● KORKMUYORUM * 9 ●

3K 123 16
                                    


SELAM!💦

Küçük bir açıklama yapmak istedim, bundan sonra her Cumartesi günü yeni bölüüüm!✨

●*

Aynadaki yansımama baktım, kendime yabancılaşan yansımama. Tükenen ruhuma, ölü bedenime. Bir damla yaş yavaşça süzülürken kaderime isyan ettim. Aklıma pişman ettim. Kalbime isyan ettim. Bir anda kaşlarım çatılırken ardından bacaklarım daha fazla bedenimi taşıyamazken düştüm yere sert bir şekilde.

Ne yapmıştım ben? Neden?

Hani istesem dahi dokunmayacaktı bana?

İstemiş olmamın gerçekliği suratıma vuruyordu sert bir tokat gibi. Acı ruhumu kavuruyordu. Dudaklarımı elimin tersiyle sildim, yeniden, yeniden, canımı acıtana dek sildim. İzlerinin çıkmasını istedim bedenimden. Oysa ben istemiştim.

"Hivda?"

"Yaklaşma!" Dudaklarımı bastırdım birbirine, ona dönerek dolu gözlerle baktım gözlerinin içine.

"Senin için önemli değil. Senin öldürülmedi baban! Babanın katilinin ağabeyiyle evli değilsin! Ağabeylerin senden nefret ederler mi diye düşünmüyorsun. Benim onlardan başka hiç kimsem yok! Üç ağabeyimden; Serhat'tan, Derbas'tan, Maraz'dan başka kimsem yok!" Acıyla soludum.

"Onları kaybetmeyeyim diye kabul ettim bu evliliği. Ölümü bile bırakmadılar bana! Ölümden bile çekip kurtardılar! Mahkum ettiler bana bu evliliği! Şimdi.." elimin tersiyle akan gözyaşlarımı silerken burnumu çektim.

"Şimdi düşmanımla birlikte oldum. Kadının oldum, karın oldum." Hıçkırdım.

"Ya sen değil o olsaydı?" Yüzümü buruşturdum. Bir anlığına çenesinin kasıldığını gördüm.

"Ben daha on sekiz yaşındayım. Sen kaç yaşındasın söylesene? Sen beni her şeyimle biliyorsun artık. Tanıyorsun. Ya ben? Ben hiç bir şey bilmiyorum senin hakkında!" Başımı iki yana salladım.

"Üstelik, üstelik Delal kuzenim seni seviyor." Bu acılarımdan en basitlerindi. Aslında umursamadığım bir gerçekti de ama.

"Ne? Bunun için de üzüldüğünü söyleme sakın. Senin kocanım ben Hivda."

"Kaç yaşındasın?" Diye bir anda sordum.

"Yirmi altı."

"Aramızda yaklaşık yedi yaş var. Bende on dokuz olacağım." Burnumu çektim. Yaş farkı oldukça vardı. Başımı iki yana salladım bir anda onu tanısam ne değişecekti? O acı gerçek ortadan kalkacak mıydı? Bir anda kendimden beklenmeyecek bir şey yaptım, ona yaklaşarak kollarımı bedenine sardım. Kimsesiz kalmıştım. Yapayalnızdım. Ve düşmanıma sığındım.

Ağabeyimin kolları arasına girip sarılma isteğimi, onun kollarının arasına girerek çıkardım.

Sardı kollarını bedenime.

Saçıma küçük bir öpücük kondurdu.

"Pişman olma."

"Hep burada kalsak? Bu evde. O insanların arasına dönmek istemiyorum."

"O insanlardan bir tanesi de benim." Acıyla kıvrıldı dudaklarım. Başımı iki yana salladım.

SİYAH GÜL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin