EGE | Texting

2.0

Leyl: Kusura bakma. Dün uyuyakalmışım.

Ege: Sorun değil. Sesimle uyudun.

Leyl: Rahatlatıcı bir sesin var.

Ege: Bu konuda seninkiyle yarışamaz.

Leyl: Maalesef şarkı söylerken berbat.

Ege: Şarkı söylemene engel değil.

Leyl: Yalnızken olabilir. Herkesin sağlığı ve psikolojisi için.

Ege: Fısıltı şeklinde söylersen rahatsız etmez. Yani kalabalık bir ortamdayken kendi kendine mırıldanman seni rahatlatır.

Leyl: Şarkı söylemenin endişe anlarında öyle bir etkisi varmış, evet.

Ege: Sosyofobin mi var?

Leyl: Hayır sadece kalabalıkta sıkılıyorum.

Ege: Ama ondan kopamazsın.

Leyl: Tek başıma, insanlardan çok uzakta yaşama şansım olsa kullanırdım.

Ege: Sıkılırdın.

Leyl: Belki yanımda bir kişi olabilir. En fazla bir. O da zaten bir süre sonra sıkılacak ve bırakıp gidecektir.

Ege: Seni sen olduğun için sevmemişse sıkılır. Daha çok güzel kalbine tutunursa sen istesen de gitmek istemeyecektir.

Leyl: Onlar bile bazen gidiyor, Ege. Belki de böylesi daha iyidir.

Ege: Ya sen engel olmadığın için gittiyse? Sen gitmesini istemediğini açıkça belirtmemişsen?

Leyl: Bana o kadar yakınsa demek ki aklımdan geçeni az çok bilir, tanır. Gitme demek yerine seçimi ona bırakmamın sadece bir saygı belirtisi olduğunu anlar.

Leyl: Tumblr blogunda o paragrafı yazdığın kişi de öyle yaptı. Seni çok seviyordu ama gitme demedi.

Leyl: Ondan giden sendin Ege, o gitmedi. Hatta seni bekledi, geri istedi ama artık geri dönsen aynı olmaz. Duyguların yatıştı, eskisi gibi sevmiyorsun.

Ege: O unutacağım biri değil.

Leyl: Unutacağın biri değil, yokluğuna alışacağın biri.

Ege: Ona bazen çok kırgınmış gibi hissediyorum ama tam şu an ona bir şey olsa yardımına koşacak ilk kişi ben olurum.

Leyl: Yardımını istemezse?

Ege: Hayatından gerçekten çıkarım. Demek ki istemiyor.

Leyl: Kafan karışmıyor mu?

Ege: Karışıyor. Bazen yeni kişiler istediğini söylüyor, bazen eski arkadaşlarını geri istediğini söylüyor.

Leyl: Yeni kişilerle tanışınca eskileri çöpe atmıyoruz ki?

Ege: O'nu konuşmayalım. Çok yoruldum.

Leyl: Ne istediğini bilmiyorsun.

Ege: Biliyorum.

Leyl: Sadece bu imkânsızlığı kırmak istiyorsun.

Ege: Artık onun hakkında düşünmek istemiyorum.

Leyl: Pişman oldu. Seni kaybettiğine.

Ege: Onu tanıyorsun.

Leyl: Kimden bahsettiğini biliyorum ama seni ona anlatmıyorum.

Ege: Konuştuğumuzu biliyor mu?

Leyl: Hayır. Ne önemi var?

Ege: Hiçbir şeyin dibi.

Leyl: Onu seviyorsun ama çok bağlandığın için nefret de ediyorsun.

Ege: Nefret edersem ona haksızlık olur. Ona ben bu kadar anlam yükledim, ben böyle sevdim. O iyi biri, her zaman.

Ege: Ben gitmesem hâlâ konuşuyor olurduk, her zaman da yanımda olurdu.

Leyl: Uzaklara giderek duygularını görmezden gelemezsin. Her şey beyninin içinde saklanıyor.

Ege: Hollanda'ya gitmemin sebebi o değil.

Leyl: Evet, o değil. Birçok kişi.

Ege: Sadece orada olmak istiyorum, diğer insanlar hayatıma yön veremez. Umrumda bile değiller.

Leyl: Sen insanların iyiliğini umursuyorsun, Ege. Ne kadar saklasan da...

Ege: İlgisi yok.

Leyl: Güçlü biri gibi görünmene gerek yok, zaten güçlüsün.

Ege: Herkes öyle. Herkes lafta öyle.

Leyl: Lafta?

Ege: İnsanlar ne hissettiğini açıkça söyleyemez çünkü söylerlerse karşı taraf bunu kötüye kullanabilir. İnsanlar sevgisini saklamaya başladı.

Leyl: Bunun için mi kapattın kapılarını?

Ege: Sadece hayatıma alacağım kişileri özenle seçiyorum.

Leyl: Deneme sınavında mıyım?

Ege: Sen o sınavı geçeli çok oldu.

Leyl: Ege...

Bölüm Sonu
Huh, biraz uzadı. Bir şeyler olmalı, artık.