0.4

782 71 80
                                    

Bugün haftasonuydu ve bir club'te jungkook' un doğum günü vardı ve jennie evden telaşlı telaşlı çıkarken biz kızlarla söylenip duruyorduk.
"

Jen, yavaş ol biraz. " Eğer daha hızlı olsaydı ayağındaki topuklularla yere yapışacaktı çünkü.

Karşımızdaki arabaya doğru ilerledik ve ben ön koltuğa jennie sürücü koltuğuna rose ile jısoo ise arkaya binmişlerdi.
Arabadan inmeden önce aynayı açıp kendimi kontrol ettikten sonra arabadan indim. Girişe geldiğimizde dar mini elbisemi çekiştirdikten sonra içeriye adımımı atar atmaz akciğerlerime sigara'nın dumanı sinmişti bile, Baya kalabalık ve oldukçada yoğun içki kokusu vardı.
İçerde.
Jennie'nin gözleri onu ararken bende ortama göz gezdirmeye başladım.

Ta ki ; gözüme o çarpana kadar,
" Selam millet. " el sallarken bir o kadar güzel gözüktüğü gibide o gülüşüyle gözlerim , parlak bir ışığın etkisinde kalmıştı.
Gözleri benim gözlerimi bulduğunda, sertçe
yutkundum ve gözlerimi ona kenetledim.
Onu gerçektende çok merak ediyordum.

" Selam, lısa? " Dolgun dudaklarını aralıyıp konuşmaya başladı. " Evet , lisa. " Hafif gülümsemeyle yetindim sadece
ve gözlerimizi ilk çeken ben olmuştum.
Jimin, jungkook' un omzuna kol atmış yürürken biz arkadan kızlarla onların, yolunu çiziyorduk.
Taehyung , rose'nın peşinden sürüklenirken rose ' da tae yi süründüyordu.

*
Pasta kesilmiş ve hediye alışverişi bittikten sonra zaten herkes dağılmıştı.

barın önündeki bir koltukta oturur vaziyetteydim. Kaçıncı olduğunu bile bilmediğim Elimdeki biragı dudaklarıma götürdüm ve bir süre orda kafama dikerek beklettim.
" Dinçlisin, Ha? " Ses işittikten sonra kafama
gömülü olan bira bardağını ağır ağır indirirken karşıma onun çıkacağı aklımın ucundan geçmezdi. " Efendim ? " Diye sordum sorusuna karşıt. " İçkinin hepsini tek'te içti y'sen , dayanıklısın galiba? "

Boş gözlerle ona bakarken sorusunu cevapladım. " Öyle içtiğime bakma. "
ayağa bitkin halde kalkmaya çalıltışımda elimi omzuna yerleştirdim ve bir süre gözleriyle orayı süzerken, tekrardan gözleri benim gözlerimi bulmuştu.
Kalbim bir o kadar hızlı atarken onu susturmak istedim ama olmamıştı yapamamıştım.
Hafif bana yaklaşırken, şimdi burdan gidebilirdim ama şuanda uzaklaşmak burdan kaçmak , bir o kadarda saçma y'dı

Yumuşak bir dokunuş yapması bile beni aklımın başımdan gitmesini sağlayabilirdi.
Ve bu olmuş, kalbimin atış sesini o bile duyabilirdi. Bana her bir adımında ben geriye gitmek yerine olduğum yerde duruyordum.
Ve bir saniye sonra dudaklarını, dudaklarımda hissettim.
Yumuşak dudaklarını aralayacak şekilde ıslak bir dokunuş yaptı ve alt dudağımı nerdeyse dişlermişçesine öpmeye devam etti. Daha rahat olmak için topuklarımı yükselttim ve beni her defasında daha sıkı, daha yoğun öpmeye devam ederken bende öpüşmemize katkı sağladım. Karşılık verince gözlerim, onun gülümsemesine kayınca. Boğazımın kuruduğunu ve nefes almam gerektiğini fark ettim, fakat ruhum hâlen capcanlıydı.

Sabah uyandığımda direkt banyoya girdim ve soğuk bir duş aldım ayna'nın karşısına geçmiş kendime bakarken dudağımın sağ üst kenarında hafif bir morluk vardı galiba dünden kaynaklıydı dün jimin ile o olay olduktan sonra vedalaşıp eve gelmiştim.
Günlerden pazar'dı ve gene okul ' telaşı ' yoktu. Bu benim bir yandan hoşuma gidiyor du. Üzerime beyaz bir elbise giymiş ve saçlarımı ensemde toplayıp hafif bir makyaj yapmıştım. Beyaz ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Elimdeki beyaz çantayı çekiştirdim ve rose'i beklemeye başaldım.
"Sonunda gelebildin rose"
"Tamam hemen kızma hadi gidelim" Onu başımla onayaldım ve mağzaları gezmeye başaldık.

" Lisa, " Adımı işittiğimde kafamı rose'ye çevirdim,
" Efendim? "
" Şuraya girelim mi, ayakkabı bakmam lazım. " Kafamı onaylarcasına salladım.
Bir yandan da gülüyordum, rose ' nin bir dolap ayakkabısı vardı ama doyamıyordu kız.

Only you and me | lisminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin