*zehir*

98 15 52
                                        

Kook arabayı kullanıyordu. Gece klubüne sık sık giderdik fakat uzun zamandır gitmemiştim. Renkli neon ışıklı tabelası olan gece klubünün korumalarını geçtikten sonra içeriye girdik. Burası kötü bir gece klubü değildi. Kimin elinin kimin götünde olduğunun belli olmayan yerler gibi asla değildi. Daha çok sevgililerin eğlenmek için geldiği bir yerdi. Hep beraber köşedeki uzun ve rahat görünen kırmızı deri bir koltuğa oturduk. Jin barmenden bize hafif alkollü birşeyler istedi. Lisa müziğe kafasıyla hafif ritimler tutuyordu.

- Bak bu tarz yerlerde sağlam çocuklar bulabilirsin Jen. Benim Kook 'u bulduğum gibi.

Göz kırpıp gelen içkilerden kendine seçip yudumlamaya başladı. Sözleri üzerine sadece hafifçe sırıtmıştım. Biraz süre geçtiğinde Jungkook Lisa ile dans ediyordu. Onların uzmanlık alanıydı tabiki. İkiside harika dans ediyorlardı. Jin ve Jisoo yukarı çıkacaklarını söyleyip gitmişlerdi. Rosé ile ikimiz oturuyorduk. Rosé 'ye baktığımda hafif sarhoş olmaya başladığını fark ettim. Lisa ve Kook 'u izliyordu ve kendi kendine gülüyordu. Ben ise hemen sarhoş olan biri değildim. 3-4 shuttan sonra kafam gidip geliyordu sadece. Ama o kadar içeceğimi düşünmüyordum. Elimdeki boş bardağı çevirirken birden bardak havalandı. Artık elimde değildi. Bardağın olduğu yere doğru baktığımda benim yaşlarımda oldukça fena bir çocuk bardağıma bir içecek dolduruyordu.

- Ne yapıyorsun sen?

Çocuk bardağı elime geri verirken kahverengi saçlarının arasından ellerini geçirdi ve geriye attı. Oldukça etkileyici bakıyordu fakat yaptığı hareket çok kabaydı.

- Sana diyorum. Garson falansan senden içecek istediğimi hatırlamıyorum.

Dolgun dudaklarında dilini gezdirdi ve bana dogru yaklaştı.

- Sen neyi hatırlıyorsun ki?

Elimi suratına koyup geri ittim. Suratımı buruşturup iğreniyormuş gibi gözlerimi kıstım. O ise sadece sırıtıyordu.

- Cidden tanımadın dimi?

- Neyden bahsediyorsun? Senin gibi lanet biriyle daha önce karşılaştığımı hatırlamıyorum.

Yanıma oturdu. Rosé birşey desin de şu illet gitsin diye ona doğru döndüğümde Rosé yerinde yoktu. Rosé yi gözlerimle ararken çocuk kafasını önüme doğru getirdi. Sevimli davranmaya çalışıyordu.

- Küçük kedi benimle ilgilenmeyecek misin?

Dudaklarını büzdüğünde haince bir kahkaha attım. Ciddi olamazdı. Şuan yaşananlar saçmaydı.

- Buradan gitsen iyi edersin küçük domuz.

- Domuz mu?

Gözlerini büyüttü. Bu halleri sevimliydi. Bense sadece ne diyeceğimi bilemeden ona bakıyordum. Birden tanımadigi birinin yanina gidip salak salak konuşan biriyle karşılaşmamıştım.

- Hey bak ne diyeceğim. Birlikte dansa var mısın?

Ellerimi göğsümde birleştirip tek kaşımı kaldırarak gözlerimi ona diktim. Belki iyi olabilirdi. Tae 'den sonra başka biri neden olmasın?

- Peki ama sadece 5 dakika.

İçkimi kafama diktim ve ayağa kalkan çocuğun elinden tuttum.

Pistte mükemmel dans ediyorduk. Eğleniyordum. Ciddi anlamda. Ellerini belimden aşağı yerleştirdiğinde tedirgin oldum ve hemen ellerine vurdum. Sınırları aşmadan eğlenecektik. Çocuk kulağıma eğildi.

- Kötü bir niyetim yoktu. Özürdilerim.

Masum görünüyordu. Gülümsedim.

- Önemli değil fakat haddini bil.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bloody Kiss | kj x pj Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin