ZENGİN PİÇİ

Dedikodu zamanı :(

Kendimi koltuğa atıp güzel bir uyku çekicektim ki lanet olası karnım guruldamaya başladı. Of hiç susmaz mı bu lanet olası! Karnımla kavga etmeyi bıraktım, mutfakla oturma odası birleşik olduğundan televizyondan aşk adası filmini açıp mutfağa gittim. Böyle zamanlarda en zor ama en sevdiğim yemek olan şeyi yapıcaktım yani makarnayı. Tencereye suyu koyup kapağını kapattım. Ardından dolaptan; domates, kaşar, kıyma, nane, acı, ketçap-mayonez, kekik, kimyon vs tüm baharatları çıkararak müthiş sosumu hazırlamaya başladım. Ardından kaynayan suyun içine makarnayı attım. Yarım saate makarnam olmuştu canım acayip şekilde içecek bir şeyler istiyodu dolabı açtığımda 3 kutu meyve suyu gördüm. Büyük iştahla 3 kutuyu da çıkardım.- Ne öyle bakmayın çok canım istiyodu.- Ancak hayal kırıklığıyla kutuları çöpe attım. 2 si boştu biri de kurtlanmıştı. Nasıl bir pasaklıyız biz. Her neyse bir bardak su aldım. Sonuç olarak o da bir içecek değil mi? Yemeğim bittikten sonra ev telefonu çaldı. Koşup baktım arayan halamdı.

- Alo hala

- Halacım kapıyı aç iki saattir çaleyoz duymeyon mu?

- Ağağa hala siz yarın gelmicek miydiniz?

- Evet de kızım bugün köydekile buraya gelceklemiş, bizde bugün gelelimde bize gelin dediydik. Aç hadin kapıyı gari.

( Aov dedikodu başlıyor.)

Gidip kapıyı açtığımda bir düzine kadın halam ve babaanemle birlikte kapıdaydı. Hemen içeri hücum ettiler bitanesi koşayım derken suyumu devirmişti. Fuck you. Neyse terbiyemizi bozmayalım. Herkes sıraya girmişti. Gidip herkesin kırış kırış olan kokan ellerini öpmek zorunda kaldım. Hemen oturdular ve dedikoduya başladılar. Hayır, hayır olamaz o da buradaydı dedikoducu başı Hatice... Geçen sene bana neler demişti. Ama artık laf sokmayı öğrendim haha. Tam odama çıkıyodum ki Hatice;

- Aa kızım, bizden mi kaçıyon bakem? Artık anası nassı yetiştirdiyse...

- Duymak istediğin buysa evet sizden kaçıyorum o iğrenç dedikodularınızı duymak istemiyorum seni aptal yaşlı bunak karı!!

Tabii ki de diyemedi;

- Yok efendim ne kaçması.

- Heh şöyle adam ol. Bu arada Nilüfer'cim aşk meşk işleri nasıl bakeem.

Herkes oo gibi sesler çıkarırken iki işaret parmaklarını birbirlerine sürdüler.

- ( Iyh) Öncelikle benim adım Nilüfer değil benim adım Nil ve...

Telefonun çalmasına ilk defa bu kadar çok sevinmiştim. Koşarak açtım arayan annemdi;

- Alo kızım biz geldik ( Arkadan ablamın bağırış sesleri geliyodu; "annee! Antalya çok güzelmiş yaa ben denize uçaar!") Kızım dur uçamazsın! "Aahh!" Kızım hadi sonra görüşürüz ablan bacağını kırdı galiba... Hadi öptüm annem.

Cevap vermeme izin vermeden telefon yüzüme kapandı. Ne kadar da çok eğleniyolar. Bende kendi arkama dönüp baktığımda dans den kadınları görüyorum. Yine soruyum; Where is the adalet?!