PPG×RRB - Mafia Bro - AU

2.Bölüm(Umutsuz vaka)

BLOSSOM
Buttercup ani bir fren yaptı.
"Sen iyi misin blos?"
"Ahh!Evet,sen?"
"Aniden önümüze çıkan arabanın sahibini benzettiğimde daha iyi olucam"
"Tamam.Sakin."
"Nasıl sakin olmamı beklersin bize çarptılar?"dedi ve arabadan indi.Buttercup arabanın önünde durdu,o sıradada,yeşil takım elbiseli bir adam çıktı.Adam sadece telefonla ilgileniyordu.

Buttercup iyice sinirlendi,sonuç olarak sesi yükseldi"Sizin derdiniz ne ha!"
Adam telefondan başını kaldırmadan"Üzgünüz bayan,şirketimiz araba hasarını karşılıyacaktır"dedi,bir anlık gözlerini telefondan,Buttercup'a çevirdi.Sonra donup kaldı.Buttercup saydırıyordu ama adam karşısında bir deniz manzarası varmış edalarındaydı.
"Hey sen beni dinliyor musun?Sırf zenginsiniz diye herşeyi yapamazsınız."

BUTCH
Arabaya bindikten bir kaç dakika sonra,araba sarsıldı.Ağızımdan bir küfür çıktı."Lanet olsun,arabayı daha yeni almıştım."dedi,Brick."Sakin,sanırım bizim şöför çarptı,yani bizim hatamız,ben bir bakayım,dava filan açarlar,bir davayı daha kaldıramayız."dedim ve indim.Telefonla uğraşmaya başladım,nasıl olsa onu parayla sustururduk.Sesinden bayan olduğu anlaşılıyordu ama başımı kaldırma zahmetine katlanmadım.Çünkü genellikle bana sarkarlar,ancak ben Brick gibi değilim,iş benim için öncelik.

"Üzgünüz bayan,şirketimiz araba hasarını karşılıyacaktır"dedim ve önümdeki bayana bir göz artmak amacıyla ona baktım.Ahh!Kalbim.O gözler..."Hey sen beni dinliyor musun?Sırf zenginsiniz diye herşeyi yapamazsınız."dedi,ama ben büyülenmiştim.

Sanırım bu adam aşık olmuştu.Halâ benden cevap bekliyordu."Evet,evet,bayan,eee...."cümleyi devam etmesini bekledim,"Buttercup"dedi,kısaca,Buttercup,Buttercup,BUTTERCUP."Ne güzel bir isim,tanıştığıma memnun oldum bayan Buttercup."derken,elini öptüm,oysa asabi bir şekilde"Aaa.Tamam"deyip,sertçe elini çekti.

O sırada arabadan kızıl saçlı bir kız çıktı.Yavaş yavaş ve bitkin adımlarla yanımıza gelirken,Brick'te yanıma gelmişti.Kızıl konuşmaya başladı"Merhaba!Kardeşimin kusuruna bakmayın,biraz asabidir kendisi."dedikten sonra,Buttercup ellerini göğsünde birleştirip"Hiçte bile!"tripleri atıyordu."Kusura bakarım canım,gelipte arabamıza çarpan sizsiniz."dedi,yanımdaki,kız avcısı."Ne anlayamadım?"dedi kız,masum bir şekilde."Ben sana anlatayım kızıl,gelip arabamıza çarpın sonra üstüne kavga çıkarın,sonra gelsin bedava paralar,çok istiyorsanız başka türlüde kazanabilirsiniz,Mesela Ahh!"karnını tutarak arkaya doğru savruldu Brick.Ondan beklenmeyecek hareket yapan kızıl saçlı kız,"Sen ne sandın bizi?"dedi,ve arabaya doğru ilerledi,arkasından Buttercup'ta onu takip etti.

Ben senin ağzına sı*ağım,Brick.Mecburen Brick'in yanına eğildim,"Ölmedin mi,bir kıza öyle bir şey sorulur mu?"dediğimde,toparlanmaya başladı.Demin önce çarptığımız araçta geri geri giderek,yola tekrar girmeye çalışıyordu.Brick ayağa kalktı,"Arabaya bin!","Tamam"dedim,çünkü benim patronum,aynı zamanda baş belası kardeşim.Şoförü arabadan indirdi,onun yerine,şöför koltuğuna oturdu.Ne yapacağını anladım,kemerimi hemen bağladım.

Bize çarpan yada bizim çarptığımız aracın arkasından sürüyordu.Ani bir manevrayla arabanın önünü kesti.Bunun amacı ne?Otomatik olarak araç durdu.Arabadan yine ilk çıkan Buttercup oldu.Iki kolunu havaya kaldırdı ve 'bu ne ya?'dermiş gibi hareketler yaptı.Brick arabadan indi,ve o araca doğru yaklaştı.Arabanın,kızıl saçlı kızın oturduğu kapısını açtı.Bende yanlarına gittim.Brick kıza"Ben size bela olurum"dedi,Türkçesi müq bir kardeşe sahip olmasamda,az çok konuşuyordu."Kos koca bana tekme attın.Sence size hangi konuyla ilgili dava açayım?Bana tekme atman mı?Arabamıza çarpmanızdan mı?Yoksa bize bağırmanızdan mı?"dedi,"Canın cehenneme","Bana mı dedin?"diye üsteledi kızı Brick."İyi birlikte gideceğiz,bu kısa etekle Cennete kabul edilemezsin"kız gözlerini kocaman açtı...
BLOSSOM
Hem görgüsüz,hem de sapık.Şimdi de kızların etek boyuna mı karışıyor."Sen bir kıza bunu nasıl dersin?"derken arabadan çıkmıştım,çok yakın olmamızın yanı sıra nefesini yüzümde hissedebiliyordum,"Afedersin ama o kız etek boyunu bu kadar kısaltırsa,bu sözleride kaldırmalı"Yanındaki yeşilli,kolundan tuttu ama kızıl saçlı benimle uğraşmaya devam etti."Istediğimi yaparım ama sana laf düşmez","Öyle mi?Peki şeyi yapmayı düşündün mü fahiş..."

Sözünü,yanındaki yeşil adamın onu yumruklamasıyla bölünmüştü.Ağzını tutarak geri çekilen adam"Napıyorsun Bucth!","Ne mı yapıyorum,NE Mİ YAPIYORUM?Asıl sen ne yapıyorsun?"dedi sınırlı bir şekilde.Sonra devam etti,"Kardeşimsin diye bir şey demiyorum ama bir kıza öyle şeyler söylenir mi?"hemen karşı çıkmaya başlayan adamın cümlesi şu oldu,"Sadece biraz eğleniyordum","Onlar senin eğlence aracın değil."Bakıyorumda yeşilli kızı görünce bir affalamalar filan..."
"Ağzını topla Brick!"
"Naparsın ha!"
Dedikten sonra yeşilli,Brick 'ın yakasından tutup yukarı doğru havalandı.
BUTCH
Haddini aşmıştı,daha fazla ileri gitmeden onu durdurdum.Belkide çok fazla tepki verdim ama Buttercup gibi bir bayanın yanında böyle şeyler söylemesi,beni kızdırmıştı.
"Sen böyle mi yetiştin,biz birlikte büyüdük,kardeşiz lan!Ne acılar çektik birlikte.Tam bir pislik olmuşsun!"böyle haddini aştığı zaman sadece benim sözümü dinler.
"Tamam,Sakin...Dur"
Bu sözü üzerine onu sertçe bıraktım.
"Yarın,şirkete gidiyorsun!Kaç gündür şirkete gelmediğini,ne haltlar yediğini biliyorum."
"Olur,dedik ya!"

***
BLOSSOM
Şirkete bir kere daha gidecektim.Artık pek,o kadarda umrumda değildi,ne olacaksa olsun artık.

İnce belli,alımlı,sekreter elindeki dosyayla"Bayan Blossom,Müdürümüz sizi içeride bekliyor."dediğinde,ağlamak istiyordum,bunca gün,hafta sonra.Üstüme çeki düzen verip içeriye girdim.

İçeriye göz attığımda,arkasına dönük,büyük bir saldaye,önünde çalışma masası-üstünde bir sürü zamazingo-ve büyük sandalyenin karşısında üç sandalye daha koyulmuş büyük bir odadaydım.

"Lütfen oturun Bayan Blossom"adımı bilmesini,verdiğim öz geçmiş dosyasından öğrenmiş olsa gerek.
"Lütfen oturun."
"Teşekkkürler,Bay Mojo."
"Ben Mojo değilim."
"Bu şirketin Müdürü Mojo Bey değil mi?"
"Eskiden öyleydi şimdi ben,yani...Şu araba olayındaki yakışıklı çocuk."
Dediğinde,'bunun ihtimali nedir'onunla tartıştıktan bir gün sonra,patronum olması,çok ironi,lanet olası yazar niye böyle yapmak zorunda.

DEVAM EDİCEK...