Don't Want Lose You ↬ chensung √

10

Uzun bir süre Chenle'nun ağızından yazıcam sanırım.

Ertesi sabah annemin zoruyla yataktan kalkıp hazırlanmıştım. Havalar gittikçe ısınıyordu bu yüzden ince bir bluz ve trençkot giymiştim. Saçlarımı tarayıp bitmekte olan parfümümü sıkmıştım.

Okulda tüm gün Jisung ile takılıyorduk ve bugün ne yapacağımı bilmiyordum. Her sabah olduğu gibi metroda buluşmuştuk.

"Bak eğer okulda böyle davranırsan seni korumam haberin olsun."

"Sana da günaydın Chenle."

...Sınıfa girdiğimizde dersin başlamasına 10 dakika vardı. Kitap ve defterleri sıramın altına koyup ders için gerekli olanları almıştım.

"Ders ne?"

"İngilizce."

"Bir ingilizceyi seviyorum zaten ya. Niye ilk ders ki?!"

Hoca sınıfa girmeden önce müdür ve yanında bir çocuk girmişti. Ardından hoca sınıfa girmişti. Yeni çocuğu sınıfa tanıttıktan sonra eskiden Renjun'in oturduğu yere oturmuşlardı.

Tenefüste sınıftaki çocuklardan birisi yanımıza gelmişti. Önümdeki sıraya oturup bana döndü.

"Chenle bak yeni çocuk."

"Lucas bak bu da yumruğum."

Yeni gelen çocuk konuşmaya başlamıştı.
"Böyle bir yumruğu ilk defa görüyorum."

"Ne güzel. Chenle ben."

"Jeno."

Jisung ayağa kalkıp çocuğun elini benimkinden ayırmıştı.
"Jisung."

İkimizde şaşkınlıkla Jisung'a bakarken tekrar yerine oturmuştu.
"Ee Jeno spor falan mı yapıyorsun?"

"Evet. Boks yapıyorum. Amatör dansçıyım."

"İyiymiş. Ee sevgilin falan var mı?"

Jisung'u kıskandırmak için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Ha hah!

"Yok."

"Benden sana tavsiye. Mina'ya dikkat et." Elimle onu göstermiştim.

"Sizin sevgiliniz var mı?"

Ben lafa girmeden Jisung her zamanki Jisung'luğunu yapmıştı.

"Flörtüm var."

"Yaa, kim?"

"Bu bir sır."

"Sır tutarım."

"Çocuklar. Bu konuyu kapatsak mı? Jisung da sırrını kendine saklasın."

...Okul çıkışı Jisung'la metroya binmiştik.

"Neden beni kıskandırmaya çalışıp duruyorsun?"

"Öyle bir şey yapmıyorum."

"Hı-hı. Çocuğun içine düşecektin. Bir de 'kozlordon hoşlonoyorom' diyorsun."

"Çocuk yakışıklıydı ama. Kaslı falan."

"İyice kafayı yedin sen."

"Diyene bak."

"Aranızı yapayım çok istiyorsan."

"Olur." Benim verdiğim ters cevaplardan sonra Jisung susmuştu.
"Jisung. Kızdın mı?"

Kafasını direğe yaslamış gözlerini kapatmıştı.
"Görüşürüz." Durağım gelmişti. Ben inerken bile bana bakmamıştı.
"Nesi var bunun?"