3. Bölüm #yıldızlar arasında

77 14 0
                                    

Hatırlatma

"Nefes! Kuş pislemiş seni. Artık kuş pisliği gibi kokacaksın. Eyvah evde kaldın evlenemezsin de artık."

------------------------------------------------

3. Bölüm: Yıldızlar arasında
" Yıldızlar sönük kalır senin ışıklarının yanında..."

Emre'nin söylediklerini dinlememe rağmen aynı şeyi odanın içinde koşturarak söylemeye devam edince -bir de ben sabır taşı değilim- belinden tuttuğum gibi balkondan sarkıttım.

"Bir daha öyle şeyler söyleyecek misin? Tekrar edecek misin söyle hadi!"

"Söylemeyeceğim! Söz söylemeyeceğim. Erkek sözü veriyorum Nefes! Vallahi bu güzellikle seni alan çok olur. Kuş pisliği kokmuyor bile! Şakasına dedim zaten. Düşeceğim şimdi." bu söylediklerinden sonra güzel miyim diye düşünmedim de değil yani. Her neyse.

"Aferin akıllı ol şimdi. Ablanım ben senin." indirdim tabii. En sonunda "Anne!" diye bağıracak sandım ama bir şey yapmadı. Koşarak içeri girdi. Ben de ait olduğum yere...

Yaz tatili de yaklaşıyordu artık. Sadece iki hafta... Kimsenin okul var diye sabahın köründe kaldırmadığı günler bunlar. Dersler boş geçmeyecek büyüdük diye. Seneye büyük sınava gireceğiz. Okulda nefes aldırmıyorlar ki artık... Önemini ben de anlıyorum tabii. Sonuçta kendi ayaklarımın üstünde durmam lazım. Durmam için de okumam. Okumam içinde çalışmam. Çalışmam için çabalamak falan filan... Yapacağız bir şeyler. Zaten annemin dediğine göre benim kafam basıyor ama çaba diye bir şey göstermiyormuşum. Ne yapayım yapıma ters.

Bilgisayarın başında oturmuş öylesine gezinirken birden karşıma çıkan dört kelimelik cümleyle neye uğradığımı şaşırdım.

İnternet bağlantınızı kontrol edin.

"Ne!? Ne oluyor ya?" hadi ama! Kalbime mi indireceksin akşam akşam. Tamam. Abartıyor gibi gözükebilirim ama bazen biz insanlar 'en azından benim gibi' olan insanlar böyle durumları biraz farklı karşılıyor. Çünkü sosyal medya hayatımızda kocaman bir yer edinmiş. Eksikliği çabuk farkediliyor ve bu eksikliğin yeri kolay doldurulmuyor.

Sorunu tekrar tekrar kontrol ettim. Acaba bilgisayarın wi-fi ile arasındaki bağlantıyı koparacak bir şey mi oldu diye. Ama ne bilgisayarda ne kablolar da sıkıntı vardı. Tabii biri direkt wi-fi yi kapatmadıkça...

Kalkıp bağlantıyı kontrol etmek için salona girdiğimde wi-fi nin yanında bir çift kızgın ve bir çift hodri meydan bakışıyla karşılaştım. Salona gizli bir giriş yapmıştım ama yavaş yavaş annemin yanına gittim. Ne olduğunu anlamak içinde hem annemi hem de Emre'yi dikkatle süzdüm.

"Anne ne oldu? Neden kapattın bağlantıyı?"

"Sen daha iyi bilirsin Nefes." dedi alaycı gülümsemeyle Emre. Anlam veremez bakışlarla anneme bakmaya devam ettim. Yoksa Emre'yi balkondan sarkıttım diye mi?

"Hadi ama anne altı üstü Emre'yi balkondan sallandırdım. Bence bunun cezası bu kadar ağır olmamalı!" birden gözleri büyüdü.

"Sen kardeşini balkondan mı sallandırdın?" ne? Bilmiyor mu? Ben sandım ki Emre beni şikayet etti de annem ceza veriyor. Eyvah haberi yokmuş kadının sayemde oldu. Resmen kendi kuyumu kazdım.

"Bak açıklayabilirim."

"Bu yaptığını sonra konuşacağız küçük hanım şimdi doğru odana ders çalışmaya."

"Tamam da anne madem sen bilmiyordun Emre'yi sallandırdığımı niye interneti kapatıyorsun?"

"Çünkü küçük hanım Emre bana bu gazeteyi getirdi. Okudum ve senin için şimdilik bunun iyi olacağına karar verdim." gazeteye baktım.

Derin bir Nefes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin