9.Bölüm "Kırmızı VosVos"

610 54 3
                                    

Fethi kızına masal anlatmaya başlamıştı kızı da gözlerini dikmiş meraklı meraklı babasını izliyordu. Fethi masalın sonuna geldiğinde kızının uyuduğunu fark etmişti. Kucağından kaldırmayı düşünmüştü ilk önce . Ama sonra kıyamamış, vazgeçmişti.Öylece uyumuştu ikisi de ... Biraz sonra salona inen Eylem de onların yanına kıvrılıp uyumuştu.

Ertesi Gün

İlk uyanan Zeynep olmuştu. Annesi ve babası uyuyordu. Ama birbirlerine uzaklardı. "Anneler ve Babalar birbirlerine sarılıp uyurlar" dedi Zeynep ve Annesinin kolunu alıp babasının boynuna koymuştu. Aradan Zeynep'in çıkmasının üzerinden fazla bir zaman geçmeden Fethi ve Eylem birbirlerine sarılmıştı zaten.. Eylem gözlerini açtı, gülümsedi. Çünkü küçük kızları hayranlıkla Anne & Babasını izliyordu. "Hadi prensesim. Biz gidelim de babaya kahvaltı hazırlayalım o da uyusun ne dersin ?" dedi. Zeynep de hevesle kalmıştı ayağa. Kahvaltıyı hazırladıklarında Eylem Zeynep'e dönerken Zeynep önceden davranıp "Hadi anne babamı uyandır" demişti. Eylem itiraz etmeden salona doğru yöneldiğinde Zeynep arkadan seslendi annesine "Öperek uyandır ama " dedi. Eylem gülümsemişti kızının bu lafıyla.  Fethi'nin yanına gittiğinde Fethi hâla derin uykudaydı. Eylem bir süre bakmıştı kocasına öylece. Sonra ellerini ellerine aldı. "Sensiz geçen 5 ay bir ömüre bedeldi Fethi. Beni yine sensiz bırakma, kaldıramam. " Gözlerinden akan yaşları sildi Eylem. Yavaşça Eğilip dudağına bir öpücük kondurdu Eylem. Fethi de uyanmaya başlamıştı. "Uyan bakalım uykucu"
"Günaydın"
"Günaydın, hadi elini yüzünü yıka da sofraya in. Kızımla seni bekliyoruz"
"Tamam."

Fethi artık itiraz etmiyordu. Hiçbirşeyi hatırlamasa da biliyordu. O Alper Artemis değildi. Onun bir Ailesi vardı ve Ailesi bu insanlardı. Fethi Onları hatırlamak için çok çaba harcıyordu ama bu hiçbir zaman yeterli olmuyordu.

Fethi Sofraya indiğinde Boş olan sandalyeye oturdu. "Günaydın Prensesim."
"Günaydın baba" Zeynep'in yüzünde güller açıyordu. "Anne hadi sor!" dedi Eylem'e dönerek. "Neyi soracakmış annen bana ?"
dedi Fethi meraklı meraklı.
"Zeynep pikniğe gitmek istiyormuş babası , ona söyledim , babanın çok işi var olmaz dedim ama "
"Evet prensesim, çok işim var benim"
Fethinin bu cevabıyla Zeynep hemen yüzünü asmıştı. Gözleri dolu dolu olmuştu. Fethi sofradan kalkıp öteki odaya girmiş yaklaşık 10 dakika sonra tekrar masaya dönmüştü.
"Tamam, Gidebiliriz" dediğinde Zeynep'in yüzünde birden güller açmıştı. Kahvaltı ettikten sonra Zeynep odasına çıkmıştı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun ya ?!"
"Ne yapmışım?"
"Tamam Gideriz ne demek ya ?"
"Tamam gideriz demek işte."
"Sanane ! Sen neden karışıyorsun ya ! Kızımı öldürecek misin be adam ! Bir de baba olacaksın!"
"Bence sen biraz sakin mi olsan ?"
"Olmuyorum ben sakin felan. Bu çocuk hasta , ama senin umrunda bile değil. Ölse umursamayacaksın resmen!"
"Eylem, ileri gidiyorsun ama "
"İleri gidiyorum öyle mi ? Ben kızımın canını sokakta bulmadım. Gerçi bendeki de laf. Sen baba olsaydın Aylar önce küçücük yavruyu babasız bırakıp gitmezdin!"

Eylem'in son söylediğiyle Fethinin gözleri dolmuştu.

"İsteyerek mi gittim ben ?" dedi Kekeleyerek. Sesini yükseltmemeye çalışıyordu. "Böyle Ot gibi yaşamayı ben istedim değil mi ?" dedi. Sonra daha da yaklaştı Eylem'e " Sen bana sormadın ama ben söyleyeyim. Zeynep'in doktorunu aradım. Durumu anlattım. O da bir sıkıntı olmayacağını söyledi. Ben de Zeynep üzülmesin diye izin verdim"dedi ve odaya çıkmak için yeltendi. Eylem arkasından seslense de cevap vermemişti.

"Hay ağzın kopsun Eylem! neler dedim öyle ya " dedi Eylem kendi kendine. Daha sonra odaya çıkmış ve kapıyı tıklatmış ve içeri girmişti. Aslında bekliyordu kocasını öyle görmeyi. Yanına oturdu. "Sen bakma bana , ne söylediğimi bilmiyorum ki ben" dedi Eylem. Söylemesi gereken şeyin bu olmaması gerektiğini yeni yeni kavrıyordu. Yapamayacaktı artık. Saklayamazdı Fethi'den. "Seni hastaneye götürdüğümüzde Filiz bana seni iyileştirecek bir tedavi olduğunu söyledi, ama bu tedavi çok acılı bir tedaviymiş, " dedi. Fethi de Eylem'in konuşmayı nereye bağlayacağını merak ediyordu. "Ben, ne yapacağımı bilmiyorum!" dedi Eylem sesini yükselterek. "Ben her gece birinizi kaybedeceğimi düşünmekten uyuyamıyorum Fethi!"
"Ben kendimi arafta kalmış gibi hissediyorum.. Özür dilerim , ben gerçekten ne söyleyeceğimi bilemiyorum, ne yapacağımı da. " Eylem gözlerinden akan yaşlara aldırmıyordu. Fethi Eylem'in gözlerindeki yaşları eliyle sildi. "Tamam, önemli değil." dedi. Ama bu Eylem'in daha fazla ağlamasına sebep vermişti. " Hayır , önemli. Ben Özür Dilerim, seni üzmek istemedim gerçekten özür dilerim "
"Tamam, sende haklısın, çok yoruldun ve yıprandın. Ama geçecek. Sen hep anlatıyorsun, bu kadar zorlukla başa çıkmışız , bununla da başa çıkabiliriz değil mi ? " dedi Fethi . Onu bu kadar seven bir kadına yardımcı olamamak onu da üzüyordu. Eylem bir şey söylememişti. Sadece başını Fethi'nin dizlerine koydu. "Sen iyileşince her şey geçecek. Biliyorum, " dedi . Bunu daha çok kendine söyler gibiydi ses tonu. Fethi de bunu farketmiş olacak ki bir tepki vermedi. Eylem Fethi'nin dizlerinde  saatlerce ağlamış sonunda da uykuya dalmıştı.

Çok geçmeden Zeynep elinde resim defteriyle içeri girmişti.   Fethi kızını görünce hemen parmağını dudağına getirdi. Eylem'in dizindeki başını yavaşça kaldırıp yatağa koydu. Alnına bir öpücük kondurduktan sonra üzerini örttü ve yavaşça odadan çıktı.

"Söyle meleğim"
"Anneme ne oldu?" dedi Zeynep korkarak. Annesi hiç uyumazdı bu saatlerde
"Gece uyuyamamış annen. Kötü kötü rüyalar görmüş . Biz ses yapmayalım tamam mı ?"
"Ama ben resim yapmıştım size"
"Hmm Bakalım bakalım ne resmiymiş bu?" dedi Fethi kızının elindeki defteri kendine çevirdi.

"Anlat bakalım"
"Şimdi, bak buu bizim arabamız kırmızı. Annem kırmızı bir arabamız olduğunu söylemişti. Ama bana hiç göstermedi. Bizim kırmızı arabamız var değil mi baba? "
Fethi ne diyeceğini bilememişti. "Var tabii."
"Yaaaa, Görebilir miyim nooluuurrr"
"Tamam. Ama sonra olur mu?"
"Tamam."
Zeynep anlatmaya devam ediyordu. cok geçmeden de yorulmuştu. Fethi kızını kucağına oturttu.
"Biraz dinlenelim ha ne dersin?"
"hıhı"
Fethi televizyonda çizgi film açmış kızına da sımsıkı sarılmıştı. Filmin sonlarına doğru Eylem de uyanmış ve salona inmişti.

"Oooo, baba kız film saati ha?"
"Öyle"
"Annee, biliyor musun? Babam kırmızı Arabamızı görmeme izin verdi" dedi sevinçle. Bunu demesiyle Eylem'in yüzü değişmişti. Mutfağa girdi. Fethi de peşinden girmişti.

"Bizim kırmızı bir arabamız yok değil mi ?" dedi anlamışcasına .
"Hep senin hakkında daha çok şey anlatmamı isterdi. Anlatırdım da ." dedi Buzdolabına yapıştırılmış resmi söktü dolaptan. Resimde Eylem ve Fethi kırmızı bir vosvosun üzerinde sarmaş dolaş poz vermişlerdi.
"Evliliğimizin ilk günleriydi. çok severdik bu arabayı. Eskiydi, bizi çok bıraktı yolda. Ama içinde hep dip dibe olurduk. Sonra sen baban şirket kurarken borca girdiği için o arabayı satmıştın. Uzun bir süre üzülmüştün hatta. " dedi ve duraksadı. "Zeynep, albümlere bakarken bana bu arabanın nerede olduğunu sordu. Ardından hayaller kurmaya başlamıştı bile. Ona baban bu arabayı sattı diyemedim.Çünkü sen onun gözünde o kadar güçlü o kadar yenilmez o kadar ulaşılmazdın ki. Ben kızımın hayal ettiği babayı öldüremezdim.Özür dilerim"
dedi. Gözleri yaşlanmıştı yine. Fethi bir adım daha yaklaştı karısına. Alnına bir öpücük kondurdu. "Hallederiz"
Eylem gözlerini kapattı. Eskiden de böyle olurdu. Eylem bir şeyleri kafasına takar büyüttükçe büyütürdü Ama Fethi olaylara hep çözüm odaklı bakardı. Çoğu kez kendisine "Hallederiz"der ve o sorunu çözerdi. Eylem farkında bile olmadan gözlerinden 2 damla yaş akmıştı. Fethi eliyle gözlerini sildi Eylem'in yeniden.
"Sen normalde de bu kadar sulugöz müsün?"
"Biraz"
"Hadi gel de cimcimeyle biraz takılalım"
"olur"
Eylem ve Fethi Kızlarının yanına gitmişti. yorucu oyunlar oynanan saatlerin ardından Eylem ayaklandı.
"Siz devam edin, ben size portakal suyu getireyim."
"Annee, ben bisküvi istiyorum"
"Kızım evde bisküvi yok ki"
"Tamam ben alıp geliyorum o zaman bu cimcimeye bir paket bisküvi. Ama dönüşte ücretini alırım küçük hanım." dedi ve çıktı Evden Fethi. Eylem Mutfağa girerken içinden bildiği tüm duaları ediyordu. "Allahım sana şükürler olsun. " dedi gülümseyerek. Salona elinde tepsiyle döndüğünde kızının pencerenin pervazına geçmiş babasını beklediğini görmüştü Eylem. "Aşkım , hadi gel bak meyve suları hazır. Babanda gelir birazdan" dedi Eylem. Ama Zeynep duymamıştı sanki. Dakikalarca izlemişti dışarıyı pencereden. Eylem ne derse desin cevap vermemişti. Ağzını bıçak açmamıştı. Babasını elinde posetlerle bahçe kapısından girerken gördüğünde sevinçle ayaklandı.
"Anne babam geldi!"
Eylem bir şey dememiş sadece gülümsemişti. Fethi Kapının önüne gelmiş, Anahtarını çıkarmaya çalışırken Zeynep kapıyı açmıştı.
"Ooooo, kapılarda karşılanıyoruz. Acaba bu bekleyiş bana mı yoksa bunlara mı dedi elindekileri gösterip. Eylem Fethi'nin elindeki poşeti alıp mutfağa götürmüş , sonra geri gelmişti

"Eveet, Bisküviyi aldım, hatta yetmedi yanında bir sürü daha bir şeyler aldım. Hani benim ücretim ya "
"Ama benim param yok ki , anne sen verir misin babama para"
"Paran yok mu ? bak bu olmadı işte. Tamam. O zaman biz de başka bir şekilde alırız ücreti.İşte böyle'" Fethi kızını gıdıklarken Zeynep de kahkahalar atıyor arada da babasına durmasını söylüyordu. Fethi de arada durup kızını öpücüklere boğuyordu. Eylem bir kenarda durmuş hayranlıkla izliyordu ikisini. Kızını 6 ay boyunca bu kadar neşeli görmemişti ve Kızını mutlu görmeyi seviyordu. O kadar mutluydu ki şu anı kimse bozamazdı.  Biraz sonra mutfağa girdi Eylem. Bisküvileri tabaklarken bir yandan da kocası ve kızının  kahkahalarını dinliyordu. Ama sonra ses kesildi. Eylem önce Fethi'nin Zeynebi gıdıklamayı bıraktığını düşünmüştü. Kocasının telaşlı ses tonuyla kızına seslendiğini duymadan önce...

"Zeynep, Meleğim. Hadi aç gözünü güzel kızım ne olur"

Bana Bir Masal Anlat Baba [EyFet]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin