Düzenlemedim, ChanBaek açlığımdan atıyorum, ÇOK ÖZLEDİM EXO'YU DA CHANBAEK'İ DE BELKİ EN ÇOK ZHANG YİXİNG'İ BİLMİYORUM—
BİZ BU SENELERİ NASIL ATLATACAĞIZ fuck you sm
bana kaliteli hikayeler önerin, sexual tension aşeriyorum KALİTELİ MALLAR BEKLİYORUM BAKINNN
kısa olmuş olabilir ama mini mini drabble'lar diye boşuna dememiştim :"))
Baekhyun gözlerini karşısındaki Joonmyeon'dan başka her yerde gezdirirken ellerini arlasında birleştirmişti ve bir ayağıyla yerde rastgele daireler çiziyordu. Önündeki hyungunun öfkesini hissetmemek için bütün duyu organlarından arınmış olması gerekiyordu ki Baekhyun başta gözleri olmak üzere oldukça sağlamdı.
Gözlerine takılan duvardaki çerçevelerden birinde sırtına binmiş olduğu sevgilisinin suratındaki kocaman gülümseme dudaklarını gerip Joonmyeon'un bütün hiddetine rağmen gülümsemesine yol açacaktı az daha. Kıkırdamasını bastırarak gözlerini fotoğraftan çekti ve yerde daireler çizen ayağına eğdi.
"Umarım bana onca azarı işitmeme sebep olam vukuatınız için geçerli bir açıklamanız vardır." Joonmyeon tıslayarak konuştuğunda ve Baekhyun'a ergenlik dönemlerinde annesini kızdırdığı zaman maruz kaldığı çataldil tecrübesini hatırlattığında lider yüzünde korkutucu bir ifade taşıyordu.
Baekhyun kaçamak bir bakışla o öfkeli ifadeye baktığında, anında yutkundu ve yanında, kendisinden farksız, vazoyu kırdığını bilen Golden Retriever misali dikilen sevgilisinin kolunu dirsekledi ve kendisine ürkekçe bakan sevgilisiyle göz göze geldiğinde yüz ifadesiyle ne diyeceklerini kararlaştırmaya çalıştırdılar.
Chanyeol en sonunda sevgilisini hyungunun azabından kurtarmak için öne atıldı, en tatlı gülümsemesini takındı ve hyung~ diye başladı. Ve başladığına pişman oldu. Alnına yediği parmaktan sonra, şapşal şapşal başı arkaya savruldu ve Baekhyun alt dudağını korkuyla ısırdı. Bu sefer okkalı azar yemiş, diye düşündü kendi kendine, dumanı tütüyor diye dalga geçerdik ama birazdan ya gerçekten kulaklarından buhar fışkırtırsa, gerçekten su kaynatırsa?
Sevgilisi yine fedakarlığını konuşturup öne atıldığında Baekhyun Chanyeol'e aşık aşık bakmaktan geri kalmadı. Chanyeol tatlı gülümsemenin bir işe yaramayacağını anladığında sırıtmayı kesmiş ve poker suratıyla "Üç tane var. Hangisini istersin?" deyivermişti.
Joonmyeon öfkeyi bir kenara bırakıp artık hiddetlenmiş ve öyle kükremişti. "Mümkünse en makul ve beni en az çıldırmaya sevk edecek olanı!"
"Benim açımdan bakılırsa, çok güzel gülüyordu, pantolonu da biraz kilo aldığı için iyice poposunu gösteriyordu, dayanamadım çektim tuvalete. Baek'in açısından, dün onu yarı sert bıraktığım için intikam alma amacı taşıyordu. Ehe, objektif bakacak olursak ve eğer o sopayı elinden bırakacak olursan, sanırım anlaşabileceğimiz bir mazeretimiz var, o da şu, özel stüdyomuzdaydık, eh fanların o kata çıkmaması gerekiyordu, şirketin suçu. Napayım sevgilimi de kuytuda sıkıştırmayayım mı yani? Allah allah, kız kalpten gidiyorsa ben napayım üstelik? Doktor değilim ki ben? Hıh."
Baekhyun ağzının kenarıyla mırıldandı. "Lan aşkım lan sus, konuştukça batıyorsun." Ardından derin bir nefes aldı ve "Bana bırak." dedi.
Elini yumruk yapıp ağzına tuttu ve öksürerek sesini temizledi vokalist, ardından da biraz daha sinirlerini zorlarsalar, üstlerine çullanacak ve ümüklerini sıkacak liderin yüzüne baktı. "Şimdi, hyungcum, lider hyungum benim, biz aslında eve gidecektik, ama bir baktık, ön kapıyı boş geç zaten, arka kapı bile fanlarla dolu, el mecbur biraz tenhalaşana kadar kalmak mecburiyetine düştük. Eh, dedik ki madem öyle istediğimiz gibi takılabileceğimiz," burada Joonmyeon araya girip "yiyişebileceğiniz" olarak düzeltmişti. " her neyse, stüdyomuza çıkalım. Asansörde bile anahtarla çıkılırken o kata, fanın hem güvenliği atlatıp, hem danışmayı, çalışanları, hizmetlileri atlatıp bir de üstüne o kata çıkacağını nasıl düşünelim? Bizi biliyorsun, hiperaktif köpek yavruları olarak bunu akıl edene kadar biz, bir ömür biterdi."
Arkalarından Joonmyeon'un ev terlikleri fırlatılırken liderin yurt odasından koşarak kaçtılar ve yurttan da koştur koştur çıkıp evlerine yollandılar. Arabada attıkları kahkahalar yüzünden neredeyse tanınma tehlikesiyle karşılaşmışlardı, ama Chanyeol'ün durduk yere instagramda paylaşmadığı siyah bmw'si günün kahramanı olmuştu.
Baekhyun bir bacağını kırıp ayak bileğini dizinin arkasına çekip koltuğunda sevgilisinden tarafa döndü. "Sana demiştim, orada yiyişirsek basılırız demiştim!" Gülerek ve kendisine işaret parmağını sallayarak söylediği Chanyeol'ü de güldürmüştü. Camın kenarına yasladığı dirseğine çenesini dayamayı kesen Chanyeol, yanındaki vokaliste dönmüş ve "Hiç de itiraz eder bir halin yoktu ama naber?" diyip sevgilisini süzdü baştan ayağa., "Öyle iki mırıldanmakla olmuyormuş bak, sonunda senin de başın yanabiliyormuş..."
Chanyeol'ün sonunda dudaklarını büzüp gözlerini yaa, bak dercesine açarak başını sallaması, Baekhyun'a "Yürü be!" dedirtmişti. "Ne yapsaydım, sevgilimi reddecek halim yoktu ya?"
Chanyeol hemen cam kenarına düşmüş elini direksiyona geçirdi ve gözlerini kocaman açarak Baekhyun'a döndü. "Ha yani özel olmayan günlerde olmuyor ama özel günlerde çüküm elinde bırakılabiliyorum? Öyle mi?!"
Baekhyun Chanyeol'ün söylediğiyle kaşlarını çattı, pek de anlamlandıramamıştı bu çıkışı? "Ne diyorsun ya? Ben sen miyim de seni yolun yarısında bırakacağım? O senin özelliğin bir kere."
Bilmiş bir tavırla kollarını göğsünde bağladı ve dudaklarını bükerek önüne döndü. "Hıh."
Chanyeol öyle mi dercesine kaşlarını kaldırdı. "O zaman söyle bakalım, altıncı yıldönümümüzde neden durduk yere ellerim yatağa kelepçeli yalnız bırakıldım?"
Baekhyun'un bilmiş yüz ifadesi yok olup düz bir ifade takınmasıyla Chanyeol "Ya! Bak işte?" demişti kazandığını bilerek. Baekhyun da o gün neden böyle bir şey yaptığını hatırlamaya çalışıyor, haklı çıkmak için yollar arıyordu.
En sonunda Chanyeol'ün o gün Kyungsoo ile kendisine haber vermeden dışarı çıktığı için böyle bir işkenceye maruz kaldığını hatırladı. Ama bunu normal günlerdeki gibi rahatlıkla öne süremezdi. Çünkü büyük ihtimalle kendisine hazırlanmış özel sinema salonunun, başarılı yemek masasının, üç kucak dolusu hediyenin yapım aşamasında Kyungsoo'nun emeği vardı... Baekhyun gözlerini kıstı düşünceli bir ifadeyle. Eğer bunu öne sürmeye kalkarsa, yani kendisinin hediyeleri ve mükemmel Kral Süitini tek başına hazırladığını, üste çıkabilir miydi? Ah, hayır, Chanyeol hala Kyungsoo'yu kıskanabildiği için yağ gibi üste çıkar, Kyungsoo'dan hala nasıl huzursuz olduğuna dair laf eder, bir de kendisine güvenip güvenmediğini sorarak dilini bağlardı. Bu işe yaramaz... diye düşündü kendi kendisine. Başka bir şey bulmam lazım...
"Boşuna döndürüyorsun o çarkları, köşeye sıkıştın ve kaçamazsın bu sefer aşkım."
Chanyeol'ün pis ve halinden memnun sırıtılı Baekhyun'u öfkeyle tıslattı. "Dayak isteme bak!"
Elini yumruk yapıp Chanyeol'ün omzuna bir tane geçirdiğinde ve sevgilisinin üstüne çullanmak için koltuğunda yükselip ellerini Chanyeol'ün boynuna sararmış gibi yaptığında Chanyeol gülerek "Tamam aşkım tamam! Patron sensin!" diye çığırmış ve kendisini yerine oturtmuştu.
Baekhyun "Ha şunu bileydin," diyerek yerine oturduğunda bu sefer düzgün oturmuştu koltukta ve Chanyeol kemerini takmasını, trafiğe çıktıklarını söylediğinde kemerine uzanmıştı.
Eve varana kadar radyolarında çalan şarkılara eşlik etmişler ve çıktıkları tatillerden hatıralarını hatırlayıp gülmüşlerdi. Eve vardıklarında film gecesi yapmışlar ve bol bol sağlıksız yiyecekler yemişler, öpüşerek vakitlerini geçirmişler, tatlı dokunuşlar ve nefes nefese fısıltılar dökmüşler, duş almayı şafak söktükten sonraya bırakıp koyun koyuna uyumuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
candy shop
Fanfictionmini mini drabble'lar~ •chanbaek/baekyeol •fluff •dişlerinizi dahi çürütebilecek derecede fluff 😭😭😭