"Mina!"
Olduğum yerde durup Seokjin'in bana yetişmesini bekledim. Yanıma vardığında karşıma geçti ve iki eliyle omzumu tutup yüzüme hafifçe eğildi.
"Seninle dalga geçiyordum. Sarışın olup olmaman umrumda değil, sadece seni sinirlendirmek istemiştim çünkü kendine anca bu sayede geliyorsun," dedi. "Ayrıca bir kızda aradığım tüm kriterler seninle uyuşsa bile biz birlikte olamayız."
Kaşlarım havalanırken "O neden?" diye sordum.
Elini çekip birkaç adım geriledi. "Boşver bunu. Hadi içeri gir ve biraz dinlen."
Namjoon'un da arabası kapının önünde dururken Seokjin önden eve doğru yürümeye başladı. Ona yetişip kolunu tuttum.
"Ne demek istiyorsun? Neden olamayız ki?"
"Çünkü baban öyle istiyor."
"Huh? Babam mı?"
Babamın neden böyle bir şey istediğini anlamamıştım. Özel olarak Seokjin'le "Kızımla çıkamazsın" konuşması mı yapmıştı yani? Üstüne üstlük geçen ki davet gecesinde bizi tüm dünya aleme "sevgili" olarak tanıtırken? Bu işte bir saçmalık vardı.
"Baban senin bana aşık olacağından yüzde bin beş yüz emindi, bu yüzden daha ben işe başlamadan önce bu konuşmayı yapmıştı."
Gözlerimi devirip "Babama bak sen ya," dedim homurdanıp. "Resmen ilişkime daha başlamadan incir ağaçları dikmiş."
Seokjin sırıtarak omzuma hafifçe vurdu. "Benden daha iyisini bulman da sana kolay gelsin, ben bile kendime aşığım... Kaldı ki sen..."
Elini iterken somurtuyordum. "Seni unutmam birkaç günümü bile almaz. Gözünde kendini çok büyütmüşsün Seokjin'cim."
"Ah evet evet," dediğinde hâlâ gülüyordu.
O eve girerken gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Ah cidden ne kadar olmuştu bir erkek için ağlamayalı? Namjoon bana seslendiğinde omzumun üzerinden ona baktım.
"Yarım saattir arabayı park edemedim ya, Seokjin hyung öyle bir yere koymuş ki arabasını kırk saat arabayı göt kadar yere sığdırmaya çalıştım of çok yoruld...-" Yüz ifademi görünce duraksadı. "Neyin var kız senin?"
Kollarımı Namjoon'a dolarken "Çok mutsuzum," dedim ağlamaklı bir sesle. "Eve girmek istemiyorum."
"Niye, ne oldu?"
"Of uzun hikaye boşver. Gidebileceğimiz daha iyi bir yer var mı?"
"Bonhwa'yla-"
"Hayır unut gitsin," dedim bir anda ondan ayrılırken. "Vazgeçtim, evde duracağım."
Hızlı adımlarla eve doğru ilerlerken Namjoon "O kadar mı kötü ya?" dedi arkamdan gelirken.
"O kadar," dedim. "Hem de çok daha fazlası!"
...Bir platonik için hayat gerçekten olabileceği en zor şekliyle akıp giderken, bu akıntıda bir yerlere tutunup savrulmamaya çalışıyordum fakat inanın bana, bu Seokjin'le laf dalaşına girdiğimizde benim onun laflarına karşı laf aramam kadar çok zordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/193996109-288-k25611.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bodyguard 🍃 kim seokjin
Fanfiction❝Bir korumaya ihtiyacım yoktu, ama Seokjin'e vardı.❞