Yoongi bakışlarını okuduğu romanın sayfalarından çekmiş, şiddetini arttıran rüzgara odaklamıştı. Açık olan camdan gelen rüzgar, duvarları kırık beyaz olan odada volta atıyordu. Yoongi vücuduna değen rüzgar yüzünden irkilerek romanın arasına kenardaki ayracını koyup camı kapatmak için ayaklandı. Camdan dışarıya bir bakış atıp yatağına geri dönmüştü. Başını, yatağın başlığına yaslayıp gözlerini kapattı, uykusunun geldiğini hissediyordu. Açılan kapının sesini duymasıyla gözlerini açıp gelene baktı.
"Uyumuyor muydun sen Yoongi?"
Yoongi başını olumsuz anlamda sallayıp oturuşunu düzeltti. Uykusu vardı ama nedense içinde oluşan hisler uyumasına izin vermiyordu.
"Senin için bugüne zor da olsa izin ayarlayabildim Yoongi. Lakin haftasonu dışarı çıkma iznin iptal oldu."
"Önemli değil hyung, yarın çıkarsam sonrasında bir ay bile iznim olmasa bile benim için dert değil."
"Sahi bugün ne var ki bu kadar ısrarcısın izin konusunda?"
Yoongi, ellerini doktor önlüğünün cebine atan gence kırık bir tebessüm verdi. Hastaneye yatmayı kendisi kabul etmişti, Seok Jin için son kez bir şeyler yapmak istemişti ve arkadaşı hayattayken asla inanmadığı umudu yeniden kazanmak istiyordu. Seok Jin'in anısına damarlarında gezinen zehirden kurtulmayı seçmişti.
"Arkadaşımın ölüm yıl dönümü var. Buraya onun sayesinde geldim..." Yoongi boğazının düğümlenmesi ile yutkundu. Kelimeler orada takılı kalmışlardı, konuşmak şu an onun için çok fazla zordu. Acısı hâlâ tazeydi, Seok Jin'in ailesi ve Taehyung ile o gün, o videoyu izlediğinde Seok Jin'in gülüşüne son kez şahit olmuştu. Gözlerinin önüne gelen yansımayla bir damla gözyaşı çenesine yuvarlandı. Bazı geceler kabuslarla uyanıyordu ama sorun değildi.
Karşısındaki genç doktor sorduğu soru yüzünden utanmış ve bakışlarını başka yönlere çevirmişti. Belli ki Yoongi için ölen arkadaşı çok değerliydi.
"Ölmesine ben sebep oldum ve ben, hâlâ yaşıyorum. Bazen onun gibi kendimi öldürmek istiyorum ama ona bir söz verdim. Umudun olduğuna inanmak zorundayım."
Karşısındaki doktor ilk defa kendisini açan Yoongi ile bakışlarını yatakta oturmuş elleriyle oynayan bedene çevirdi. Yoongi buraya geldiği ilk üç hafta asla konuşmamıştı ama zorluk çıkardığı da yoktu. Yalnızca ilk zamanlar çok fazla kriz geçirmişti ve bu süreç içerisinde zayıf bedeni giderek daha da çökmüştü. Psikolojik açıdan berbat bir haldeydi ama buna rağmen zorluk çıkarmayışı hastanedeki doktorları şaşırtıyordu. Psikolog ile görüşme ayarlandığında bile Yoongi'nin ağzından laf alamamışlardı. Şimdi ise bir yılda çok yol kat etmişti. Eskisi gibi kriz geçirmiyordu, eskisine oranla daha da sakinlemişti.
"Eminim arkadaşın şu an seninle gurur duyuyordur."
"Umarım öyledir."
"Birazdan hastaneden çıkabilirsin Yoongi. Bu arada yalnız mı gideceksin?"
"Seok Jin'in ailesi ve Taehyung da benimle olacak."
"O zaman sonra görüşürüz Yoongi."
Genç doktor gülümseyip adımlarını dışarı yöneltti. Yoongi de avuç içleriyle ıslak kirpiklerini kurulayıp ayaklandı. Aradan geçen bir yılda Seok Jin'in ailesi Yoongi'ye destek olmaya karar vermişlerdi, Taehyung hâlâ kendisinden hoşlanmıyor olsa da içten içe Seok Jin hyungu gibi Yoongi'nin de intihar edip nefesine son vermesini istemiyordu.
Yoongi üzerine siyah bir kapüşonlu ve kot pantolonunu giydi. Cüzdanını bulup cebine attı, diğerlerine yetişmesi için acele etmesi gerekiyordu. Adımlarını hızlandırıp hastaneden dışarı çıktığında derince bir nefes çekti ciğerlerine. Eskiden olduğu gibi temiz hissediyordu kendisini. Evet, hâlâ tedavisi bitmemişti ama Seok Jin'e verdiği sözü yerine getirmeden asla hastaneden adımını dışarı atmak istemiyordu. Seok Jin için yaşayacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/140857536-288-k196853.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Yanlış 1 Doğru
FanfictionKışın ardından gelen baharı göremeyecek kadar umutsuzdum. Çürüyen umutlarım asla yeşermedi. • | İyi bir ruh hali içermeyen ve intihara meyilli karakterler bulunduğundan dolayı küçüklerin okuması tavsiyem değildir. |