Oy verip yorum yapmayı unutmayın ballarım.
Keyifli okumalar...
♧
"Senden nefret ettiğimi söylemiş miydim?"
Yoongi'nin 200. kez aynı şeyi tekrarlamasına ilk seferki gibi zevkle gülerken, o şaşkınlıkla hâlâ Jungkook, Taehyung ve benim birlikte çektirdiğimiz fotoğrafımıza bakıyordu.
"Yoongi senden her şeyi beklerdim, pezevenk olmanı bile beklerdim ama bir fanboy olmanı hiç beklemezdim be!" Jennie yattığı yerden telefonuyla oynarken Yoongi'ye itinayla laf sokmayı da es geçmiyordu. Jisoo yavaşça kafasına vurduğunda sesini keserken bu sefer saldırıya geçen Rosé olmuştu. Hepimiz Yoongi ile uğraşmayı seviyorduk, gıcık falan ama cidden seviliyordu kereta.
"Oh minik fanboy seni, evinin duvarlarına poster de astın mı agucuk bugucuk!" Diyerek saçlarını karıştırmak için uzandığında Yoongi onu ittirerek ağzından eksik olmayan küfrünü mırıldandı.
"Siktir git ya."
Sabah erkenden kendimi Rosé'nin evine atmıştım, evden ayrıldığımı babam sayesinde hepsi biliyordu ve biz bir türlü bir araya gelip doğru düzgün bu konuları konuşamamıştık. Bu yüzden diğerleride gelmiş güzel bir kahvaltının ardından yine boş yapma saatlerimize geçmiştik.
"Sen şimdi hep o çocuğun yanında mı kalacaksın?" Diye sordu Jisoo konuyu dağıtmaya çalışıp sevgilisini pençelerimizden kurtarırken, Jennie'de telefonu bırakıp bize döndü.
"Sanırım," diye onları yanıtladığımda Yoongi gözlerini devirdi.
"Tanımadığın adamla niye aynı yerde kalıyorsun biz neciyiz burada sanki?" Diye homurdandığında genişçe sırıttım.
"Ah benim için endişelenmenize gerek yok, hem orası bilinmedik bir yer babamın beni bulmasına imkân yok. Tabii siz de ağzınızı sıkı tutarsanız."
Babamın elinin değmediği tek yer orasıydı ve ben bunun olmaması için canla başla mücadele edecektim. Ona geri dönmek istemiyordum, çünkü bunu yapmak eline hazır bir koz vermek, onunla verdiğim savaşta yenilgiyi kabullenmek demekti.
"Tek sebep bu yani?" Diyen Rosé imalı bir şekilde sırıtarak kaşlarını yukarı kaldırıp indirdiğinde gülerek gözlerimi devirdim.
"Başka ne olacak?" Diyerek sorusundan kaçarken bakışlarım Jennie'ye kaydı. Harıl harıl birisiyle mesajlaşıyordu.
"Sen kiminle konuşuyorsun Jennie?" Diye sorarken kafamı uzatarak telefonuna bakmaya çalıştığımda ışık hızında ekranı kilitlemişti, sinirle kafasına vurdum. "Ne saklıyorsun bizden?" Diyerek yanımıza yaklaşan bu sefer Rosé olurken Jennie oflayarak yattığı yerden doğruldu.
"Çocuk peşimden ayrılmıyor delireceğim." Diye isyan ederken yüzündeki manidar gülümseme onu ciddiye almamamız gerektiğini gösteriyordu.
"Hangi çocuk?" Diye soran Yoongi'ye dönerek sürekli sıkmak istediğim tombul yanaklarını şişirdiğinde bana kaçamak bir bakış atarak mırıldandı.
"Kai."
Benim sormam aptallıktı zaten, o arabada anlamalıydım aralarındaki etkileşimi. Çocuk yakışıklı olabilirdi ama Taehyung'a yaptığı muamele yüzünden onu ilk gördüğüm yerde boğmak istiyordum.
"Sana inanamıyorum." Diyerek kafamı iki yana salladığımda yüzümü ondan çevirdim. Suçlu bir kedi gibi iri gözlerini kırpıştırarak bana bakarken hiç oralı olmadım. Onun nasıl bir karaktersiz olduğuna hepimiz şahit olmuştuk ve Jennie'nin buna rağmen onunla konuşmaya devam etmesi tam bir saçmalıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hotel de amor •Taelice
Fanfiction[25.08.19] Nereden bilebilirdim sayende saklandığım o küçük deponun aşkımızın en büyük şahidi olacağını? Lalisa Manoban X Kim Taehyung