Bazı anlar ne kadar kısa olursa olsun tüm hayatımızı etkileyebilir.Bazı anlar bizi yaşama bağlayabilir veya bizi ölüme sürükleyebilir.Korkunç ve çaresiz bir anda artık nefes almaktan vazgeçebiliriz.Ya da en kötü anımızda küçücük bir umut ışığı,bir kıvılcım bizi hayata bağlayabilir.Bazen en kötü anımızda tamamen tesadüfen tanıştığımız bir insan,bize söylenen bir söz tüm hayat çizgimizi değiştirebilir.Başımıza gelen her şeyin bir sebebi vardır.Biz de yaşadıklarımızla varızdır.Tüm o kötü anlar bizi biz yapar.Hayat kendi deyimiyle bir günahkar olarak doğmasaydı,aynaya baktığında gördüğü o yaratıktan nefret etmeseydi,o bir kaçık olmasaydı,şizofreni onu ölüme sürüklüyor olmasaydı herkesin aradığı o şeyi bulamayacaktı.O şey aşk değildi herkesin aradığı o şey umuttu.Yeryüzüne dayanabilmek için,kendini sevebilmek için bir umut.Ve o umut ümitti.
Eğer Ümit tüm o hastalıklara kaybetmeseydi sevdiklerini,hayatta hiçbir şeyi olmayan bir zavallı gibi hissetmeseydi,Hayat onun kazanmak istediği bir can,hayata kazandırmak istediği bir insan olmazdı.
Hayat ve Ümit tam da şuan karanlık bir odada birbirlerine bakıyor olmazlardı.
-Korkuyorum. dedi Hayat.
-Karanlıktan mı?
-Hayır.
-Neyden peki?
-Karanlık olduğunda bile,her yer gri olduğunda bile gözlerinin mavisi ve saçlarının bakır sarısını ayrımsayabiliyorum.
-Nasıl yani?
-Birdenbire ölüme koştuğum bir anda geldin ve tüm dünyamı kapladın.
-Bu yüzden korkuyorsun benden?
-Senden değil gitme ihtimalinden.
-Ben yıllardır hiçbir şeysiz yaşıyorum ve bir an bile vazgeçmedim nefes almaktan.Ve anladım ki onca zaman nefes almamın sebebi sendin.Biz birbirimizi kurtarıyoruz.
-Ben nasıl kurtarırım ki seni?
-Bana varlığımı değerli hissetiriyorsun.Dünyada sevilmeye değer bir şeyler olduğunu gösterdin bana.Nefeslerime anlam kattın.
Sonra elini Hayat'a uzattı.
Ümit avuçlarının arasına aldı Hayat'ın ellerini.
-Korkma.
Hayat irkildi.
-Korkuyorum.Çünkü bu dokunuş diğerlerinden farklı.Sen baba gibi sevebilirsin.Bana bunu alıştırıp da gidersen?
-Neden anlamıyorsun?Sevilebileceğine neden inanmıyorsun sen?
-İnandım.İnancımı kırdılar.Direndim.Direncimi kırdılar.Beni çok yordular.Ben bittim.Her şeyden vazgeçtiğim,kendimi binlerce kez öldürmeye kalktığım anlar yaşadım.Şimdi sen bana asla gitmeyeceğine dair sözler veriyorsun.
-Evet çünkü senin yanında olursam bu senin için değildir.Bu seni sevdiğim içindir.Seni sevmemin sebebi de bana kendimi sevdirmendir.
-Sevgi bu kadar bencil bir duyguyken neden sevmeyi öğrenmem gerekiyor.
-Çünkü sevmek insanı insan yapar.Çünkü sevmek umut verir.Sen gelmeden önce sadece varoluyordum.Sen bana yaşamayı,insancıl duyguları gösterdin.
-Bende varolmayan şeyleri yani?
-Ben seni tanıdığımda tanıdığım diğer insanlar silik ve bulanık gözükmeye başladı.Anladım ki bunca geçirdiğim boş yıl sırf senin içindi.Yaptığın her şey,nadir gülümsemen,kendini sevememen,ama kendinden vazgeçememen,gidip gelerek yaşadığın o iki dünya ve tüm bunların vücut bulmuş haliyle sen bende insancıl duygular uyandırdın.
-Acıma gibi mi?
-Hayır umut gibi.
Hayat doktorun eline sıkıca tutundu.Buna ihtiyacı varmışçasına tutundu.Karanlıkta gözlerini aradı ve buldu.Aynı saniyede Ümit'in gözleri de onu buldu.Ümit Hayat'ın beline koydu elini ve onu kendine çekti.Kulağına eğildi ve:
-Bir kez olsun her şeyi akışına bırak.Mantığın sussun.Yüreğine konuşma hakkı tanı.
-Tıpkı yağmurda dans etmek gibi?
-Tıpkı bana öğrettiğin gibi.
-İnsanların ne düşüneceğini umursamadan yani?
-Bir kez olsun istediğin şeyi yap.
Hayat öne uzandı.Ve parmaklarını Ümit'in suratına yaklaştırdı ve üzerinde gezdirdi.Sonra dudaklarını buldu ve tüm dünya buna bağlıymış gibi onu öptü.Sanki varoluşunun tek sebebi de buymuş gibi öptü.Tüm vücudu baştan ayağa irkilerek,umutla,hararetle,varlığının sahip oldupu tüm gerçeklikle öptü onu.Elini boynuna koyarak parmaklarının altında kendini canlı hissettiren bir tene dokunarak öptü onu.Öpüşlerinde bir istek vardı.Yaşamaya dair.Ölüme savaş açmış güçlü bir kadının öpüşleriydi bunlar.Kendini çirkin gören bir zavallının değil.O öpüşlerde inanç ve güven vardı.Kendi varoluşuna dair.
Öyle bir an geldi ki ikisi de konumlarını unuttular.Hayat'ın belini sıkan Ümit'in elleri hiçbir tende heyecanı ve huzuru ayna anda yaşayamadığını ayrımsadı,kimse onu böylesine hayatta nefes almaya değecek şeyler kaldığına inandırmamıştı.Hem de bunun farkında bile olmadan yaptı hepsini Hayat.
Hayat dudaklarını çekerken kulaklarının kızardığını hissetti.Belini Ümit'in ellerinden kurtarmak istedi.Ama Ümit onu sıkıca tuttu ve sarıldı.
Aklını okurcasına:
-Yaptığın güzel şeylerden pişman olmaktan vazgeç.Yapmak istediğin şeyleri yaptığın için kendini suçlamaktan vazgeç.
-Ben pişmanlık duymuyorum.Sadece korkuyorum.Çünkü kimse yaşamak için çaba sarfetmeme neden olmadı.
-Ve kimse bana yaşamda güzel şeyler olduğuna dair kanıt göstermedi.Ta ki sen gelip bildiğimi sandığım her şeyi sil baştan yazana dek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurumun Kıyısında Yaşamak
RomanceVe bir doktor hastasına uçurumun kıyısında yaşamayı öğretti. Hayat kendi ölümünün yıllar önce planlanmış olduğuna inanan,ağustos ayında etrafı şubatla sarınan,içinde yaşadığı hayata ve kurumlarına uyum sağlayaman bir kaçıktı. Ümit başka insanlar içi...