1 ay sonra
Bebeği ile özel bir alana girdi. Onlar için oldukça özel bir alana...
"Şu an kendimi çok kötü hissediyorum. Çünkü Felix'in eşi hâlâ gelmedi. Minho, senin eşin var mı?"
Bebekten bir hareket beklentisi yoktu. Fakat yine de kulağını bebeğinin dudaklarına getirdi.
"Ah, çok üzgünüm."
Geri çekildi.
"Bu bir sır olabilir, değil mi? Özür dilerim Minho."
Bebeğin başı tuttuğu halde geri gitti.
"Yoksa, yok mu? Ben sana bir eş bulabilirim."
Kafasını iki yana salladı Jisung. Şu an kendi kendine düşünüyordu.
"Buna gerek yok."
Kapağı açtı ve ayağa kalktı. Sonra da dışarıya atladı.
"Minho! Şimdi aklıma düştü. Chae'nin resmini asmayı unuttum..."
◆◆◆
Hızla eve geldiği gibi odasına girdi. Bebeği duvara yaslayıp çantasından dosyasını ve patafixlerini alıp masaya koydu. Sandalyesini ortaya itip dosyasından Chaeryeong'a ait resmi çıkardı.
"Şimdi..."
Patafixleri yapıştırıp ortaya doğru dikkatlice duvara sabitledi.
"... sanırım oldu."
Nefes nefese aşağı inip eşyalarını yerleştirecek iken yatağının üstündeki siyah saçlı, siyah tulumlu, pembe tişörtlü, kendisine ait olmayan bir bebek gördü.
"Aman Tanrı'm!"
Elinden dosyası düştü. Tüm kağıtlar yere dağılırken bebeğin yanına koştu Jisung.
"Bebeğin eşi sen misin?"
Şaşkınca üstündeki bantlı notu çekerken bir ses geldi.
"Merhaba tatlım."
Kapıya doğru döndü Jisung.
"Anne?"
"Notu okumamı ister misin?"
Jisung'un istediği şeyi adı gibi biliyordu. En kısa sürede okuma yazmayı öğretmeliydi ona Bayan Han.
"Evet, lütfen."
Elindeki notla koşarak annesinin yanına gitti.
Notu alıp diz üstüne çöktü Bayan Han.
"Sevgili Jisung, beklediğin bebek geldi. Ben Felix'in eşi Changbin. Çok tuhaf değil mi? Geçen ay Chae ile bir..."
Bayan Han sustu.
"Devamını neden okumuyorsun anne?"
Sonra devam etti.
"Geçen ay Chae ile bir erkekle bir diğer erkeğin çıktığını konuşmuşsunuz. Aşk cinsiyet belirlemez. Biz bunun örneğiyiz. Ne olursa olsun, unutma. Senin bizi seveceğine, bizim seni seveceğimize eminim. Lütfen Felix ile beni yan yana koy, her zaman. Eşimle ayrı durmamalıyız çünkü. Bu arada Chae seni çok özledi. Hep aklındasın. Seni hiçbir zaman unutmayacak. Changbin."
Gözlerini tuttu Bayan Han. İç çekip elini gözünden çekti ve okuduğu notu uzattı.
"İyi misin anne?"
Uzatılan notu aldı Jisung.
"Evet, gayet iyiyim."
Ayağa kalkıp Jisung'u kucağına aldı Bayan Han.
"Hadi Felix ile Changbin'i yan yana koyalım."
"Evet, koyalım."
El çırpıp gülümseyerek bebeklere baktı Jisung. Sonra gözü yerdeki Minho'ya kaydı. Onun eşi kendisi olabilir miydi? Bir bebeğin eşi bebek olmalıydı. Yine de gülümseyerek bu düşünceyi boş verdi.
Bayan Han, unuttuğunu umarak Changbin'i eline aldı. Bu konu için çok erkendi. Derin bir nefes alıp raftaki Felix'in yanına koydu Changbin'i.
Jisung elini ikisinde gezdirdi.
"Artık daha mutlu ol Felix, eşin burada."
Felix'in sanki mutluluktan ağzı kulaklarına varıyordu. Tahta olan eli Changbin'in eline değdi.
"Felix, çok mutlu gözüküyorsun!"
"Evet, öyle gözüküyor! Hadi gidip ellerimizi yıkayalım! Çünkü yemek aşağıda seni fazlasıyla bekledi."
"Gitmesin... hadi çabuk olalım."
Bayan Han kucağındaki Jisung ile koşaraken kağıtların üstüne bastı.
Kağıtların çoğu büzüşürken Minho'nun kafası Jisung'un çizdiği resime düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dolly ◆ minsung
أدب الهواة"İyi ki doğdun küçük arkadaşım, biz bebekler kime hediye gidersek gittiğimiz gün doğum günümüz olur. Aynı gün doğduğumuza sevindim. Seni çok seveceğime eminim. Minho." Jisung'un doğum gününde dedesi ona bir oyuncak bebek hediye eder ve Jisung'un o b...