39, Final

235 26 13
                                    

Canım Jungkook,

Bir anda adımı söyledikten sonra bayıldın, ve şu an bunu da sen baygınken, senin yanında yazıyorum. Gitmeden önce bunu buraya bırakacağım. Beni hatırlıyor musun? Hafızanı kaybettiğinden beri sana adımı hiç söylemedim, yani hatırlıyorsun, değil mi? Buraya söğüt ağacımızı-

Jungkook bir anda yerinde kıpırdandı ve yavaşça kalktı. Kafası Yoongi'nin bacağında dinleniyordu. Yoongi onu söğüt ağacına ladar taşımıştı.

Jungkook onunla gözlerini birleştirdi ve aklında bir anda alarmlar çalmaya başladı. Yoongi kağıt kalemi bir anda yere bıraktı. Küçüğün yüzüne baktı, ne düşündüğünü anlamak istiyordu.

"Min Yoongi, seni göt!" diye bağırdı Jungkook Yoongi'nin bacağına tırmanıp kollarını ona sarmadan önce. Yoongi rahatlamış mı yoksa üzgün mü hissetmesi gerektiğini bilmiyordu.

"N-Neden bana her şeyi anlatmadın? Beni burada bırakıp benden ayrılacak mıydın yani?! Ya seni sen gittikten sonra hatırlasaydım---" Jungkook'un sesi titredi, o an konuşamayacak durumda olan Yoongi'ye daha da sıkı sarıldı.

"Ben... Jungkook... Ben senin için iyi değilim. Biz beraberken başına gelen şeylere bak, en iyi olacak şeyi düşünürken seni en başa koyuyorum. Yani... Bence beni bırakmalısın."

Her kelime yalanlarda boğuldu. Yoongi bunun en iyisi için olduğunu düşünmüyordu. Jungkook'u Ay'a, hatta ötesine kadar sevmişti, ama Jungkook onsuz çok daha mutlu bir hayat yaşamıştı. İşte bu yüzden ondan uzaklaşmak, onu bırakmak istemişti.

"Hayır, hayır." diye mırıldandı Jungkook akılsızca, yeniden ve yeniden. Yoongi Jungkook'un omzunda daireler çizdi.

Jungkook başını gözleri kapalı bir şekilde oturan Yoongi'ye yasladı. Yoongi onun yüzünü gördüğü anda vazgeçeceğini biliyordu.

Jungkook, Yoongi'yi, ikisinin birlikte yaşadığı gerçekliğe geri çekmek istedi ve böylece ilk düşündüğü şeyi yaptı.

"Seni seviyorum, Min Yoongi." Jungkook bunu söylerken Yoongi ile aralarındaki mesafeyi kapattığına ve dudaklarının değdiğine emin oldu.

Ve kıvılcımlar uçtu. Ah... Gerçekten uçtular. Yoongi'nin ruhundaki yangın neredeyse yeri ateşe verecekken, Jungkook'u yavaşça öptü. Jungkook aşkının Yoongi'ye biraz daha fazla ulaşmasını istiyordu, ve ulaştı da. Jungkook parmaklarını onun yumuşak saçlarına daldırdı ve parmak eklemlerine doladı.

Zar zor ayrıldılar, Yoongi derin bir nefes almadan önce hızlıca Jungkook'un dudaklarının kenarına bir öpücük kondurdu. "Ben de seni seviyorum Jungkook... Ama..."

"Benim için kötü olduğunu mu düşünüyorsun?" dedi, ancak Yoongi'yi kazanacağına emindi. "Benim için bir hata olduğunu mu düşünüyorsun? O zaman sana söylememe izin ver, değilsin. Ve eğer böyle düşünmeye devam edersen... Herkes hata yapar, ve ben... Senin benim hatam olmanı istiyorum."

Jungkook Yoongi'nin ifadesinin yavaşça değişmesini izledi. Büyük olan ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Nefes verdi ve saçlarını karıştırdı.

"Sikeyim... İptal etmem gereken bir uçuşum var.

SON

Yeni bölümler gelecek...

Willow Tree/YoonKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin