SIRADAN BEN

244 68 484
                                    

Multimedia:Feza

Merhaba, yeni kurgumu beğenmeniz dileği ile iyi okumalar.

Bir gün ver bana; yıl gibi geçen, gece gibi soğuk ve yalnız. Gökyüzü olsun hikâyemizde; bulut gibi saf, güneş gibi parlak. Sadece biz olalım orada. Bir yıl gibi geçen bir günümüz, bin sene süren aşkımız gibi. Bir parlak yıldız var gökyüzünde. Bütün yıldızları gölgesinde bırakan, sadece tek yıldız. Uçarak yanına gitmek istediğim ama bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini bildiğim bir yıldız.
İmkansız ama bir o kadarda muhteşem, aynı senin gibi.

Ama bir çizgi var ortada sana hiç ulaşamadığım, dokunamadığım bir çizgi. Seni sevmenin verdiği bir acı var. Senin bunu bilmemen, görmemen, duymaman... Bu bana nasıl acı veriyor bir bilsen.
Yine bir gece daha bitti, güneşin pencereden içeriye saldığı gülüşüyle. Bilgisayarı kapatıp yatağımın yanındaki küçük çekmecemin üstüne bıraktım. Mavi ve bir o kadarda bulut dolu tavanı izlemeye başladım. Evet, sık sık yaptığım bir şey. Odamın içindeki gökyüzünü izlerim ve düşünürüm.

Benim adım Feza. Bir annem bir babam ve tam bir baş belası olan kız kardeşim var, çok mutlu bir aile tablosu.
Benim bir hastalığım var "bipolar" siz şimdi 'o ney be?' filan diyorsunuzdur. Hemen söyleyeyim.
Ağır duygu kontrolsüzlüğü. Mutluyken aşırı mutlu, sinirliyken aşırı sinirli gibi işte. Hastalığımın ölümle bile sonuçlanacağını söyleyen doktorlarım var. Ağır krizlerim hiç olmadı kendimi hep kontrolde tutabildim, taaki son iki güne kadar. Hep bir, korku hep bir telaş var içimde. Kontrol etmek çok zorluyor artık beni, bu duygularımı hafifletmek için gitar çalmaya başladım. Müzik ile ilgilenmeye başladım. Aynı zamanda da sevmeye başladım, istediklerimi yapmayı sevmeye başladım sevince kolay olduğunu anladım.
Annemin ayak seslerini duyuyordum, odama doğru geliyordu. Hemen pikeyi üstüme çekip gözlerimi kapattım. Uyuyorum sansın diye ama anlamış olacak ki güzel ve narin sesiyle

"Feza sen uyumadın mı hala ?" diye kısık sesle söylendi.

"Ya gerçekten uyuyacaktım şimdi sen geldin uykumu bozdun." diye kendimi tatlı bir geçiştirmeyle kurtardım.

Kafasını tamam anlamında sallayarak odadan çıktı.
Benimde uyku vaktim gelmişti yorgun ve bitkin olan gözlerimi güzelce dinlendirmem gerek kendimi uykunun kollarına bırakıp her şeyi unutmayı diledim.

Dilediğim şey olmuştu, güneş bu defa sadece penceremde değil odamın her yerindeydi sanki. Odamın tavanında bulutlar kuşlar ve pırıl pırıl parıldayan güneş vardı. Küçücük bile olsa kendime yeni bir hayat yeni bir gezegen ve birde gökyüzü kurmuştum. Odamın kapısını açınca herşey yok oluyor gibiydi bu yüzden hiç çıkmak istemezdim kendi dünyamdan. Galaksinin tüm güzellikleri odamın tavanında onları seyretmemi istiyormuş gibi muazzam bir şekilde karşımda duruyorlardı. Artık bunların bana ait olduğunu biliyordum.
Güneşe korkmadan bakabiliyordum, yıldızları sayabiliyordum fakat bazı geceler yerinde olmayan bir yıldız vardı, bu benim 'Kayıp Yıldız'ım dı.

Annemin neşeli sesiyle bütün düşüncelerim silindi.

"Feza,uyandın mı?" Diyerek odamın kapısını aralamıştı.

"Evvveett "diye bir neşe bombası attım resmen odaya, annem yanıma gelip alnıma küçük bir öpücük kondurdu.

"O zaman günaydın benim prensime, gerçi öğlen oldu ama" diye beni mutlu etmeyi başardı.

"Günaydın sultanım" Annem gülerek

"Hadi yatağını topla da sana bir şeyler hazırlayayım" diye cümlesini bitirdi.

"Tamam, hemen geliyorum." diyerek onayladım. Annem odadan çıkınca üstümdeki pikeyi yere fırlatarak yataktan kalktım. Yatağımın yanındaki bilgisayarımı elime alarak bloğuma bir göz atıp çıktım. Tekrardan masamın üzerine bırakıp yataktan indim. Yataktan attığım pikeyi yerden alıp yatağımın üzerine geri koydum. Kapıya doğru yöneldiğim sırada yatağımın altından bir ses geldi ya da yanından mı? gelmişti. Kafamı eğip yatağın altına bakmamla Dudu'nun üstüme atlayıp suratımı yalaması bir oldu.

KAYIP YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin