'Bittiğimi hissediyorum, bir harabeye dönüştüğümü. Bir daha sana asla güvenemeyeceğimi hissediyorum.'
🌼
Eve döndüğümüz o gece dolsam da taşıramadığım gözyaşlarımı ellerinle sarstığın güvenime akıttım. Sen uykunun en derinlerine dalıp huzurun doruklarında gezinirken, bana yaşattığın tarifsiz acı tıpkı gözyaşlarım gibi ruhuna damlasın istedim.
Seni izledim tüm gece boyunca. Bir ara kendime kızdım; nasıl olur da parmaklarımı hâlâ saçlarında gezdirmek isterim? Nasıl olur da öpmek isterim kirpiklerinden ve nasıl olur da sana sarılmak, ciğerlerimi senin kokunla doldurmak isterim?
Biliyor musun, ihanetini ve sevgimin ikileme düşürdüğü karanlığa çekilen zihnimi de toparlayamadım ben hiç.
İkileme düştüm dedim ya hani, sen ve ben olduk o geceden sonra işte. Gözlerimi bir an olsun kırpmadan izledim seni. Zaten aklıma kazınmış olanı, bu defa nefretime kazımak ister gibi.
Beyaz tenine dağınıkça dökülen siyah saçlarının, sonsuzluğu barındıran aralık dudaklarının ve kapalı gözlerinin süsü olan titrek kirpiklerinin gölgesinde, dönülmez bir günaha açtım evliliğimi. Neden senden nefret etmeye çalışıp da edemediğimi düşündüm. Neden her bir damla ılık yaşın sana olan nefretime karışıp ruhumu ve bedenimi terk ettiğini.
Nedenlerle nefes alıp ihtimallerle öldüm.
Seni aşkla boğup nefretle gömdüm o gece. Bu benim ilk yenilişimdi, bocaladım. Daldığın derin uykuda, gördüğün pembe rüyaların kâbusa dönsün istedim. Bu ilk uyanışımdı, kördüm. En güzel rüyam olan senin, en kötü kâbusum olduğuna kendimi inandırıp aynılarını senin de yaşamanı, aynılarını sana da yaşatmayı istedim. Ve bu ilk bitişimizdi bizim, sen bana ihanet etmiştin.Sana olan sevgime ve aşkıma ihanet eden senin, en kötü kâbusun olmak için and içtim o gece. Şefak sökmek üzereyken ufukta, seninle yaşadığım her şeyi bir çırpıda silip hiç yaşamamış olmayı diledim.
O gün öğrendiğim, senin öğrendiğimden bi'haber olduğun gerçekler yüzüme buzlu su misali çarpıp beni gerçeğe uyandırırken kalbime bıraktığın ağırlığın yükü altında tek başıma ezilmenin acizliğini yaşadım. Darmadağın ettiğin benliğimin esiri olup sadece ve sadece ağlamakla yetinmeyi seçtim.
Her şeyin gün yüzüne çıktığı gündü o gün. Hayatımın seyrinin değiştiği gündü, kimseye hatta en yakınıma bile inanamayacağımı, hiç kimseye güvenemeyeceğimi bana öğrettiğin gündü. Büyüdüğüm gündü. Oysaki ben hiç büyümemiştim ki senin yanındayken, hep çocuktum.
Canımdan çok sevdiğim seni ve bitirdiğin beni, boğulduğum düşüncelerde boğmak için and içtiğim günün gecesiydi. Ettiğimiz yeminleri, verdiğimiz tüm sözleri unuttuğunu düşündüğüm sen gibi unutmayı dilediğim gündü: Senden vazgeçmeyi istediğim gün.
Duygularım fırtınalı zihnimde yol alan bir gemiydi. Rotadan çıkıp kıyıya vurdu, paramparça olan bendim. Gecenin en karanlık saatleri ve zihnimin en dalgalı vaatleriydi.
Sen içimde verdiğim savaştan habersiz uyuyordun. İçeri sızan ay ışığı yüzüne vuruyor, öpmeye doyamadığım kirpiklerin yanaklarına gölge düşürüyordu. Masum olabileceğini düşündüm bir an ama daha o an da uçup gitti aklımdan.
Her şeyi yok saymak zordu, gözümde büyüyen intikam ateşine karşı gelmek daha zor. Ben seni paramparça etmek isterken paramparça olacağımı düşünmeden hareket ettim. Her şeyi düşündüm de hiçbir zaman bu şekilde gideceğini düşünemedim, özür dilerim.
Paramparça oldum. Darmadağın oldum. Boğuldum. Kimse duymadı sesimi, kalabalıklar içinde yapayalnızdım.
Kimsesiz bir gemide, yanlış bir denizde, yanlış düşüncelerde ve yanlış adımlarda boğuldum, özür dilerim.
Verilen sözlerin, edilmiş ve tutulmamış tüm o yeminlerin, bir kalbin büründüğü amansız nefretin, acımasız dönüşlerin ve can yakan gidişlerin temellerini attım o gece. Beni asla affetme.
🍷Şafak sökerken ufukta, odaya sızan gün ışığına ev sahipliği yaptı saflığın beyaz yüzü her şeyden habersiz.
Işığının söneceğinden, sonsuz sandığı nefeslerinin sayıya döküleceğinden, her ritmi eşine olan kalbinin yine onun için duracağından, mutluluğunun ona gölge düşüreceğinden ve sevdiğinin onu duygularından vuracağından habersizdi.
Genç kadın bir adım attı ve bir adım daha... Her adımını ateşe, her kıvılcımı sönmeyen ve sönmeyecek olan bir kora dönüştürdü. Yakmak isterken yanacağından habersizdi. İntikam isterken en büyük intikamı kendi kalbinden alacağını bilemedi.
Kendi duygularının, anılarının, geçmişinin, şu anının ve geleceğinin en büyük katiliydi.
İhanetin tohumları kalbine ekildi, aldanışını gözyaşlarıyla sulayıp büyüttü. Ekini acı verdi, gülü söküp kopardı. Ellerine batan pişmanlıktı, ellerini kanatan keşkeler.
Bir yalanı sevdiğini sandı önce, sonra da o yalana kandı.
Gün doğana, kuşlar en güzel şarkılarını söylemeye başlayana dek göz pınarları ömrü boyunca unutamayacağı hataya düşeceğini bilmeden ağladı. Bu hata geç gelmiş pişmanlığın kimsesiz çaresizliğiydi.
O gece her şeyin sonunu getirecek olan ilk adım, gözyaşıyla atıldı.
🌼
Bu hikayeyi okumayı seviyor musunuz?
Seviliyorsunuz ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suicide | MYG
RandomYıldızlar bir bir sönerken ardımdan, eylül ayının hüzün yağmuru tenime değdi ve ben sana geldim. Sana, seni sevdiğimi söylemek için geldim. (24/06/19) (30/09/19) -Tamamlandı