13

70 0 0
                                    

Hayat çaresizce başını bacaklarının arasına sıkıştırdı ve ileri geri sallanarak sakinleşmeye çalıştı.Bu anlar onun uçurumdan atlamak istediği ama ayaklarının altında oluşacak boşluktan,rüzgarın verdiği özgürlükten ve yanında getirdiği sonsuz boşluktan ölümden korktuğu anlardı.Keşkelerle dolu bir karaya basıyordu ayaklarını.Ama karadan da kurtulamıyordu.Uçurumun kıyısında olmaya mahkum olduğunu bir kez daha anladı.Ama yaşamayı beceremedi.Hep nefes almak için çaba sarfetti ama hava hiç burun deliklerinden göğsüne süzülüp akışına bırakmadı yaşamını.Bazen geçmişte yaptığımız hatalar için ağlamak yerine gözyaşlarımızı silmeli ayağa kalkmalı ve yürümeye devam etmeliyiz.Arkamızda ne olursa olsun geri dönüp bakmadan,önümüzde ne var diye yürümekten korkmaktan,tedirgin olmaktan vazgeçmeli ve yaşamın bize sunduklarını tatmalıyız.

İnce ve tiz bir ses duyuldu.

-Napıyorsun burada?

Hayat şaşkınlıkla sesin geldiği yere döndü.Bu eski dostun ziyareti onu tedirgin etmişti.

-Öldün sanmıştım dedi hayali dostuna.

-Ama yaşıyorum.Ben senin acılarını hissettiğinde ben canlanıyorum,canlanıyorum.

-Seni özledim.

-Ama bu kötü bir şey.Birilerine bağlı olmak.

-Bana güçlü olmam gerektiğini söyleme sakın.Birilerine ihtiyacım olmadığını söyleme.

-Söylemeyeceğim zaten.Sevgili doktoruna ihtiyacın var.Hem de çok.O olmasa seni her gün kan reva içinde bulurlar.Çünkü hiçbir işi kendi başına yapamıyorsun,kendi ellerinle hayatını mahvediyorsun.O olmasa hayatta olman bile imkanlı sayılmazdı.

Sonra o eski dost elinde pasparlak bir jiletle Hayat'a doğru yaklaştı adım adım ve yavaşça.Hayat kaçmak istedi ama kendinde kalkacak güç bulamadı.Hayatın onu ittiği bataklıkta batmaya devam etti.Nefesini hissetmeyene kadar akan sıcak sıvı kıyafetlerini boyadı.

Sonra her yer karardı ve sesler güçlü bir tizlikten yokluğa doğru uzandı.Sonra her şey dondu.

Ve Hayat kendini bembeyaz odalar yığını diye tanımladığı bir hastanede buldu.

-Hayat?

-Ümit?

-Nasıl hissediyorsun?

-Artık hissedemiyorum.

Ümit'in içine bir karanlık çöktü.O kadar çok korkmuştu ki kızkardeşi gibi Hayat'ı da kaybedecek diye.Bir an tüm yaşama isteğini kaybetmişti.Ama Hayat'ın açılan gözleriyle onun da yaşama isteği doldurdu yeniden zihnini.

-Ben yapmadım.Sana yemin ederim ben değildim.

-Önemli değil geçti tamam mı?

-Hayır !diye bağırdı Hayat güçsüz ve yeni ayılan bedeninin elverdiğince.Hiçbir şey geçmedi!Hep beyaz odalarda buluyorum kendimi.Tam her şey düzelirken eski bir dost bir akraba geliyor ve ben kendimi hastanelerde kliniklerde buluyorum.Tam da nefes almak o kadar zahmetli bir iş değil de gayet doğalmış gibi gelirken bir şeyler oluyor ve içim pişmanlıkla doluyor.Sonra sargılı kollar sonra deli gözüyle bakan insanlar.Sanki alnımda bir deli mührü.Sanki ölmeye hazırlanan bir kaçıkmışım gibi...

-Yapma!Korkutma beni!Seni sevmeme izin verme,kabul etme hatta kaç benden ama kendine zarar verme.Her şeye katlanırım ama bir kez daha kaybedemem sevdiğim birini.Çünkü bu sefer yaşama sebebimi kaybederim.Sonra her şey karanlık olur.Eğer yok olursan yok olurum.

-Bana inanmıyorsun ha!Ben değildim.Kollarımı ben kesmedim.
-Ama ölmeye hazırlanan biri gibi konuşuyorsun.

-Çünkü yaşamak zor.Ölüm her şeyden kurtulmak gibi geliyor bazen.Ama sonra...

Uçurumun Kıyısında YaşamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin