● MİRAN * 10 ●

3.3K 135 32
                                    


SELAM!💦
Kusura bakmayın her Cumartesi bölüm vardı, bugün aklıma geldi ama maalesef hastalandığım için atamadım. Kusura bakmayın..💜

●*

"Söyle.." diyerek emir verdi karşısında yüzü morarmış adama bakarak Mirza.

"Kardeşimi vurman için kim emir verdi Diyar?"

"Sö-söyleyemem ağam.."

Mirza öfkeyle yanında duran sandalyeye vurarak yere düşmesini sağlarken, kızgınlık dolu bakışlarla adama baktı. Sakin kalmaya çalışıyor kardeşine yapılanın bedelini ödetmek için uzun zamandır bekliyordu.

"Söylersem ailemi yok ederler ağam..affet ama söyleyemem.."

"Söyleyeceksin. Korkma. Kimse hiç bir şey yapamayacak." Başını iki yana salladı. Bitkin Bakışları Mirza ağanın gözlerindeydi.

"Affet ağam.."

"Çocukların var Diyar. Hiç bir çocuğu babasız koymak, elimi kana bulamak istemem. Ama ailemden birine zarar veren insanı da yaşatmak için bir sebebim olmalı değil mi? Kim yaptırdı? Kim emrini verdi?" Sessizliğini korudu Diyar.

"Daha sonra karıma sıkmaya çalıştın? Kim emir verdi!"

"Ona ben sıktım! Yanlışlıkla.." kaşları daha da çatıldı, sert yumruğunu karşısında elleri bağlı bir şekilde oturtulan adamın yüzüne geçirdi. Belindeki silahını çıkartarak adamın alnına dayadı.

"Beş saniyen var. Söyle!" Başını iki yana salladı.

"Dört!" Korkuyordu.

"Üç!" Gözlerini sımsıkı bastırdı. Alnındaki silahı düşünmemeye çalıştı.

"İki!"

"Ferman Şahvar!" Nefesini bırakırken dudaklarından çıkan isimle birlikte, nefes nefese kalmıştı. Mirza'nın kaşları çatıldı, duyduğu ismin şaşkınlığıyla bir kaç adım gerilerken derin bir nefes aldı. Her şeyin altından bu adamın çıkması artık sinirlerini bozmaya başlamıştı.

"Ferman Şahvar.." diye mırıldandı.

"Seninle konuşmanın zamanı geldi demek."

●*

Kollarını göğsünde bağlamış, oturduğu koltuğun üzerinden gözlerini televizyona çevirmiş boş bir ifadeyle sadece ekrana bakarken gerginlikle derin bir nefes aldım içime. Bir anlığına isteyerek onun karısı olduğumu düşündüğünde attığı o bakışı unutmak imkansızdı. Nefret edeceklerdi benden gerçeği öğrenseler. Kızacaklardı bana.

Gözlerimi kırpıştırarak dudaklarımı bastırdım. Ölümü niye bırakmamışlardı bana? Kahrolası bileklerimi kestiğimde! Onlara çevirdim, hala duran izlere. Bu izler bana hep acılarımı hatırlatacaktı, yaşadıklarımı, beni ölüme diletecek hale getiren annemi hatırlatacaktı. Tüm bunları yaşamama sebep olan amcamı.

Kaybettiğim babamı.

Kapının açılma sesiyle birlikte irkilerek kalktım ayağa. Ona doğru seslendim. "Geldin mi?"

SİYAH GÜL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin