0.4

2.5K 217 132
                                    

Huhuuu beni özlediniz mii? Bildirimlerden anladığım kadarıyla özlememişsiniz sad but true...

Neyse bölümü beğenip bol bol yorum yapın azcık şu berbat olmuş hayatımda mutlu olayım pls...

Neyse bölümü beğenip bol bol yorum yapın azcık şu berbat olmuş hayatımda mutlu olayım pls

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tek hissettiğim saf mutluluktu şu an. Taehyung elindeki küreği acı çekmekten hissizleşmiş ruhuma saplayarak, yıllar önce ağlayarak derinlere gömdüğüm benliğimi keşfetmişti.

O istiridye kabuğu yıllar sonra ilk defa canlı hissetmişti.

"Goblin! Bunu biliyorum."

Heyecanla cevabı söylediğimde omuzlarını düşürerek suratını astı ve bu da kazandığımın en güzel kanıtıydı.

"Aish! Sıkıldım ama hep sen kazanıyorsun." Diye çıkıştığında kıkırdayarak elimdeki pamuk şekerden bir parça koparıp ağzıma attım.

"Ne sandın?" Dediğimde boğuk çıkan sesime gülerek elini bana uzattığında boğazıma kaçan pamuk şeker beni büyük bir öksürük girdabına sürüklemişti. Yine de elini tuttuğumda, beni kendisine çekerken sinsice gülümseyerek yanımda ilerlediğinde tuttuğum nefesimi bıraktım.

"Biraz dolaşalım." Başımla onu onaylayarak ilerlemeye başladığımızda tek düşünebildiğim yürüdükçe birbirine çarpan kollarımızdı. Taehyung'un yanındayken istediğim gibi davranamamak çok sinir bozucuydu.

İnsanların arasında istediğim role hiç zorlanmadan girebiliyorken, Taehyung yanımda olduğunda her şey alt üst oluyordu. Çok daha ilerilerini yapmama rağmen en ufak temasımızda bile deliye dönüyordum, kendimi eskisi gibi hissediyordum. Ve ben eskisi gibi olmayı asla istemiyordum.

"Taehyung," dedim tereddütle. Yere eğik kafasını kaldırıp bakışlarını bana çevirdiğinde derin bir nefes alıp ileriye bakmaya devam ettim. Ona bakarken istediğim gibi konuşamıyordum.

"Seni tanımak istiyorum, bana kendini anlat çünkü tuhaf bir şekilde, seni hiç görmememe rağmen bana tanıdık geliyorsun." Taehyung gülümsediğinde küçük dilini hızlıca dudaklarında gezdirdi, rüzgârın sert hamlelerini şimdi daha net hissediyor olmalıydı.

"Bir insanı dinleyerek tanıyamazsın Lisa. Onunla zaman geçirmen gerekir." Ellerini kot pantolonunun cebine sokarken rüzgârın iç gıdıklayan soğuğuyla boynunu içeri gömdü.

"Bende geçiririm." Dedim fısıltıyla. Ağzımdan çıkanları kulaklarımın duyduğundan asla emin değildim ama tuhaf bir şekilde pişman da olmuyordum söylediklerimden. Onu hiç beklemediği anda şaşırtmayı, şaşırırken yüzünde oluşan ifadeyi sevmeye başlamıştım.

"Ah Lalisa.." diye mırıldandığında genişçe gülümsedim.

"Sen yine de anlat bana kendini, söz bende anlatacağım." Dedim istikrarlı bir şekilde. Aslında bunu istemem bencillikti ama onun hakkında merak ettiklerim içimde gittikçe büyüyordu ve ben kocaman bir çığ olup beni darmadağın etmeden önce o merakı gidermeyi planlıyordum.

hotel de amor •TaeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin