0.8

2K 193 53
                                    

SUGA'S Interlude'a aşık oldum.. Kesinlikle dinleyin ve kafayı yiyin harika ötesi harika harika...

Geçen bölüm yorum sayısı çok az kalbim kırık o yüzden bu bölüm azcık mutlu edin beni pls..

Smut yazamayan yazar geldi alırım bi h.g

MEDYAYI MUTLAKA İZLEYİN AĞLIYORUM :""")

Kaderin iki kuklasıydık belki de. Önümüzde bize çizilen bir yol vardı, kimisi engebeli kimisi dümdüz. Yoldan saptığımızı sandığımızda bile aslında başından beri aynı yoldaydık.

Kaderimizi kendimizin belirlediği falan yoktu, hepimiz Tanrı'nın bize biçtiği kalıpların içinde yaşıyor ve adına da kader diyorduk. Hiçbir şey tesadüf değildi, o asansöre bindiğimde ve onunla karşılaştığımda aslında kaderimizin ilk ilmeği atılmıştı bile.

Şu anda ise kucağında, sırtım ilmeğin atıldığı bu asansörün aynasına yaslıyken, dudakları da pek bir edepsizken o ilmeği düğüm haline getiriyorduk. Onun öpücüğü ile yıllar önce üzerine kilit vurduğum ölü ruhum canlanmıştı.

Gittikçe hırçınlaşan dudaklarıyla baş edemezken bundan ölesiye zevk alıyordum. Onun bana hükmetmesinden zevk alıyordum. Dili ağzımın içinde en tutkulu keşfini yaparken, ellerim saçlarında tutsak kalmıştı.

Bu çok ateşli bir öpüşmeydi.

Bir tehdit gibi varlığını her daim belli eden sertliği titrememi sağlarken dudakları boynuma doğru kaymaya başladı. Kokumu içine çeke çeke öpüyordu, bu hareketi ruhumu öyle dizginliyordu ki, kollarının arasında her an eriyecek gibi hissediyordum. O hayranı olduğum kokusu yakınlığımızdan dolayı artık benimde tenime işlemişti ve ben bundan oldukça hoşnuttum.

Belimdeki bir eli kayarak göğsüme ulaştığında bir an duraksadım. Onun karşısında tıpkı bir amatörden farkım yoktu, zihnim bloke olmuştu. Bir sonraki hamlesini tahmin edemiyor ve nasıl karşılık vereceğimi bilemiyordun. Anın tadına kedimi bırakırken bugünün tarihini zihnime kazıdım.

O gün yaşananlar aramızdaki kıvılcımın, alev alarak gelecekte oluşacak olan yangının küçük bir fragmanıydı.

Nefes almak için geri çekildiğinde dudakları iyice şişmiş, kıpkırmızı olmuştu. Bu görüntü onu sabaha kadar öpmek istememe sebep oluyordu. Nefeslerimiz adeta birbirine tutunurken, hızla inip kalkan göğüslerimiz birbirine değiyordu. Alnını alnıma yaslayarak gözlerini yumdu. Nefesini düzene sokmaya çalışıyordu ama sertliği hâlâ aynıydı.

İlk defa beni istediğini bu kadar belli eden bir erkekten iğrenmek yerine delicesine devamını istiyordum. Belimi sıkıca kavrarken gözlerini yavaşça açtı. İçinde en değerli incilerini barındıran istiridye kabuğu gibiydi gözleri. Kara inciydi.

Taehyung dudaklarını can alıcı bir şekilde bana uzatırken beni öpeceğini sanarak heyecanlandım ama o bunun yerine uzanarak durdurduğu asansörü çalıştırdı. Bozulan yüzümü ona belli etmemeye çalışırken hiçbir şey demeden, ellerini bacaklarımdan kaydırarak beni kucağından indirdi.

Kendi içinde derin bir iç savaş verirken içimde ufacık bile utanma duygusu yoktu. Hatta onun yerine asansörün cılız ışığına rağmen elmas gibi parıldayan boynuna öpücüklerimi kondurmak istiyordum.

"O kız bunu yapabilir miydi?" Bu derin öpüşmenin hemen öncesinde sorduğum soruyu tekrarlarken gözlerini bana çevirdiğinde dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı.

"Bilmem daha önce hiç deneyimleme şansım olmamıştı." Dedi asansörün kapıları açılmadan 2 saniye öncesinde. Bir hışımla kendisini dışarı attığında asansörün köşesine fırlatılan buruşmuş kağıdı kapıp peşinden ilerledim.

hotel de amor •TaeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin