Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Blackpink bile bir sürü cb yaptı benim ne haddime bu kadar ara dedim ve hemen uzun bir bölüm yazdım iyi okumalarrrr 🥰
~■~
Kendi yumruğunun büyüklüğündeki kalbin içinde bulunduğu savaşla nasıl bu denli güçlü bir mücadele verdiğini asla anlayamıyordum.
Aynı anda birden fazla duyguyu taşıyabiliyor ve hepsini sonuna kadar yaşayabiliyordu. Taehyung'un itirafından önce kalbim acıyordu, her atışı harap olmuş göğüs kafesimdeki kırık parçaları daha da derine batırıyordu. Sonra bana aşık olduğunu öğrenmiş ve sarsıcı depremlerin ardında bıraktığı çatlaklardan çiçekler filizlenmeye başlamıştı. Kalbimin kararan ve sertleşen bitik halde olan kısımları onun öpücüğüyle hayat bulmuştu. Bu iki güçlü duygu sadece 1 saat içerisinde olmuş ve bedenimi yorgun düşürmüştü.
Lakin halsizliğimi tamamen unutturacak olan o mesajla son hızda kendimizi otelin önünde bulduğumuzda hissettiğim ne yorgunluktu, ne aşktı, ne de acı. Taehyung otelin dönen kapısının önünde elimi sımsıkı kavrarken göğsümde daha önceki duyguların çok daha ötesinde bir his belirmişti. Çok daha güçlüydü.
Kaybetme korkusu.
Bu korku o kadar saf ve özdü ki, beni yok edecek zehrin yavaş yavaş damarlarıma yayıldığını hissediyordum. Alnım terliyor, dizlerim titriyordu. Jimin, oteli satın almak isteyen adamın hem Taehyung hemde benimle görüşmek istediğini söyleyen bir mesaj atmıştı ve aklımda birbirinin kuyruğunu kovalayan şüphelerin hepsi silinmiş, geriye tek bir isim kalmıştı.
Babam.
Ve ben tam da mutluluğa ulaştım, hayatla olan gizli mücadelemde ilk defa bir savaşı kazandım zannederken, aslında hayatımın en büyük yenilgisine hazırlandığımdan bihaberdim. Babam yine galip gelmişti. Taehyung benim yüzünden kendi çabalarıyla bir yuva haline getirdiği bu evden ayrılmak zorunda olduğunu öğrendiğinde bir daha yüzüme bile bakmak istemeyecektir eminim.
"Lice, iyi misin güzelim?" Diye sordu kendisinin de hiç iyi gelmeyen güzel, kadife sesiyle.
Otele girmeden önce bana döndü ve gerginlikten bembeyaz olan yüzümü tek eliyle okşadı. Diğer eli, kaybetmekten korktuğu tüm gücü bende saklamak istercesine sıkıca benimkine tutunuyordu.
