Ve genç kız gözlerini açtı.Derin bir nefes aldı.Gözlerini sabit bir noktaya dikti. Hep hafif açık olan dudakları,uzun dalgalı karamel rengi saçları,yeşil gözleri ve gözlerindeki o hissiz,umutsuz,deli görüntüsü kamburlaşmaya yüz tutmuş sırtıyla harika bir uyum içersindeyken,etrafından geçen arabaların frenleri,sürücülerin küfürleri ve yolun tam ortasındaki bedeniyle ahmak bir kız görüntüsü veriyordu.Sonunda arkasından koşturarak gelen annesi telaşla kızını kolundan tuttu ve çekeleyerek ölümden ahmakça korkmayan kızını karşıya geçirdi.Endişeli kadın elini kalbine koydu ve korkuyla kızına baktı.Kız sanki onu tanımıyormuşçasına ve hatta ona bakıyor ancak onu göremiyormuşçasına bomboş ve bezgince bakıyordu.
-Hiç korkmuyorsun değil mi? dedi kadın.
-Neyden? dedi genç kız.
-Ölümden.Artık 22 yaşında koskoca bir kızsın ve ben senin elini tutarak yürüme ihtiyacı duyuyorum.
-Seni anlayamıyorum dedi genç kız.
-Arabaları görmüyor musun ha? diye bağırdı kadın.Kız ne arabası der gibi şaşkın şaşkın şaşkın baktı.
-Yaşayabilen insanlar ölümden korkacak kadar zekidirler dedi ve dimdik duramamasına lanet ederek yürümeye başladı.Kliniğin hemen yanındaki yeni evine doğru ilerledi.Annesi de peşinden geliyordu.Zaman kavramı ancak kapıya ulaştığında zihnine hücum etti
-Anahtarlar sende mi? dedi genç kız.Annesi onu duymamış gibi kapıyı çaldı.Kapı açılırken genç kız kaşlarını çattı.30'lu yaşlarda bir kadın kapıyı açtı.
-Hoşgeldeniz Güliz Hanım ben de sizi bekliyordum dedi ve gülümseyerek onlara yol verdi.
-Merhaba genç hanım.
-Merhaba.dedi genç kız ve şaşkınlığını saklama gereği duymadan içeri geçti.
-Sizi tanıyamadım kusura bakmayın dedi genç kız.Annesi bir taraftan gerim gerim gerilirken kadın kibarca gülümsedi:
-Size ev işlerinde yardımcı olmak için buradayım.
-Babanın bir arkadaşının eşi.Aile dostumuz sayılır.Güvenilir biri. diye lafa girdi annesi.
-Sanki dedi genç kız Sanki sizi bir yerlerde görmüş gibiydim.Daha önce nerede çalışmıştınız?
-Hemen yandaki klinikte .Ancak bana biraz zor bir iş gibi gelmişti.İstifa ettim dedi kadın.
Kadına ne olarak çalıştığını sormadı.Adını bile sorma gereği duymadı genç kız.umarsızca daha önce hiç gelmediği bu evi gezmeye çıktı.Hiçbir şey demeden onların yanından ayrıldı.Ev oldukça geniş ve lükstü.Rastgele bir odaya girdi.Çok geçmeden odanın bir kütüphane olduğunu anladı.Kitaplar tek tek yazarlarına göre ayrılmıştı.Bir çalışma masası vardı.Masaüstü bir bilgisayar aradı gözleri.Ancak gözüne eski bir daktilo çarpınca bu kızı daha mutlu etti.Yazı yazmayı seviyordu.İşi buydu zaten.Bir edebiyat dergisine sürekli köşe yazarlığı yapıyordu.Ayrıca bir karikatüristti de.Bir dergide karikatürleri yayınlanıyordu.Ona göre her şey muzipçe ve zekice aktarıldığı zaman daha etkili olurdu.Bu işi yapmayı seviyordu.İnsanlara düşüncelerini sunmayı ve buna muziplik katmayı seviyordu.
Başka bir odaya geçtiği süreyi hesaplayamadan kendini başka bir odaya atmıştı.Bu oda koyu bir mor,siyah,gri renklerini barındırıyordu.Çift kişilik bir yatak vardı.Makyaj masası ,aynası yoktu.Üstelik dolap da yoktu.Başka bir odaya geçti burada kıyafetlerle dolu dolaplar,ayakkabılar ve aynası da vardı.Ayrıca makyaj yapmak için bir masalı ayna -etajer- bulunuyordu.Diğer odaları umursamadan kendi odası olduğunu düşündüğü odaya geçti.Kapıyı açtı.Sonra karşısına fark edemediği başka bir kapı çıktı.Ona ilerledi.Açtı.Bir küvet,bir lavoba,tuvalet.Fazla incelemedi.Çok düzenli odasına baktı,baktı,baktı ve bir an durdu.Annesinin onun için,onun zevkleri için düzenlediği bu eve bayılmıştı.Hayat'ın iki yeteneği vardı: edebiyat ve resim.Şarkı söylerken sesi bir su aygırının ölürken çıkardığı seslere benziyordu.Bir atölye olmalı bu evde diye düşündü.Mükemmeliyetçi annesini haklı çıkartarak atöleyeyi buldu.Çok kalın fırçaları eline aldı.Boyaları da alıp odadan çıktı.Annesi gitmiş miydi?Evde kim vardı?Bunları umursamadı.Odasına daldı boyaları ayarladı.Fazla düzen onu çıldırtıyordu.Ve duvarları boydan boya istediği şekillere göre donattı.Gözlerini kapatıp aklına gelen ilk şekilleri çizdi.Açtığında ne çizdiğine enlemesine bakmadan arkasını döndü ve duyduğu sesle irkildi.Bu ses küçük bir kıza aitti.Arkasını döndü.Karşısında gördüğü genç kadına ait olmayan ses onun küçükkenki videolarını izlerken duyduğu kendi sesi gibiydi.Genç ve hoş kadın kıza elini uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurumun Kıyısında Yaşamak
RomanceVe bir doktor hastasına uçurumun kıyısında yaşamayı öğretti. Hayat kendi ölümünün yıllar önce planlanmış olduğuna inanan,ağustos ayında etrafı şubatla sarınan,içinde yaşadığı hayata ve kurumlarına uyum sağlayaman bir kaçıktı. Ümit başka insanlar içi...