Bölüm öncesi notu: Bundan sonra her bölüm bir bölüm şarkısı paylaşmayı düşünüyoruz. Bölüm şarkıları bölümde söylenen bir şarkı olmak zorunda değil fakat bu bölüm şarkıyı karakterlerimizden dinleyeceksiniz J Cem Özkan-Herkesin Bir Şarkısı Var
-
“Şimdi hemen eve gitmeyin, bir şeyler içelim.” daha çok soran bir ses tonu ile sormuştu Selim. “Hem kafası dağılsın biraz Şebnem’in.”
Dudaklarımı büzerek, en yapmacık ses tonumla cevap verdim. “Ay aman beni de düşünürmüş!”
Selim yüzüne bir kaç saniyeliğine yapmacık bir gülümseme yapıştırdıktan sonra, teklifine bir cevap almak için bakışlarını Almilla’ya yöneltti.
“Bana uyar!” dedi Almilla, en neşeli ses tonuyla. “Nasıl olsa Kainat da geç gelecekti bugün.”
Üçümüzün de bakışlarımızı Efe’ye yöneltmemizin üzerine, o da onaylayan bir ifadeyle gülümsedi. “Valla bana da uyar ama bar mar deme abi.” Beni göstererek konuşmasına devam etti. “Zaten kız şu an gece hayatının dibini gördü, farkındaysan az önce kerhane bozması bir ‘gece klübünden’ çıktık, benim bir mekan daha görecek takaatim kalmadı!”
“Ee ne yapalım o zaman?” dedi Selim, bar planının çöpe gitmesinin hüznü ile birlikte. Anlaşılan Selim Beyimizin bu sefer bir B planı yoktu ve iş yine Şebnem Gürsoy’a kalmıştı.
Dudaklarımı büzerek bir süre düşündüm. “Şimdi sinema desek hiç arka taraftaki öpüşüp koklaşan çiftlere tahammül edemeyeceğim zira ön sıralarda oturmak en nefret ettiğim şeyler arasındadır. Sahil desseek...” Efe lafımı kesti.
“Yaşa be!” dedi coşkulu bir ses tonuyla. Bakışlarını Selim’e yönelterek konuşmaya devam etti. “Bence sahile gidelim. Gece, yıldızlar, çimenler, deniz... Dört tane de bira alırız, oh!”
Selim gözlerini kısarak Efe’yi süzdü. “Abi sen niye böyle lisede kaldın ya? İstersen internet kafeye gidip oyun oynayalım mı?”
“Aa, niye öyle diyorsun canım?” dedi Almilla kaşlarını çatarak. “Bir kere deniz insana inanılmaz bir enerji veriyor, hem benim kehribar taşım da yanımda. Resmen detoks olacak, kesin gitmeliyiz!”
Sahil fikri her ne kadar sıkıcı gelse de Selim’i terslemek için iyi bir fırsat olduğunu düşünerek lafa girdim.
“İstemiyorsan gelme, hiç sorun olmaz.” dedim dudaklarımı büzerek. Efe kısa bir kahkaha attı.
“Şebnem vurdu gol oldu!” Sesinde tatmin olmuşluk vardı fakat umursamadım. Sonuçta iki yakın arkadaşlardı.
Selim yüzüne abartılı ve yapmacık bir gülümseme yerleştirerek Efe ile bana baktı. “Valla ne sahilde, ne de istenmediğim yerde durmaya çok meraklı değilim ama bu arkadaş-“ İşaret parmağını Efe’ye doğrulttu. “Bir birada çakırkeyif, ikincisinde de kör kütük sarhoş olma potansiyeline sahip olduğundan eve sağ salim ulaşması için maalesef bana katlanmak zorundasınız.”
Omuzlarımı umursamazca yukarı kaldırdıktan sonra, yürümeye başladım.
“Araba bu tarafta yalnız!” dedi Selim abartılı bir ses tonuyla. Yüzümü ona çevirdiğimde gittiğim istikametin tam tersini gösterdiğini fark ettim. Bozuntuya vermeden yüzüme geniş bir gülümseme yerleştirip, Selim’in yanına gittim. Elimle, yanağını sıktığımda gözlerini devirdi.
“Aferin, ben de seni denedim! Hani kavga gürültü derken, kafasına bir darbe aldı mı acaba bu çocuk dedim.” Bir süre durup burnumu kıvırdım. “Gerçi, pek kavgaya karıştığın da söylenemez. Efe’nin yaptığına kondurmayalım şimdi sen-“ Selim’i imalı bir şekilde uyarışımı Almilla sert bir öksürük ile kesti.
