
Ev kazağımı giyememiştim. Annemin sesini duyduğumda kapıyı açmıştım.
Kedimiz Polly'de merdivenlerden koşarak annemin yanına gitmişti.

Elimde kazağımla yarıçıplak şekilde yukarı kattan anneme bakıyordum.
Jisung'un odadan çıktığını ve arkamda durduğunu gören annem şoka uğramış gibiydi.

"Anne."

"C-chenle. Arkadaşın kim?"

"Ben Jisung. Tanıştığıma memnun oldum." Jisung'u yukarıda bırakıp annemin yanına inmiştim.
Annem mutfağa gitmişti.

"Anne göründüğü gibi değil."

"En azından bana söylemeliydin. İyi ki Meiying prova için okulda kaldı da bunları görmedi."

"Eve yeni geldik biz de zaten. Üstümü değiştiriyordum. Jisung'da kediden korkup odaya girdi. Sonra sen geldin."

"Eğer öyle diyorsan."

Jisung yanımıza indiğinde yüzü kıpkırmızıydı.
"Eh, üzgünüm yanlış anlaşılmasını istemem. Ben sadece kediden korkuyorum da."

"Bana açıklama yapmak zorunda değilsiniz çocuklar. Sizin bileceğiniz iş."

"Anne! Biz odaya çıkıyoruz. Ve yemeğe Renjun'de gelecek."

"Tamam."

Birlikte odaya çıkmıştık.
"Üzgünüm ben yanlış anlaşılsın istemezdim."

Don't Want Lose You ↬ chensung √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin