Bölüm 10 - XAİN

298 105 33
                                    

Bu bölüm @lovetobefirstbaby e ithaf ediyor iyi okumalar...

Üzerimize doğru iki taraftanda zombiler geliyordu ve ben buradan nasıl kurtulacağımızı bulamıyordum.

Biraz daha zaman kazanmak için askerlerin ve zombilerin geldiyi iki tarafada ağaç kökleri ile barikat yaptım.

Zombilerin ağaç köklerine vardıklarını ağaç köklerinin arkasından gelen yumruk sesleri ile anladım.

Ben ne yapacağımızı düşünürken askerlerin olduğu tarafta bir patlama oldu.

Patlamanın şiddeti ile karşımızdakı binanın duvarına sert bir şekilde çarptık.

Kafamdan aşağıya bir sıvının hareket etdiğini hiss ediyordum.

Crise baktığımda yerde yüz üstü bilinçsiz bir şekilde yattığını gördüm.

Patlamanın ardınca içeriye askerler girmeye başladı. Onları engelleyecek gücüm yoktu, zorla gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum onları nasıl engelleyen bilirdim ki?

Bir asker beni iki askerse Crisi taşıyarak bir yere götürüyorlardı en son birinin "zombiler geliyor arabaya koşun hemen" demesi ve ardıncada silah seslerini duymamla bilincini kaybettim.

Kulağıma gelen pervane benzeri sesle Gözlerimi yarım kapalı yavaşça açtım.

Karşımda iki tane asker oturmuş bir şekilde bir birleri ile konuşuyorlardı.

Ben onlara çaktırmadan nerede olduğumu anlamak için etrafa baktığımda sol tarafımdakı pencereden bulutlar ile aynı hiza olduğumuzu gördüm.

İçimden "demekki uçuyoruz, acaba Cris nerde?" diye geçirdiyim sırada bir asker benim uyandığımı fark edecekki ayağa kalktı ve sağ tarafındakı sağlık çantasından insanın uykusunu arttıran ve uyumaya teşvik eden beş santim uzunluğunda iki santim kalınlığında, alt kısmından mavi ışık saçan geri kalanı gri renkte olan uyku getireni eline aldığı sırada Gözlerimi açtım ve ayağa kalkmak istediyimde diyer asker vücudunu benim vücudumun üzerine atarak benim kalkmama mı sağladı.

Ben üzerimdeki askerin neresine vursam eklerim acıyordu çünki tepeden tırnağa tam donanımlıydılar.

Diyer asker sağ bileyim yakaladı ve elindeki uyku getireni koluma bastırdı.

Bir kaç saniye karşı koymaya çalışsana daha sonra kollarımda bir uyuşma başladı daha sonra gözlerim yavaş yavaş kapanmaya. Ne kadar direnmek istesemde yapamiyordum. En sonunda gözlerim kapandı ve yine uyku beni sarmalamaya başladı.

Bu sefer kulağıma gelen gürültülerle yavaşca Gözlerimi açmaya başladım.

Gözlerimi açarken kollarımda hareket etdirmeye çalışıyordum ama başaramıyordum, ayaklarımıda hareket etdirmeye çabaladım ama yapamadım en sonunda Gözlerimi açtım.

Kollarıma ve ayaklarıma baktığımda sedye gibi bir şeye kelepçelerle bağlanmış bi şekilde sedyenin sol baş köşesinde serumların takılı olduğu , sedyenin sağ baş köşesinde bir komodi ce üzerinde cam bir sürahi ile bir tane bardak vardı. Odanın geri kalan kısmı klasik hastane odası gibi olduğumu gördüm.

Kelepçelerden kurtulmaya çalıştım ama başaramıyordum. Ağaç kökünü kullanarak belki kurtula bilirim umuduyla yerden ağaç kökü çıkarmaya çalıştım ama olmuyordu bir türlü yerden ağaç kökü çıkaramıyordum.

Ben yerden ağaç kökü çıkarmaya çalışırken sol tarafıda olan kapı açıldı ve içeriye doktor gömleyin giyen yirmi beş yaşlarında, kısa koyu siyah saçlı, mavi gözlü, erkeksi yüz hatları olan, bir seksen boylarında bir erkek girdi.

Yeni Dünya Düzeni Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin