6- Olan ve olcak olan her şey yolun sonunda seni bekliyor

267 33 12
                                    

'Zehirli bir kuşkuya düşürüyorsun beni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Zehirli bir kuşkuya düşürüyorsun beni. Düşünmek istemediğim şeyleri düşündürüyorsun bana. Beni kül ediyorsun. Söylesene, bana bunu neden yapıyorsun?'

🌼

Bir zamanlar deliler gibi aşık olduğu adama dönerek, "Ona ne zaman söylemeyi düşünüyorsun?" Diye sordu.  Bir eli beyaz önlüğünün cebinde kaybolurken diğeri kahve bardağını tutuyordu.

Bu soru üzerine sıkıntılı bir nefes çekip ciğerlerinin her bir yanını acıyla doldururken yutkundu Yoongi.

"Buna cesaretim yok Yuna."

Bu kadardı işte. Engeller aşılmak, sorunlar çözülmek için varken Yoongi aşamayacağı engellere takılmış, cevap dahi bulamayacağı sorulara tâbi tutulmuştu acımasız kaderi tarafından.

Bencil bir korkağın teki olduğunu ve eşim dediği kadına haksızlık ettiğini düşünüyordu. Evlenirken verdiği sözleri, ettiği yeminleri bile hiçe sayıyordu eşinden sakladığı gerçeği söylemeye cesaret bulamayıp sessiz kaldığı için.

Uzaklaşıyorlardı birbirlerinden. Ve bu uzaklık her ne kadar istenmiyor olsa da bir anlam ifade etmiyordu. Nasıl denirdi hani... evet, hayat gerçekten de pamuk ipliğine bağlıydı. Uzaklaşıyorlardı ve uzaklaşacaklardı da. Hatta düşününce, böylesi daha iyiydi belki de.

"Söylemelisin artık." Dedi Yuna net tavrından taviz vermeden. "Er ya da geç, öğrenecek sonuçta. Geç kalamazsın." Söylemesi kolay görünse de onun içinde zordu bunları dile getirmek. Yoongi'nin umut arayışındaki gözlerine bakmak onu üzüyor, mümkün olduğunca göz teması kurmamaya dikkat ediyordu. Onun mutluluğunu her şeyden çok istemesine rağmen bu isteğin olası sonu değiştirmeyeceğini de biliyordu.

Başını iki yana salladı genç adam, "Söyleyemem. Bunu ona nasıl yaparım?" Dedi. "Yapamam." Gözleri doldu. Dudaklarını ısırdı. Son zamanlarda içten güldüğünü hatırlamıyordu bile. Canından çok sevdiğine söylemesi gereken ne de çok şey vardı, bir korkak gibi kaçmayı seçmeseydi eğer.

Nereye kadar kaçacaktı ki?

Yolun sonunda ikisini de kaçışı olmayan ayrılık beklemiyor muydu?

"Bunları söylemek benim için de kolay değil, biliyorsun. Ama çok geç olmadan her şeyi ona anlat. Bunu bilmeye hakkı var. Gerçeğinden kaçarak her şeyi daha da zorlaştırıyorsun Yoongi."dedi Yuna. "Hiçbir şey yokmuş gibi davranamazsın. Davransan dahi olan ve olacak olan her şey yolun sonunda gerçekleşmek için seni bekliyor."

İkisi de bir müddet sessiz kaldı. Genç kadın karşısındaki adamın daha fazla konuşmayacağını anladığında oradan ayrılmanın daha doğru olacağını düşünerek uzaklaştı.

Bomboş bakan gözlerini cebinden çıkardığı sol elinin yüzük parmağına çevirdi Yoongi. Parmağındaki alyansın tekini sonsuza kadar süreceğini sandığı mutlulukları için Hera'nın parmağına takarken başına bunların geleceğini bilmiyordu. Bir eşi sevdiği kadında olan sarı halka, ona acıdan başka bir şey vermiyordu şimdi. Hayal ettiği evlilik bu değildi, asla bu olmamıştı.

Mutlu değildi.

Mutlu olamayacaklardı.

"Özür dilerim." diye fısıldadı parmağındaki alyansa doğru. "Özür dilerim Hera. Her şey için özür dilerim..."

O sırada kontrol ettiği hastanın odasından çıkmadan önce tüm konuşmaya şahit olan genç kadının gözlerinden birer damla yaş süzüldü. Hiç kurumamıştı ya o güzel gözleri. Açmak için tuttuğu kapı kolu elleri arasında gevşerken hayal kırıklığıyla verdi daha fazla ciğerlerine sığdıramadığı nefesini. Boğazında yer edinen ağırlık yutkunmasını zorlaştırıyordu.

Evlilik yıl dönümlerinde Yoongi'nin telefonuna Yuna'dan gelen mesajları okumuştu tesadüfen. "Bu gizleyecebileceğimiz bir şey değil Yoongi. Ona en kısa sürede gerçeklerden bahset Yoongi. Bu durum artık benim sinirlerimi bozmaya başladı Yoongi..." içerikli birkaç mesaj topluluğuydu içine kuşkuyu salan, Hera'nın Yoongi'ye olan güvenini paramparça eden ve kendinden çok güvendiği eşine ilk kez kalbinin soğuk tarafından bakmasına neden olan.

Sadece bu mesajlarla da yola çıkmamıştı Hera. Gizli telefon görüşmeleri, hastanede eski sevgilisine olan yakınlığı ve şu anki konuşmalar onu şaşırtmıyor fakat canını fazlasıyla yakıyordu. Gururu kırılıyor, kalbi ve güveni hiç oluyordu. Her şeye ve herkese güceniyordu. Kocası ondan neyi gizliyordu da anlatamıyordu?

Her şey gözlerinin önünde yaşanırken tahmin etmesi zor da değildi ya onun için. Biliyordu. Ya da bildiğini sanıyor, yanılıyordu.

Yanılmaya devam edecek, her şeyini kaybettiğinde ve gerçekler canlılığını yitirdiğinde ortaya çıkan tarifsiz acı izin bile almadan kalbinin üzerinde yer edinecekti. İşte o zaman öğrenecekti. Geriye kalan yanılgılar yakıp kavuracaktı onu. Atan bir kalp duracak, alınan nefesler tükenecek, karanlık olacaktı onun sonsuzluğuna ev sahipliği yapan. Her soru aradığı cevabı bulacak, sır perdesi aralanacak fakat hiçbir beden kaybettiği ruhu geri kazanamayacaktı.

Siyahtı Min Yoongi. Yıldızsız bir gece kadar siyah, bir o kadar da beyaza hasret.

🌼

Suicide | MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin