Aydınlık

1K 110 8
                                    


"Cihangir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Cihangir..."

Bu titrek sese bir umutla döndüm. "Meryem"

Gülümseyen Eftelya hanım bana bakıyordu. "Dönmedi değil mi?" Umutsuzca başımı salladım. Tekrar sandalyeye oturdum. Küçük adımlarla yaklaştı. Kapıya yakın olan sandalyeye oturdu. Dışarıyı izlerken benimle sohbet etmeye başladı.

"Onu aradin degil mi?"

"Hem de çok."

"Biliyordum. Sen kücücüktün bu mahalleye geldiginizde... Elinde mavi bir topla oradan oraya kostururdun. Bazen ablan Alime'yi sinir etmek icin ona küçük şakalar yapardin. Bir gün oynarken elinden o top uctu gitti. Pesinden kostun da koştun. Anneni, ablani hatta kimseyi dinlemedin. Birkac dakika sonra elin bos döndün. Suratin düsük,dudakların sarkmis, kücük kahverengi gözlerin ha ağladı ha ağlayacak... O zaman rahmetli baban Emin bey ne demis idi hatirliyor musun?"

Başım eğik bir şekilde ellerimle oynuyordum. Gözlerim dolmuştu. Buruk bir gülümsemeyle cevapladım. "Çok ister ve kalpten dua edersen Allah sana yeni daha güzel bir top gönderir. Hatta binlerce top... Sen yeter ki kalpten Allah'a dua et."

"O kizin geri dönmesini en az bizim kadar sen de istiyorsun. Biliyorum."

"Evet ama... Bir yandan da burada olmasını doğru bulmuyorum."

"Sen Allah'ina dua et. Göreceksin. Her is yoluna girecek. O kizin da buraya gelmesinin bir sebebi vardir."

Ellerimle oynamayı bıraktım.

"Eftelya hanım, yanlış anlamazsanız size bir sorum olacak. Samimiyetinize güvenerek soruyorum bunu"

"Elbette. Sorabilirsin."

"Bunca acıyı nasıl atlattınız?"

Güldü. Geriye yaslandı.

"Umut ederek.Bu dünyada her seye veda edersin. Duygularina, ailene, sevdiklerine, en cok giydiğin kazağa, en cok gittiğin mekana, en sevdiğin çiçeğe... Bir gün her seye veda edeceksin. Ama önemli olan nasil veda ettiğin ve arkasindan nasil dayandigin. Ben umut etmeyi hicbir zaman kaybetmedim. Gökyüzü kararsa bile ay tüm ihtisamiyla mutlaka parlayacaktir."

Ayağa kalktım. "Ben size bir koyu kahve yapayım. Seversiniz."

On dakika sonra elimde kahveyle döndüm. Masaya bıraktım. Yağmur tekrar yağmaya başlamıştı. Sokağa yakın sandalyeleri içeri almak için dışarı çıktım. Üzerimdeki gömleği kafama kadar çektim. Ve yağmur içinde bir gölge gözüme takıldı. Elimdeki sandalyeyi yere bıraktım. Birkaç adım attım.

Titrek bir kuş gibi çırpınan Meryem güçlükle ayakta duruyordu.

"Meryem" diye bir sevinçle haykırdım.

"Ci...cihh" çıktı yorgun dudaklarının arasından ve birkaç saniye içinde yere yığıldı.

cihh" çıktı yorgun dudaklarının arasından ve birkaç saniye içinde yere yığıldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MERYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin