1.3

354 38 228
                                    


İlk kez denize giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni, boğulacakmışım gibi..

Sıkıntıyla başımı sıraya koyduğumda Jennie homurdanarak konuşmaya başladı.
"Ama jennie abartma alt tarafı ceza aldık? "
Jennie sinirle bana baltığında
"Ne aması be?! Senin yüzünden sıramda oturup ayaklarımı uzatıp, Jungkook'a sarılmak yerine , aptal kimya labavatuarında ceza aldığım için beklemek zorundayım.  Adaleti, ekmek tuz diye koymak istiyorum şu an" 

Jennie öfke dolu gözlerle yüzümün her ayrıntısına kadar incelediğinde bakışlarımı ondan kaçırarak pencereden dışarıya baktım.  Bahçede bir sürü basketbol oynayan yakışıklı vardı ama biz onları yakından izlemek yerine, burda kimya lavabatuarında soğanları izliyorduk.

Soğan yüzünden akan göz yaşlarımı sildim.

"Jennie hadi mutsuz olduğumuz anıları hatırlayıp üzlelim de, gözyaşlarımız boşuna akmamış olsun bari" diyerek sakince mırıldandım. Fakat onun sakinlik anlayışı benim tam zıttımdı. Gerçekten Jungkook nasıl baş ediyordu anlamıyorum.
"Sabahtan beri soyduğum şu soğanları göz bebeği diye oyup göz bebeklerinin oraya yerleştiririm lisa,  ömrünün geri kalanında'da kara bahtım, gün yazım diye ağlarsın" 

İşaret parmağımı ve baş parmağımı hızlıca dudaklarıma götürerek görünmez bir fermuar çektim.  "Peki sustum"
Jennie önüne dönerek soğanları incelemeye koyulduğunda, sıkıntılı bir nefes dudaklarımdan havaya atılıp boğazıma dolandı. Sıkılıyordum. Ve kimya'dan nefret ediyordum.

"Seninki gine aynı ağacın altında, telefona bakarak gülüyor" elimin tersiyle göz yaşlarımı silmiş ve meraklı gözlerle pencereden dışarıya bakıyordum.
Jennie elindeki  soğanı ve neşteri bırakarak hayır neredeyse fırlatmıştı.  Sinirle bana baktığında o neşteri bana saplamayacaktı.
Ne kadar çılgın biride olsa, o arkadaşına kıyamazdı diğilmi?

Jennie bir süre sert  bakışlarını eşliğinde yüzüme bakmayı sürdürdüğünde dudaklarımı birbirne bastırarak onun ölümcül bakışlarına çaresizlikle karşılık vermiştim. Daha sonra başka bir soğan alıp elindeki neştere bakıp gülmeye başladı.

"Rengin bembeyaz oldu korkak. Altına işemedin mi merak ediyorum doğrusu.
Sen kim jennie karşındasın be, biraz zırh giymiş şovalye gibi ol, ödlek"
Jennie tekrar gülmeye başladığında bende onunla beraber gülmeye başladım.
Fakat jennie bir saniye sonra ciddiyetle öksürdüğünde kapı açıldı. İçeri bay kang girdiğinde eğilerek selam verdik.
"Cezanız bitti dışarı çıka bilirsiniz"

demesiyle mutluluktan şuraya bayilabilirdim. Bay kang çıktığında jennie el çakışıp zıplamaya başladık. Üzerimi düzelttim ve lavabatuardan dışarı çıktık. Öğlen arası olduğu için şanslıydık.

Sevinçle pratik odasına gittim. Soyunma odasına girip altıma tayt üzerimede bir sweet giydim. Saçlarımı tepeden toplayıp,
şarkıyı başlattığımda öne bir iki adım atarak ayağımı kaldırdım indirmemle beraber belimi kıvırarak elerimi havada birleştirdim. Bizim bir grubumuz vardı ve grupta'da ben, sana, seulgi, momo, chaeyoung ve yerim vardı.  Sırada zor kısımdaydı. Bu hareketi bir türlü yapamıyordum.  Kareografinin son kısmını yapmak için sol bacağımı kaldırıp bir kuğunu anımsatacak şekilde doksan derece bir döngüde tuttum.  En fazla beş saniye durmam gerekiyordu ama ben en fazla üç saniye duradurabiliyordum.

Bacağımın yavaş yavaş inmeye başladığında sıkıca gözlerimi kapatmıştım.
Yine yapamıyordum bir türlü olmuyordu.

Fakat, bir kaç saniyenin ardından bir dakikaya yakın bir zaman geçmişti fakat hala bacağım zeminle buluşmamıştı.
Gözlerimi şaşkınlıkla açtığımda ayak bileğime sarılan bir çift eli yeni görmüştüm.
Bu da neydi böyle? Birisi bacağımı tutarak havada kalmasını sağlamıştı.

Only you and me | lisminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin