2.2

2.5K 172 9
                                    

Leyl: Üç haftada bir yurttan eve geliyorsun. Bu haftasonu evdesin.

Leyl: Ege, dışarıya çıkar mısın? Lütfen. Uyanık olduğunu biliyorum.

Leyl: Uyuyamadığını.

Ege: Leyl, saat sabahın 4'ü. Cidden aşağıda mısın? Lütfen evine git.

Mesajıma cevap gelmeyince beni dinlemeyeceğini anlayıp odamın penceresinden aşağı baktım. Kimse yoktu. Leyl'in benimle oynamayacağını biliyordum. Evdekileri uyandırmamaya çalışarak üzerime hırkamı alıp dışarı çıktım. Hafifçe yağmur çiseliyordu.

Kaldırımın sağ tarafına baktığımda loş sokak lambasının altında bir kız gördüm. Beni fark edince yanıma ilerleyip bir-iki adım uzağımda durdu. Bir şey demeden bileğimi kavrayıp parmak uçlarını, bileğimin iç tarafındaki birkaç silik izin üzerinde gezdirdi. Bileğimi tekrar bıraktığında elim yanıma düştü.

"Jilet izleri geçiyor." dedi. Sesi yumuşacıktı.

"Birazdan yağmur başlar. Evine dönsen güzel olur."

"Bir şey olmaz, kapüşonlum var." deyip üzerindekini işaret etti.

"Hasta olursan iyileştiremem. Ayrıca bu saatte nedir seni buraya kadar getiren?"

"Sadece jilet izlerini görmek istedim."

"Cidden bu mu? Bak, sadece dört tane çizik. Neredeyse geçtiler. Ki derin değillerdi zaten."

"Ruhundaki çizikleri ne yapacaksın? Onlara da sadece dört tane çizik diyebiliyor musun?"

"Herkesin acıları var. Sadece benim ruhumda çizik yok ki."

"Ruhuna iyi bakmıyorsun."

"Çalışıyorum."

Sustu, sustum. Bir süre sokak lambasının aydınlattığı yüzünü inceledim. Açık tenine tezat geceyi andıran siyah saçları ve koyu kahve gözleri vardı. Dudakları şekilliydi. Burnu güzeldi. Dudağının sağ tarafının biraz ilerisinde belli belirsiz, küçük bir ben vardı. Hoştu. Benimle yazışırken gülümsememi ve telefon görüşmesinde sırf benimle konuştuğu için heyecanlanıp şarkı söylediğimde uyuyakaldığını hatırlayınca gülümsedim. Biz daha kendimizi böylesine sevemezken insanların bizim sesimizle heyecanlanması güzeldi.

"Sarılabilir miyim?"

"Pekâlâ." dedi, anlamamışçasına. Sanki dokunsam kırılacakmış gibi yavaşça sarıldım. Birkaç saniye sonra o da sarılmama karşılık verdi.

"Teşekkür ederim."

"Ne için?"

"Yanımda olup beni merak ettiğin için. Bileğimdeki izler benim için hiçbir şey gibi görünse de senin için açık bir yaradan farksız. Değerli hissettiriyorsun, var ol."

"Teşekkür almak için yapmıyorum, sen de var ol."

"Artık evine dön."

Beni onaylarcasına hafifçe kafasını salladı. Gülümseyip vücudunu geri döndürdü ve gitmeye başladı. O karanlığa gömülene kadar eve geri girmedim. Aniden anlıma vurdum. İyi ki varsın, demeyi unutmuştum.

Bölüm Sonu

EGE | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin