multimedia: Efe (Yeni karakter)
-Şebnem'in Bakış Açısı-
Kahvelerimizi bitirdikten kısa bir süre sonra garson elindeki hesabı masaya bırakıp uzaklaşmıştı. Almilla hesabı ödemek için, elini çantasına atınca Özgür Almilla’nın kolunu tuttu.
“Aaa, yok artık!” Ben de gözlerimi büyütüp başımı onaylarmışçasına salladım salladım.
“Bencede ‘Aaa, yok artık!’” Elimle Selim ve Özgür’ü gösterdim.
“Burada iki baba yiğit dururken elini cüzdanına atmak hiç yakışıyor mu? Ayrıca Şebnem Gürsoy anayasısının 5. Maddesi ve 3. Fıkrasına göre ‘Erkeklerin bulunduğu bir ortamda, kadınların hesap ödemesi hukuki açıdan yasaktır, bunu ihlal ettiren beyler hakkında kereste fabrikası tarafından ‘Yontma’ işlemi uygulanacaktır’”
Yüzüme abartılı gülümsememi yerleştirdikten sonra Selim’e döndüm, şaşkın bir gülüş ile bana bakıyordu. Özgür lafa girdi.
“Ben bencede’den sonra koptum ama fıkra, Nasreddin hoca bir şey dedi ona aynen katılıyorum! Sonuç olarak...” Ayağa kalkıp, arka cebinden cüzdanını çıkardı ve ücreti hesabın arasına koydu. “Bendensiniz.” Almilla mahçup bir şekilde gülümsedi.
“Teşekkür ederiz, yani biraz ayıp oldu ama...” Son kelimelerini bana sinirli bir şekilde bakarak söylemişti. Hızlıca ayağa kalkıp, konuyu değiştirmek istercesine elimi havada savurdum.
“Hadi bakalım gidelim!” Masanın üzerinde duran çantamı da elime aldıktan sonra yanımda oturan Selim’in bacaklarını, bacağımla ittirip “Çekil!” dedim. Selim gülerek ayağa kalktıktan sonra, yanından geçerek kapıya doğru yürümeye başladım.
Kafeden çıkıp Ortaköy’ün sokaklarında yürümeye başlamıştık. Sokakların kalabalığından dolayı Selim ve Özgür önde, ben ve Almilla ise arkada yürüyorduk. Almilla bana biraz daha yaklaşıp konuşmaya başladı.
“Şebnem?” Etraftaki tezgahlara göz gezdirirken cevap verdim.
“Hı kuzum?”
“Sen tam olarak Selim’e ne yapmak istiyorsun?” Bir an durup, Almilla’ya baktım. Dudaklarımı büzerek omuzlarımı yukarıya kaldırdım.
“Bilmem.”
“Nasıl bilmem?”
“Öf Almilla, bilmem işte. Sanki Revenge çekiyoruz da intikam alma konusunda divayım! Bilmiyorum.” Yanından geçmekte olduğumuz takı tezgahına yavaşça yanaştım. Almilla da benimle beraber yanaşıp, doğal taşlardan yapılmış kolyelere bakmaya başladı. Elime bir erkek bilekliği alıp incelemeye başladım. Üzerinde bir futbol topu vardı. “Belki tüm yaptıklarını yüzüne vururum, ya da bana yaşattıklarını ona yaşatırım, veya sadece ters davranmakla yetinirim.” Bilekliğin üzerindeki minik futbol topuna dokunarak, dolmaya başlayan gözlerimi kırpıştırdım.
Derin bir nefes aldıktan sonra tekrar gülerek Almilla’ya döndüm. “Hadi gidelim!” Almilla da yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirip başını ‘tamam’ anlamında salladı.
Biraz ilerideki tezgahın yanında duran Özgür ile Selim’in yanına gittik. Almilla kaşlarını çatarak konuşmaya başladı.
“Ne yapıyorsunuz?” Arkası dönük olan Özgür gülerek, hızlıca önünü döndü.
“Nasıl olmuşum ama?!” Anlamsız bakışlarla gözündeki kalp şeklinde çerçeveleri olan pembe gözlüğe baktım. Komik görüntüsünü incelerken istemsizce güldüm. Almilla da gülmeye başlayınca, arkasında duran Selim Özgür’ün yanına gelerek elini omuzuna attı.
![](https://img.wattpad.com/cover/24514628-288-k589716.jpg)