Sürtük

961 17 22
                                    

- Kızım niye bu kadar büyüttün anlayamamışemdir.

- Ama ama burası resmen... Yok ben biraz hava almam lazım belki (İnşallah!) rüyadır.

Yukarı çıkarak kıyafet dolabımı açtım.

Multide nil var...

Üstüme dantel beyaz üstümü, altıma yırtık pembe şortumu giyip minik küpelerimi de taktım, pembe terliklerimi giydim, saçımı da yandan örgü yaptım. Elime telefonumu alarak sahile yol aldım. Sahil çok kalabalıktı. Son bir tane boş şezlong kalmıştı. Etrafta şezlonga yönelen başka insan var mı diye baktıktan sonra son gaz şezlonga koştum. İnsanlar bana; 'napıyo bu mal' bakışları atarken tek istediğim o şezlongtu. Koşmaya devam ettim yol ne çok uzunmuş be. Vayy taş gibi çocuklarımızda varmış burda derken şezlonga gelmiştim tam yanından geçicekken zorla durdum ama bir çocuğun yaptığı kumdan kaleye takılıp yere düşmemle kafamı demire çarpmam bir olmuştu. İçimden ağlama isteğimi kenara itip ayağa kalktım ve bana bakan gözlere karşılık vermeyerek şezlonga havlumu serdim ve oturdum. Tam telefonumu çıkarıp wattpad'de  en sevdiğim kitabın yeni bölümünü okuyacakken yanımda bir gölge belirdi. Kafamı kaldırıp baktığımda ağzım açık kaldı. O-m-g. Taş, kaya, meteor. Bana doğru eğilip eliyle ağzımı kapattığında kendime geldim.

- Güzel yayılmışsın ama burası benim yerim canım.

Hemen kendimi toplayarak;

- İlk ben buldum vallaha, oturmaya çalışırken canımdan oluyodum zaten hayatta kalkmam.

Çocuk bana şaşırmış şekilde bakarken telefonumu çıkardım ve okuyomuş gibi yaptım aslında gitmesini bekliyodum.

Telefonu elimden alarak konuşmaya başladı;

- "Sen benim kim olduğumu biliyo musun ?"

Diye kelimeleri tek tek ve yavaşça söyledi. Bende; 

- Telefonumu izinsiz alan egolu bir çocuk mu?

Sinirlenmiştim. Telefonumu ilk aldığımdan beri kimse elimden alamamıştı. Gerekirse almak için uzattıkları kollarını ısırırdım.

- Bir sürtük benimle bu şekilde konuşamaz!

Herkes bize bakıyodu çok bağırarak konuşuyodu rezil olmanın getirdiği göz yaşlarımı akmamaları için zor tutuyordum. 

- Sen de benimle bu şekilde konuşamazsın. Kendini ne sanıyosun sen! Ne hakla tanımadığın bir kıza sürtük diyosun?

  Yumruklarımı sıkmaktan ellerim kızarmıştı. Kız olsa onu geberene kadar döverdim bu sözlerden sonra. Ama kas ve egodan başka bişey yapmayan bir çocuğu yenebileceğimi sanmıyorum. Çocuk çok yakışıklıydı ama yalnız dış görünüşü benim için önemli değil.

'Benim için önemli' dedi iç sesim. Nerelerdeydin bir an öldün zannettim. Ordan iyi ve kötü meleğim devam ettiler; 'çocuğun tarafındayız, çok yakışıklı. Bizi kendine çekmeyi başardı. Sat bizi onaa' dediler. Defolun sizi lanet olası pislikler...

Yanımda ki taş gözlerimin dolduğunu görünce daha fazla üstelememişti ama hala tepemde dikiliyodu. En sonunda telefonumu elinden aldım ve ekrana baktım, babaannemden 5 cevapsız arama görünce pes edip kalktım. Gözlerimdeki akmasına izin vermediğim göz yaşlarımı sildim ve devam ettim;

- Artık oturabilirsin değdi mi?

Cevap vermesine izin vermeden eve doğru yürümeye başladım. Arkamdan ayak sesleri duyuyodum. Yavaşça koşmaya başladım çünkü gözlerimin doluluğundan önümü pek göremediğim için hızlı gidemiyodum. Neden böyle ağladığımı anlayamamıştım özel günümdeydim herhalde... Birisinin beni sertçe kolumdan tutarak kendine çekti;

- Bak Nil, özür dilerim. Beni bu şekilde tanımanı istemezdim çünkü gerçekte böyle bir insan değilim tanısan senin de çok seviceğine eminim diğer tüm kızlar gibi...

Piç smile yapıp devam etti;

- Adım Batuhan. Telefon numaramı telefonuna kaydettim. Yeni ve kavgasız bir başlangıç yapmak istediğin zaman beni ara.

Sözlerini söyledikten sonra gülümseyerek yanımdan uzaklaştı. Lanet olsun telefonuma ilk iş şifre koymak olucaktı. Adımı nerden biliyo ki diye düşünürken telefonumun ana ekranına yazdığım koskocaman 'Bu telefon Nil'e aittir' yazısını görünce bir an yanaklarım kızardı hafif gülerek eve doğru gittim.

'Yok yok bu kız vallaha mal' dedi iyi meleğim. 'Aynen mal' diye onayladı kötü meleğim. İç  sesim; 'kızım sen mal mısın yoksa biz mi çok akıllıyız? Ya o çocuk sana o kadar insanın içinde sürtük dedi o kadar üzüldün ve şimdi de iki güzel laf etti diye gülüyosun, nasıl bir dengesizsin sen ya?!'

Ya siz zaten onu tutmuyo muydunuz? Hani benden daha çok sevmiştiniz onu?

'Biz herkesi senden çok seviyoruz. Konumuz bu değil. Konumuz senin cidden sürtük olman.'

İlk defa onlara hak verdim. Bana dediği onca şeyden sonra kafa atmalıydım. Üzgün bir şekilde eve doğru yol aldım. Kapıyı açtım ama açmaz olaydım, gördüğüm şey karşısında şoke oldum...

ZENGİN PİÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin