Masum AŞK

Anne, baba ve dost sevgisini tattıktan sonra başlarız karşımıdaki insanı sevmeye.
Aşk-ı tadarız.
Bir bakışla olur bazen bu bazende bir gülüşle.
Aklından çıkamaz olur.
Onu gördüğünde kalbin kıpır kıpır, tenin terler, heyecanlanır durursun. 
"Gözlerin yere bakar kalbin ise ona atar"
Hem mutlu hemde mutsuz olursun.
Hem aşkını belli etmek isterken hemde anlar diye korkarsın.
Onun içinde gözlerini yere kaçırırsın ya.
Onu her gördüğün fırsatta yanına gitmek istersin veya kendini göstermeye çalışırsın.
Masum aşk işte budur.
Yanlış düşünce olmadan sevmek.
Bu dünyada masum aşk çok kıymetlidir dostum.

İnsanlar eskiden "kızınız kuran okuyor mu, namaz kılıyor mu? Abdestli dolanıyor mu? " diye sorarken şimdikiler "kaç tane sevgilin oldu?, ilişkiye girdin mi?, vücut hatlarının cm söylesene bana?, baklavaların var mı?..." diye oldu.
Ne yazık değil mi?
İnsanlar artık dış görüşüne bakar oldu.
"Gözler renkli mi?, vücudu nasıl?, saclar siyah mı?, dudaklar kırmızı mı?,..."
Tabi haklılar dış görünüşü önemlidir ama karakteri bozuk ise ne yapacaksın kalıbını ?

Namus hem erkekler için hemde kızlar için önemli değil midir?
"Erkek o yapmıştır" diyoruz artık.
Oysa namus sadece kadına özgü bir şeyse Hz. Yusufun sakındı neydi?
Bunu düşünen yok tabi daha.
Herkes kendi zevkinin tatmin etmenin peşinde.
Ne yazık değil mi?

Ama masum AŞK bir bambaşka. Sevdiğine kıyamamaktır.
Onun bir sacının teline zarar gelse ölünür.
Konuşurken dudaklara değil gözlere dalıp gitmektir AŞK.
Sen bir de aşkı sevipte kavuşamayanlara sor.
Onlar sabrederken ve susup Allah cc. bırakarak seviyorlar.

"Masum AŞK budur;
Sevip de kavuşamamak
Susup da Allah cc. bırakmak
Kadere inanıp savaşmak
Duâ edip teslim olmak
Kötü düşünceleri aklından silmek
Kalbine sevdiceğini mühürlemek
Beklemek.... "