bodyguard 🍃 kim seokjin

yirmi dördüncü bölüm

selamlarrr:ddd

umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar dilerimm❤

...

"Mina'nın uyanmaya niyeti yok gibi," dedi Baekhyun düşünceli bir sesle. "Acaba Seokjin'in öpücüğüne mi ihtiyacı var? Bu metod Pamuk Prenses de işe yaradı sonuçta."

Şu an gözlerim kapalı da olsa zekasal konularda onunla sabaha kadar tartışacağım sevgili dostum Baekhyun yüzünden gözlerimi devirmeden edememiştim. Aklı fikri öpüşmede, sevişmedeydi ve ben yarı baygın acaba bu çocuğun bu tarz cinsel temasları düşünmediği bir an var mı merak ediyordum. Bakın altını çiziyorum, kendi derdimi bıraktım, şu an Baekhyun'un bu bitmek tükenmek bilmeyen mâlum derdiyle ilgilenmeye başladım.

Seokjin'in bu parlak fikre tepkisi gecikmedi. "Mina masal kahramanı mı gerizekalı?"

Bu esnada gözlerimi hafifçe aralama ihtiyacı hissettim ve yavaştan bizimkilere uyandığımın sinyallerini vermeye başladım. Baş ucumdan hiç ayrılmadığına yemin edebileceğim Seokjin ilk bakış açıma giren kişiydi. Baekhyun'daki bakışları mırıldanmamla hızla bana döndüğünde yüz ifadesi bir müddet duraksamama neden oldu. Bitap düşmüş gibiydi, gözleri uykusuz ve yüzü çok solgundu, ayrıca saçları dağınık bir şekilde alnına dökülmüştü.

Onu bu kadar yıpranmış görünce endişelenip "S-seokjin..-" diyecek oldum ama onun "Mina," diye heyecanla elimi tutması ve hızla dudaklarına götürmesi yüzünden devam edemedim. "Uyanmışsın güzelim."

Uyandığımı farkeden Baekhyun koşarak buraya doğru geldiğinde Seokjin'le kurduğum göz temasını zar zor bozup başımda dikilen haylaza çevirdim.

"Sonunda uyandın, ne kadar çok korkuttun haberin var mı..-"

"Baekhyun tamam," dedi Seokjin uyarır bir tonda. "Mina kimseyi isteyerek korkutmadı, öyle değil mi?"

Baekhyun "Ay tamam be," diyip yatağın çevresinden dolanarak soluma geldiğinde yüzü git gide masum bir hâl almıştı. "İyi misin fıstık? Ağrın falan var mı?"

Kafamı iki yana salladım. Sadece biraz hantal hissediyordum, bayıldığım andan itibaren sanki birkaç gündür uyuyormuşum gibi geliyordu.

"İyiyim endişelenme," dedim ve gülümsemeye çalıştım. "Hani diğerleri nerede?"

Baekhyun "Dur ben herkese uyandığını haber vereyim," dedi ve odanın çıkışına doğru yürümeye başladı. "Hemen geliyorum. Artı on sekiz moda geçmeyin sakın!"

"Biz sen miyiz?" diyecek oldum ama ona laf yetiştirmekle uğraşmadım. Baekhyun gider gitmez Seokjin'e döndüm ama onun kızarmış gözlerini görünce şaşırarak "Ha yok daha neler," dedim benim de gözlerim anında dolarken. "Seokjin ağlıyor musun sen? Gayet iyiyim, endişelenmene gerek yok ki."

Elinin tersiyle aceleyle gözlerini kurularken onu ilk defa ağlıyor görmek bir duygu karmaşası yaşamama neden olmuştu. Gözlerinin dolduğu anlara şahit olmuştum ama hiç ağladığını görmemiştim ve açıkçası görmemeyi tercih ederdim..

Kendini toparlayıp bana baktığında bu sefer ben ağlıyorum diye "Ha yok daha neler Mina," dedi dalgaya vurarak. Bir yandan da nazikçe gözyaşlarımı siliyordu. "Ağlıyor musun sen?"

"Of sus, beni ağlatan sensin.."

Gözlerimi kurulama işi bitince ellerini saçıma çıkarıp yavaşça okşamaya başladı. O kadar uykuya ihtiyacı varmış gibi görünüyordu ki.. Üzgünce iç çekip saçlarımdaki elini tuttum ve indirdim. Biraz yana kayıp onun da uzanması için boşluk açtığımda "Şuraya gel," dedim. "Bayılacak gibi görünüyorsun."