Biz?

51 9 17
                                    

İlk madde için bir boz kurt yavrusu bulmam gerekiyordu. Aklıma gelen ilk yere doğru koşmaya başladım. Küçük bir in. Tae ile birlikte buradaki kurtları beslediğimizi hatırlıyordum. İnin önüne geldiğimde 5 kurt yavrusu ve yanlarında da anneleri ile uyuyorlardı. Onları uyandırmamaya çalışarak içlerinden birisini avlayacaktım. Pekte düşündüğüm gibi olmadı. Kurt yavrularından birini elimle tutunca bir diğeri uyandı ve ulumaya başladı uluyan kurt diğerlerini ve annesini de uyandırdı. Beni gören anne kurt hırlamaya başladı. Daha fazla durursam sonum ölüm olacaktı. Hızlıca koşmaya başladım. Arkama bile bakmadan koşuyordum. Anne kurdun hırlamalarını duyuyordum. Sinirliydi. Yavrusu onun için değerliydi elbette. Onu korumak için yaşıyordu. O bir anneydi. Ama ben buna mecburum. Belimdeki halatı hızlıca elime aldım. Dağcılık kampında öğrendiğim herşeyi şuan kullanacaktım. Hızımı kesmyerek halatı önümdeki devasa ağacın dalına firlattım. Halatın ucundaki kancanın ağaca saplandığını gördüğümde yüzümde hain bir gülümseme oluştu. Çok hızlı koşuyordum. Ağaçla aramdaki mesafe kapanırken halatı sıkıca tuttum. İleri doğru zıpladığımda ayaklarım yerden kesildi. Halata vücudumla yön verdiğimde ağacın etrafını dolanıp yüksek bir dalına atladım. Kurt sürüsü peşimi bırakmıştı. Beni görmemiş dümdüz koşmaya devam etmişlerdi. Soluk soluğa kalmıştım. Ağacın gövdesine yaslanıp su içtim. Kolumdaki saate baktığımda 01:47 yi gösteriyordu. İlk görevi hala yerine getiremedim. Ağaçtan yere atladım. Üstümü silkeledim ve harekete koyuldum. Fakat etrafıma dikkatli bakmamış olacaktım ki kandırıldım. Anne kurt ve diğer kurtlar etrafımı çevirdiler. Uluyorlardı. Bu ölüm müziği miydi? Evet. Muhtemelen. Ama benim değil. Bu işi sakince halletmek istiyordum fakat ölümcül bir hal aldı. Vahşice hırlayan kurtlara vahşi bir av gerekliydi. Mataramda kalan son kan şarabını diktim kafaya. Paçalarımı sıvadım. Dişlerimi göstererek kahkaha attım. Bu onları daha da kışkırtacaktı. Diğerlerine göre daha siyah olan kurt üstüme atlamaya kalktı. Hızlıca ağaca doğru zıpladım. Ellerimi bir pençe gibi kullanıp ağaca tırmandım. Hızlıca siyahlının üzerine zıpladım. Boyun bölgesine düştüğümde boynu kırılan kurt acı içinde inledi. İşi bitmişti. 2 kurt hala bana bakıyordu. Dişlerimi gösterip hırladım. Gerçek vahşi bir vampir olmuştum. Gözlerimin kırmızısının deli gibi parladığından emindim. Birinin üstüne atladım. Boğazından tuttum. Kafasını kırmak için yeltendiğimde diğer kurt bacağımı ısırdı. Acısına katlanarak ısırılan bacağımla diğerinin kafasına güçsüz bir tekme attım. Diğeri hala kolumun arasındaydı. Bu küçük bir kurttu. Yavru olmalıydı. Bu benim avımdı. Kolumu kemiriyordu. Dişleri derimi koparırken diğer elimle yerde bulunan sopayı kaptım. Güçlü bir şekilde vurarken aynı zamanda ayağımla da tekme atmıştım. Bayıldığını düşünüyordum. Bu kadar kolay ölmezdi. Elimdeki yavru kurdu alıp hızlıca orayı terk ettim. Daha fazla geleceklerdi. Emindim. Yavru kurt inliyordu. Üzülmüştüm. Hayvanları severdim fakat bunu yapmama onlar zorlamıştı. Çantam herşeyim buradaydı. Yine olay yerindeydim. Kurdun kafasını taşa koydum. Özürdilerim diye fısıldarken boğazını dişledim. Aort damarı delinen kurdun boğazından kanlar fışkırıyordu. Hemen yere doğru akıttım. Kitapta yazdığı gibi. Hala kan akıyordu. Bütün kanı bir kaba boşalttım. Bu şekilde daha kolay olacaktı. Kurdun ölü bedenini ağacın dibine koydum. Etrafımı çevreleyen 5 ağacın gövdesine kalan kanı sürdüm. Kapta kalan azıcık kanıda bulduğum iki odunun üstüne sürdüm. Sıradaki aşama ateş yakmaktı. Bulduğum birkaç çalı ve odun parçalarını bir araya koydum. Elimdeki kibriti yakıp üzerine attım. Ateş yavaş yavaş yanmaya başlarken iki odunun ucuna meşaleler için kullanılan sıvıyı sürdüm. Bu odunun tamamen yanmamasını sağlıyordu. Odunlar yanınca yere sabitledim. Şimdi son aşamadaydım. Çok az kalmıştı. Sevgilimi kucaklamama çok az kalmıştı. Kitabın üzerinde sabit duran mor taşı yerinden çıkarıp elime aldım. Odunların arasına geçip oturdum. Ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yapmam gerekenleri yapmıştım. Şimdi sıra ondaydı. Beni görmeliydi. Umutla beklemeye başladım. Sadece ileriye bakıyordum ve kendi inancıma göre dualar okuyordum. Tek dileğim onun yanıma gelmesiydi. Ona tekrar sarılmak istiyordum. Büyük bir umutla...

Saatler geçti. Hala bekliyordum. Ne acıkmış ne susamıştım. Yalnızca onu istiyordum işte. Hala bekliyordum. Beklerken onunla tekrar birlikte olacağımız için heycanlanıyor kalbim çarpıyor salak bir şekilde gülümsüyordum. Sadece o ve ben...

- JENNIE!!???





Yorum ve vote vermeyi unutmayın <3~

Bloody Kiss | kj x pj Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin