(21.Bölüm) Mahkeme

31 7 8
                                    

Gözlerimi sınav stresiyle açtım evet bugün üniversite sınavı günüydü. Dün gece kurduüum alarm ile gözlerimi açarken hızlıca yataktan kalkıp alarmı susturdum.

Sıradan işlerimi halledip kahvaltı için mutfağa indim.

"Günaydın meleğim hadi otur otur çabuk."

"Ne acelemiz var Annem benim hem hızlı yersem karnım ağrır bak."

"Otur dedim bak, anneannen sana birkaç bişey yollamış onları yiyeceksin."

"Bak dur dolaba koymuştum getireyim."

Annem elinde bir kavanoz kuru üzüm ile geldiğinde yüzümü buruşturdum.

"Anne kuru üzüm sevmediğimi biliyorsun."

"Öyle bildiğin kuru üzümlerden değil bu, kafanı çalıştırır bu senin."

"Sen bana kafan çalışmıyor mu diyorsun." Diyip alayla sırıttım.

"Daha da çalışır yavrum hadi aç ağzını."

"Anne istemiyorum ya."

"Bu yaşından sonra uçak geliyor mu yapıyım sana hadi aç."

"Anneannen senin için okumuş bunları bak birkaç tane yesen zehir gibi olursun."

Annemi kırmamak için zorda olsa birkaç tane yedim. Sonrasında her zaman ki şekilde kahvaltı ettik. Sınava Emre ile aynı yerde girecektik. Aslında Emre beraber gitmeyi teklif etsede annem tutturdu ben götüreyim diye. Bu sebepten taksiile gidecektik.

Üstüme rahat birkaç birşey geçirdikten sonra gerekli eşyaları alıp evden çıktık.

Hayalimiz dördümüzünde aynı üniversiteyi kazanmasıydı.  Bunun hayalini kurarak gelen taksiye bindim. Annem de yanıma oturmuştu.

***

Okulun bahçesinde hiç Emreye rastlamadım. Onu beklemeye zaman bulamadan sınıflara yerleştirildik.

(Sınav çıkışı)

Sınavdan çıktığımda ağlayıp gülmek arasında kaldım.  Okuldan çıktığımda karşımda dolu gözlerle beni seyreden anneme kocaman sarıldım.

"Nasıldı kızım?"

"İyiydi anne elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım." diyip gülümsedim.

 Bana tekrardan kocaman sarıldı. Anneme sarılıyorken Emreyi ve ailesini gördüm. Annemden ayrılıp Emre'nin yanına yaklaştım.

"Küçük prens, batırmadın inşallah sınavı?"

"Yok be kuzu, valla yaptık birşeyler."

Birbirimize bakıp gülümsedik daha sonra da sarıldık. Telefonumun titremesiyle Emreden ayrıldım. Gelen mesaj Buraktandı.

MESAJLAR

Sevgilim: Selammlaar, moodu everestten yüksek olan Burak sesleniyor :))

Ben: OoOoO birinin sınavı iyi geçmiş anlaşılan :p

Sevgilim: Abartılacak kadar da değil ama iyiydi işte .d

Ben: Ee Nasılsın?

Sevgilim: Nasılsın diye sorma bebeğim

Sevgilim: Sana göreyim ;))) kıpııss .s .d

Ben: Uuu ben buna düşerim

Sevgilim: TaBi DüŞeCeN KıZıM XD

Ben: engel?

Sevgilim: tmm tmm grşrz

Ben: grşrz :d

x

Kısa süre sonra annem ile ayrıldık. Bizimkilerle buluşmak üzere taksiye bindim. Tabi ki her zaman ki kafemize gidiyorduk.

Taksiden indiğimde hızlı adımlarla kafeye girdim. Ben hariç diğer hepsi oturmuş beni bekliyorlardı. Gülümseyerek Burak'ın yanındaki boş sandalyeye oturdum.

"Sea gençler ee ne kaynatıyorsunuz?"

Burak, "Ase yavrum." diyip yanağıma minik bir öpücük bıraktı. Gülümseyip bakışalarımı deniz mavisi gözlerine çevirdim.

"Ooo bunlar transa geçti."

Emre, "Heyoo, isterseniz sizi yatağa ay pardon evlerinize alalım." dediğinde pişkin pişkin gülüyordu.

Burak, "Çok istiyorsan sen siktir git kardeşim" diyip önünde duran içeceğindeki pipeti Emreye fırlattı. Emre salak salak gülmesine devam ederken bizde bakışlarımızı önümüze çektik. Tam o sırada Emre'nin telefonu çaldı. Emre yavaşça cebinden telefonunu çıkardı. Numarayı görünce panikleyip telefonu açtı. Her geçen saniye Emre'nin göz bebekleri dahada büyüyordu. Biz burada meraktan çatlarken Emre hızla oturduğu yerden ayağa kalktı.

Emre hiddetle telefonu kapayıp çıkışa doğru giderken arkasından seslendim.

"Emre ne oluyor bize bir şey demeyecek misin?!"

Emre dediğim ile aniden durup bize doğru döndü. " Annemle babam, mahkemedelermiş." Emre tekrar arkasını dönüp hızla kapıdan dışarı çıktığında arkasında şoklar içinde kalan bizi bıraktı. Hemen kendimize gelip Burak'ın arabasına hızla bindik. Burak son gaz giden Emreye yetişmeye çalışıyordu. Hangi mahkeme olduğunu bilmediğimizden onu takip etmekten başka çaremiz yoktu.

Kısa süren bir koşuşturmadan sonra Emre arabasını adliyenin önünde ani bir şekilde durdurup araçtan indi. Burakta onun hemen arkasına park etti. Hızlıca arabadan inip Emreyi takip etmeye devam ettik.

Bir yandan Emrenin halini bir yandan da davanın neden açıldığını düşünüyordum. Biz aylardır konusu dahi açılmayan bu meselenin mutlulukla sonlandığını düşünürken aslında sırf Emre sınavda morali bozulması diye mahkemelerini sınavdan sonraya aldırmışlardı. Emre ise aralarındaki sürtüşmenin bittiğini düşünerek gerçekleri annesinden saklamıştı. Şuan bu kadar hiddetlenmesinin sebebini annesinin boş yere üzülebileceği olduğuydu.

Emre hızla mahkeme salonun kapısını açtığında karşıda ağlayan annesini ve otoriter duruşunu hiç bozmayan babasını gördüğümde içim burkulmuştu. Bakışlarımı onlardan alıp Emreye çevirdiğimde onun da gözünden bir damla yaşın süzüldüğünü gördüm.

***

Off çok üzülerek yazdığım bir bölüm oldu :'(

Belinay ||Yarı Texting|| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin