Chanyeol yanındaki adamın bedenine yaslanmak ve ona kollarını sıkı sıkıya dolayıp başını boynuna gömmemek için hayatında harcadığı eforun toplamını belki de o ana sığdırıyordu. Kolları sızlıyordu Baekhyun'un sıcak ve yumuşak bedenine dolanmak için. Ama kendisini teselli etti, yürüyen merdivene Baekhyun'un yanında bindi ve aşağı inerlerken kendisine dün bütün gün birlikteydik zaten, annemlerle chuseok kutladık işte ondan önceki gün de, her şey iyi gidiyor şimdi burada kendime hakim olamazsam şirket problem çıkarır iyice sıkar bizi, diye tekrar etti."Ne oldu? Sasaeng falan mı gördün?"
Baekhyun yanındaki sevgilisinin kaskatı olmuş bedenini hissettiğinde endişeyle sormuştu. Maskenin altından sesi boğuk çıkıyordu, havaalanı gürültülüydü, önlerinde çalışanlar değil Jongin ve menajerleri vardı. Endişesini saklamak zorunda değildi. "Chanyeollie?"
Chanyeol bir şeyler mırıldanıp en sonunda cevap verdiğinde adam gözlerini hala kendisine çevirmiyordu. "Hayır hayır. Yani etrafta var ama bunları daha önce evin etrafında görmemiştim. Merak etme." Baekhyun yavaşça başını salladı ve Chanyeol'ün kolunun (onu yatıştırmak için hafifçe Chanyeol'e kaymıştı, birbirlerine yakın olduklarında Chanyeol'ün rahatlayıp gevşediğini biliyordu, kendisinde de aynı şey vardı... aynı hissiyat, istek.) kendisine doğru seğirdiğini, elinin açılıp kendisine meyillendiğini gördü. Baekhyun Chanyeol'ün kendisini neden bu kadar sıktığını fark ettiğinde maskenin altında gülümsedi minicik.
"O zaman onlar değil bu gerilişinin sebebi?"
Baekhyun kıkırdadı ve Chanyeol'e çevirdi bedenini. Elini Chanyeol'ün boynuna götürüp tişörtünün içine soktu parmağını. Köprücük kemiklerinin arasında kalan çukurda parmağını dolaştırdı. Bilerek bastırmıyordu parmağını. "Yoksa sızlıyor mu? Üzgünüm, bu kadar sert olmamam gerektiğini o anda düşünemedim."
Chanyeol'ün daha da kasılıp gözlerini tam karşısına odaklamasıyla Baekhyun bir kez daha kıkırdadı. Ardından parmaklarını Chanyeol'ün teninden uzaklaştırıp elini kendisine sakladı, Chanyeol'le daha fazla oynamadı. Diğer eline aldığı pasaportu ve kimliğini tekrar sağ eline geçirdi, yürüyen merdivenin bandına koydu sol elini de ve ağırlığını yanlığa verdi. "Canımı yakmadın. Sorun o değil. Sadece..." Chanyeol'ün ifadesi, önceki gecekinden de beterdi. Önceki gece ilgiye o kadar aç, o kadar açgözlü ve o kadar mızmızdı ki, eğer Baekhyun böyle diyorsa, Chanyeol'ün düz ifadesinin altında gizlenmiş ağlamaya hazır ilgi isteyen minik çocuğu tek başına görebildiğindendi. "Hm? Ben de dün canını çok yaktım sanmıştım. Korkuttun beni."
Chanyeol'ün yanakları maskenin altında pembeleşirken Baekhyun hemen dibinde olduğu için maskenin suratına yapılmamasından kaynaklı oluşmuş boşluklardan tatlı kızarıklıkları görebiliyordu, bu Baekhyun için en tatlı manzaraydı.
"Hayır, dün gece naziktin... Sadece— şu an sana çok sarılmak istiyorum ve kendimi tutamayıp sorun çıkarmaktan çok korkuyorum."
Baekhyun seslice güldü. "Uçakta yan yana oturacağız, sarılırız aşkım."
Baekhyun, aldığı cevapla sonunda bir neşe izi taşımaya başlamış Chanyeol ile mutlu oldu ve merdivenlerden indiklerinde önlerindeki Jongin ve menajer hyungu takip ettiler.
***
Uçağa bindiklerinde ve yerleştiklerinde buissness class'ın en ön koltuğu onlara ayrıldığı için rahatça bacaklarını uzatmış ve yayılmışlardı. Arkalarındaki altılı koltuk ise çalışanları ile doluydu. En son sırada ise bir iki iş adamı ve uyuklayan yaşlı zenginler vardı.
Baekhyun uçağın bir an önce kalkması için heyecanla bekleyen sevgilisinin kıpraşıp durmasını o kadar tatlı buluyordu ki Chanyeol'ün en beklemediği anda bir elini uzunun bacağına atmış, "Sakin ol, otelde de birlike kalırız.." diye mırıldanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
candy shop
Fanfictionmini mini drabble'lar~ •chanbaek/baekyeol •fluff •dişlerinizi dahi çürütebilecek derecede fluff 😭😭😭