-6-

1.8K 140 139
                                        

Gerçekten uyuyamamıştım. Yatakta dönüp durduğum için artık kalkmıştım.
Üzerimi değiştirip dışarı çıktım.

Diğer zamanlara göre daha özenli giyindim nedenini bilmiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Diğer zamanlara göre daha özenli giyindim nedenini bilmiyorum.

  Geldiğimde direk asansöre binip düğmeye bastım. Büyük ihtimalle gözüne giricektim. Çünkü aslında daha geç gelmem lazım ama erkenden geliyodum.

Taehyung'un odasına geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Yine şaşkındım çünkü o kızla birlikteydi ve ben her zamanki gibi yine kapıyı çalmadan girmiştim.

Görmeyeceği şekilde lavaboya girdim. Normalde görmesi lazımdı ama heralde o kadar rahattı ki...

Lavaboda onların sesini duyuyodum. Ses gittikçe yaklaşıyodu. Kahretsin buraya girecekler.
Hemen oradaki dolaba girip saklandım.

Geldiklerinde hala öpüşüyolardı.
- Lütfen başka bir şey yapmasınlar. Lütfen...

Sessizce bunları söylerken kız birden;
- Hayatım, sesi duydun mu?
- Ne sesi?
- Birisi konuşuyor gibiydi.
-Aa doğru duydum sen git akşam gelirsin.
- Ama hay-
- GİT!

Onu oradan gönderince nasıl çıkıcağımı düşünmeye başladım ki birden Taehyung dolabı açtı.
- Senin burada ne işin var? 
- Efendim şey ben gelmiştim sizi öyle görünce saklandım.
- Gidebilirdin. 
- Ses çıkardım ve si-
- KES!

Hemen oradan kalkıp üzerimi düzelttim. Zaten her tarafım açılmıştı.

- Peki o zaman geri kalan kısmı seninle tamamlıyım.
- Ne kısmı?
- Bizi bölen yine sensin. Bu yüzden...

Belimden tutup dolaba yasladı. Diğer eli saçımdaydı. Çekmiyodu ama baya sıkı tutuyodu.
Boynumu doğru yaklaşıp;
- Sence yapmalı mıyım?
- Lütfen yapmayın.
- Bana yapmamam için sebep söyle.
- Siz benim hiçbir şeyimsiniz.

Bir anda iki elini de çekip dışarı çıktı. Yüzü düştü. Ama bunu biliyodu zaten. Niye bu kadar üzülmüşti ki?

Bende oradan çıkıp masama oturdum. Bana bakıyodu ama konuşmuyodu.
En sonunda;
- Bu dediğin şey için seni pişman edicem. Bence bu son günlerini iyi yaşa.

Yoksa bu mafya mı? Son gün mü? Pişman mı?

- Efendim lütfen benimle açık konuşun.
- Ben açıklama yapmıcam sen zaten görüceksin.

Odadan çıkıp gitti. Ben yine yapayalnızdım.

İşim bittiği zaman canım sıkıldığı için Jimin'in yanına gitmeye karar verdim.

İçeri girdiğimde bir adam gördüm.
Onu selamlayıp yerime oturdum.

Jimin:
- Aa bahsettiğim kişi de geldi. Merhaba Jisoo.
- Merhaba Jimin. Bahsetmek derken?

Adam:
- Jisoo ne güzelmişsin.
- Teşekkürler efendim ama siz kimsiniz?
- Ben Taehyung'un babasıyım.

Hemen kalkıp bir daha selamladım. Sonuçta bu şirketin başı oydu.
- Yo yo gerek yok yapmana.
- Olur mu öyle şey?
- Neyse asıl konumuza dönelim. Geçenlerde şirkette bir çekiliş yaptık ve bunun sonucundaki kişiyi Taehyung'la evlendirmeyi düşündük. Şimdi belki nasıl güveniceksiniz diye düşünüyosundur fakat zaten çıkan kişiyi baya bir araştık ve buna göre karar verdik.
- Peki...
- Yani çıkan kişi sensin.
- NE!!!
- Sevinmedin mi?
- Niye sevineyim ki? Bir şeyim değil.
- Ama kızım illaki bir şeyin olucak. Yani alışırsın ona.
- Üzgünüm ama böyle bir şey yapamam. İmkansız.
- O zaman sonucuna katlanırsın.
- Ne sonucu?
- Senin o çok yakın arkadaşın varya Jennie.
- Nerden biliyosunuz?
- Nerden bildiğimiz önemli değil ama onun sonu kötü olabilir. Sadece senin seçimine bağlı.
- Saçmalamayın.
- Asıl saçmalığı kararın belirleyecek. Şimdi sana 1 hafta düşünme hakkı.
- Nasıl ya?
- Neyse size iyi günler.

Oradan gittikten sonra ağlamaya başladım. Jimin yanıma gelip bana sarıldı.
- Ağlama Jisoo lütfen.
- Nasıl ağlamıyım? Daha evlenmek istemiyodum hem evlensem bile niye o? Niye sevdiğim kişi değil?
- Çok üzgünüm senin adına. 

Ondan ayrılıp hızlıca Taehyung'un odasına girdim. Asansörde gözlerimin şiştiğini fark etmiştim.

Girdiğimde Taehyung:
- Niye ağlıyosun?
- Kes sesini!
- Ne dedin sen?
- Sana kes dedim ve beni dinle.
- Kovulmak mı istiyorsun?
- Kovulmak umrumda bile değil şerefsiz.
- KENDİNE GEL!
- Ben kendiyim asıl sen ve o gerizekalı babanda su-

Birden beni ittirmesiyle yere düştüm.
- Düzgün konuş diyorum sana. Gerizekalı

Ayağa kalkıp dik bir şekilde dibine girip;
- Asıl gerizekalı olan sizsiniz. Neymiş seninle evlenicekmişim?
- Duydun sonunda.
- Birde biliyosun kahretsin.
- Eee? Konu bu muydu?
- Evet konu bu ve senin yüzünden hayatım kararacak.
- Nasıl kızsın sen? Bütün kızlar benimle evlenmek ister ve o talihli sen olmuşsun.
- Egonu sikiyim.

Benden beklenmeyecek sözler duyunca şaşırdı ve elini dudağıma yaklaştırıp;
- Şşt senin gibi bir kıza hiç yakışmıyor.

Eli dudağıma gidince direk ittirdim.
- İstemiyorum seni.
- Ben seni çok mu istiyorum sanki?
- Tamam işte yapmayalım o zaman.
- Babamı hiç tanımıyosun. Bu yüzden sus. Evlenicez mecbur.
- Hayır ya

Ağlamaya başlamıştım. Yere çöktüm.

O da yere çöküp çenemden tuttu.
- Beni bu kadar mı istemiyosun?
- Evet. Demiştim sen benim hiçbir şeyi-
- Kes. Bu lafı duymak istemiyorum. Artık ben senin müstakbel kocanım.

Yanımdan kalkıp dışarı çıktı. Deli gibi ağlıyodum ama artık değişmeyecekti.

Yeni bölümm. Yorum ve oylarınızı bekliyorum.
673 kelime.

MARRY ME(VSOO)💜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin