1. Bölüm: Gözlerin Savaşı

155K 6.2K 8.6K
                                    

''Kalbimi onun ellerine veren masumluğuma...''

BÖLÜM 1

Motoruma atlayıp yola çıktığımda annemin tavırlarına olan sinirimi azaltmaya çalışıyordum. "Emin misin?" diye sorarken gideceğim yeri kastettiğini biliyordum. Bir tek kendisinin güçlü olduğunu sanıp bana gelince tedirgin bakışlar göndermesine dayanamıyordum. Sonuçta genlerimin bir kısmı ondan geliyordu. Güçlü duruşundan biraz bana aktarmış olmalıydı. Yola odaklanmaya karar verip düşüncelerim yerine rüzgara karşı savaş açtım. Tüm korkularımı, endişelerimi arkamda bırakarak ilerlemeye başladım.

Okulun bahçesine geldiğimde motoru yavaşlatıp otoparka doğru sürdüm. Boş kalmış bir köşeye motoru park edip koltuktan indim. Kaskımı çıkarıp kolumdan geçirdikten sonra ellerimle saçlarımı düzelttim.

Derin nefesler alırken tereddüt etmedim. Zihnimden yüzlerce anının geçmesine izin verirken tek bir sızı hissetmedim. Gördüğüm binanın üzerinde kocaman ''Edebiyat Fakültesi'' yazıyordu. Sinsice gülümseyip,

''Ama ne edebiyat?'' dediğimde keyiflenmiştim.

Her an kendini korkunun kollarına bırakabilecek iç sesimi yok sayarak fakülteye doğru ilerledim. Kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak merdivenleri tırmandığımda üzerimdeki bakışları hissetmeye başladım. İçimdeki sinsi taraf,

''Şimdiden mi?'' diyerek mızmızlanıyordu.

''Oysa daha içeriye bile girmemiştim.''

Kapıdan içeri girdiğimde gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Kahkahalarım, acılarımın üzerine perde olduğu günden beri tüm duygularımın silahıydı.

Koridorun sağ köşesinde duvara yaslanmış arkadaşları ile konuşan Kuzey ile göz göze geldiğimizde ağzı ile beraber aynı anda açılan gözlerini görmenin hazzını yaşadım. Onu fark eden arkadaşları yavaş yavaş bana dönerken, bir çift gözde bile acıma duygusunu görürsem sakin kalamayacağımı biliyordum. Sanki hiçbirini tanımıyormuş gibi yanlarından rüzgar gibi geçtiğimde arkamdan bir kızın,

''Oha!'' dediğini duyarken başka birinin de,

''Nasıl yani?'' diyen sesini işittim.

İlk dersimin olacağı sınıfa girerken sırtımı dikleştirip, yüzümün ifadesiz olması için uğraştım. Bazıları sırasında otururken bazıları ayakta sohbet ediyorlardı. Tüm sohbeti ve kahkahaları bozan,

'Ha siktir!''

Cümlesini duyduğumda o tarafa döndüm. Gözlerim Yağız'ı gördüğünde tenim karıncalanmaya, midem bulanmaya başladı.

Biliyordum.

Yanındaydı.

Bana baktığını hissediyordum. Tüm gözler benim olduğuma inanamayarak kafalarını ondan tarafa çevirip sonra tekrar bana döndü. Bugünü o kadar çok hayal etmiştim ki gözlerinin içinde kaybolmayı sevdiğim adamın suratına bile bakmadım. Ruhum, adamın ellerinde duran kalbime çekiliyordu. Çok iyi tanıdığım ellerine baktığımda zihnimdeki cılız ses,

''Özür dilerim kalbim,

seni geri almaya geldim.'' dedi.

ASELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin