8.Bölüm || Yakın Tehlike||

204 34 15
                                    

Gözlerimi bir anlık irkilmeyle açtım. "Ha!?"
Etrafa baktığımda kimsesikler yoktu.
Hemen pencere tarafına baktım. "Ohaa!"
Hava kapkaranlıktı.
Gözlerimi devirdim. Ah uykuya kalmıştım belli.
Hemen ayaklanarak yerimden kalktım ve çantamı araklayıp, elime telefonumu aldım. "Oha,9'mu!?' Ağzım açıkta kaldı.
Ben bu saate kadar okulda mıydım şimdi?
"Kimse mi uyandırmaz arkadaş!"
Çantama kaptığım gibi koluma geçirip hemeb içine telefonumu atıp hızla sıramdan ayrıldım.
Ve kendi kendime söylenerek sınıftan çıktım.

Koridorda gezinirken içimi çok tuhaf bir ürperti sardı. Bom boş koridorda, adımlarımın yankılanması bile benim acayip derecede irkilmeme sebep oluyordu. İrkilmemin verdiği mesajla, adımlarımı hızlandırdım. "Bu kadar sessiz olmak zorunda mı?" Evet çünkü burda yalnızsın dedim kendime.
Gerçekten akşam okul bu kadar korkutucu muydu? Sanki yalnız degilmişim hissi veriyordu, bu sessizlik bana.
Lanet olsun ki, daha 2 kat daha inecektim.
Ne diye uyumuştum ki sanki! Kimse de uyandırmamış, İnsan bir uyandırır.
"Of!"
O korkutucu sessizlikle merdivenlerden inerken. Korkumu kontrol edemiyordum.
"Tamam birşey yok.."
Korku filmindeydim sanki, veya her an karşıma biri çıkacak gibi hissediyordum. Tabi bu his benim deli gibi korkmama neden oluyordu...
Benim adımlarımın ardından bir ses duyar gibi oldum. Hemen adımlarımı kestim,
"Ha? O da neydi?"
Gözlerimi aşşağı merdivenlerin arasına odakladım. Karanlıktan başka birşey görünmüyordu. "Neden bir ışık yok ki!"
diye fısıldadım.
Bakışlarımı çevirip, yukarı merdivenlere baktım.
Ses ordan gelmiş gibiydi. Umarım bana öyle gelmiştir!
Bu korkutucu an'a daha fazla dayanamadım ve koşarak inmeye karar verdim.

Öyle bir hızla koşuşturuyordum ki, hemen burdan çıkmak istiyordum!
Sonunda nefes nefese çıkışa kadar son sürat koştum. Kapıyı açmak için yeltendiğimde, kapıyı ne kadar zorlasam da açılmadığını anladım. Anında durdum.
"Hay ben böyle işe!"
Kapıyı kilitlemiş olmalılar diye düşündüm. "Ee napıcam ben şimdi!?"
O tedirginlikle dudağımı ısırdım. "Nasıl çıkıcam ben ya!?"
Kapıya elimi attığım saniyede çantamdan gelen titreşimle sıçradım adeta. "Hah?"
Çantamdan telefonumu çıkarıp, elime aldım.
Kilit ekranını açtığım anda beynimden vurulmuşa döndüm. Bu bir mesajdı!

"Çıkamıyor musun yoksa?"

O saniye de korkum, bütün vücudumu esir aldı. Haraket edemez olmuştum sanki.
Kimdi bu? Yoksa burada mıydı!?
"Hayır,hayır!"
Korku dolu bakışlarla merdiven tarafına doğru baktım. Eğer buradaysa napıcaktım?
O tedirğinlikle telefonumu sıktım. Ağır ağır yutkundum ve adımlarımı geri geri atıp, kendimi savunmaya almak için çantamı göğsüme yasladım. "Hayır bu gerçek olamaz!" diye sessizce konuştum. "Lütfen rüya ol,lütfen.."
Diye dualar çekerken, tekrar titreşim geldi. "Hayır!"
Ne kadar bakmak istemesem de elim gitti ve mesaj'ı açtım.

"Korkunca ne kadar tatlı görünüyorsun öyle?"

"Kahretsin!"
O an beynim, buradan hemen çıkmam gerektiğinin sinyalini verdi.
Pencereye odaklandım. Kırıp kaçmaktan başka bir seçeneğim yoktu,daha fazla burada kalamazdım. Ve geçen her saniye beni yeterince korkutuyordu zaten.
"Evet!" demiştim ki bir ışık belirdi, merdiven tarafında.
Gözlerimi açtım. "HAYIR!"
Boğazımı bir yumru kapladı ve ne kadar yutkunsam da bir türlü geçmek bilmedi.
Elim, göğsüme yaslanan çantamdaydı ve ben kalp atışlarımı hissedebiliyordum.
O kadar tedirgin bir durumdaydım ki, gözlerimi kırpmadan sadece merdiven taraflarına odaklamıştım kendimi. Yutkunuşlarımın ardından, kısık da olsa fısıldayabildim. "Hayır.."
Korkum ne kadar vücudumu şoke etmiş olsa da, bir haraketle bedenimi korku edasından kurtarabildim. Ve Sağ tarafımdaki pencereye sert bir tekme geçirdip, Bir haraketle binadan çıkarabildim kendimi. O an ki durumu öylece yok sayıp okuldan hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladım.
Nefes nefese caddeye ulaştığımda, okuldan yeterince uzaklaştığımı anladım ve adımlarımı kesip, yavaşlayıp durdum. Aniden boğazımın ağırdığını fark edince, nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Uzunca bir nefes çektim. Sonra yoluma devam etmek için yeltendiğim de bakışlarımı yanı başımda duran çıkmaz sokağa çevirdim. Ah keşke çevirmez olaydım!
Gördüğüm görüntü karşısında, gözlerim iri iri açılırken yaşadığım şoktan dolayı bütün bedenimin kaskatı kesildiğini hissettim.
Birkaç mafya kılıklı adamlar, yüzünü dahi göremediğim birine doğru dönüp sonra bakışlarını ortadakine çevirdiler ve aralarında, kısa da olsa bir konuşma geçti, "Tamam bu kadar yeter." dedi. Ortadaki.
Daha sonra elini beline attı ve rahat bir tavırla silahını çıkarttı.
Gözlerim şekillendi. Kaskatı kesilmiş bedenim ürperdi. Neler oluyordu burada!
Silahını, sıkıştırdığı kişiye doğrultuğunda, sesinden çocuk olduğunu düşündüğüm, çaresizce,
H-Ha...Hayır..Yap-" demişti ki, daha sözünü bitirmeden, o durmadan üç el ateş etti.
Silahtan çıkan ateş sesi, acayip derecede irkilmeme sebep oldu ve dudaklarımdan, durduramadığım bir nida çıktı. "Aa!
Saniyesinde bütün yüzler kafasını bana çevirdiğinde, korkumun verdiği titremeyle koşmak için bacaklarımı topladım.
Ne kadar kaçamayacağımı bilsem de, burada ki görüntü korkunç ötesiydi ve ben buna en yakın derece de tanıklık etmiştim.
Hemen kaçmak için yavaş da olsa yetlendiğim de, bana baktıklarını ve işimin biteceğini hissettim. Arkamı dönüp buradan koşarak uzaklaşabilirdim ama böyle de benim peşimden gelmelerini sağlamış olurdum, her şekilde. Korkunç bakışlarını hissettiğim ortadakine bakmıştım ki, bakış o bakış.
Öylece kilitlendim. Mideme zaptedemediğim bir kramp kirdi. Gözlerimi dahi kırpmadan sadece ona bakakaldım. Aynı şekilde o da bana bakıyordu.

Kahretsin bu yüzü tanıyorum!



PSİKOPAT AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin