Ben Azra.. İyilik timsali insanların güler yüzüne inanan, adaleti bu dünyadaki her şeyden üstün tutan ve bunun sonucunda da ölüm denen o gerçekle yüzleşen, her şeye rağmen dik duruşundan vazgeçmeyen bir kadın.. Başta babam olmak üzere sahip olduğum pek çok şeyi kaybetmemle beraber bu hayatta öğrendiğim bir şey var ki, asla pişman olmayacağın adımlar atmak.. Yolun sonunda yapayalnız kalıyor da olsam yaşadığım ve yaşattığım hiçbir şeyden pişman değilim; tek bir şey dışında. Vicdan azabıyla her gün yanıp tutuşurken bu yüreği taşımak bana ağır geliyor artık. Ah diyorum.. Ah biri olsa, yükümü hafifletse.. Biri geliyor, biri gidiyor. Kimse kalıcı olmuyor hayatımda. Ben yine yalnız kalıyorum, ama kaybeden hiçbir zaman ben olmuyorum. Savaşıyorum kendimle, etrafımdakilerle, dünyayla.. Savaşıyorum çünkü korkmuyorum. Biliyorum ki, iyiler her zaman kazanır. Ben Azra.. Azra Özerkan.
Babamın bana bırakabileceği onurlu bir mesleği ve temiz bir ismi olmamıştı hiçbir zaman. Ben elde ettiklerimi, çalışıp didinerek kazanmıştım. Onun bana vaat ettiği dünyayı elimin tersiyle itmekten, onun savaştığı insanlardan biri olmaktan hiç pişman değildim. Kendime yeni bir dünya kurmuştum, kimsenin içeriye bir adım dahi atmasına da izin vermiyordum. Geriye dönüp baktığımda tamamıyla huzurlu bir hayat göremiyordum belki ama doğru bildiğimi yapıyordum. Ne kadar inkar etsem de bir şeyi çok iyi biliyordum, ben babamın kızıydım. Ne yaparsam yapayım bu durumdan bir türlü kurtulamıyordum. Bir gölge gibi beni takip ediyordu onun karanlık dünyası. Hayatıma sonradan dahil olan pek çok insanı da bu yüzden kaybetmiştim, hastalıklıymışım gibi kaçıyorlardı benden..
Yeni bir yol seçtim kendime. Hayatı dalgaya alan Azra o uçurumda ölmüş, ne yapmak istediğini çok iyi bilen bir Azra doğmuştu.. Etrafa bir baktığımda adalet denen bir şeyin kalmayışı beni yepyeni bir hayata sürüklemişti. Kendi adaletimi uygulayabileceğim en uygun mesleği seçtim. Başarılı da oldum. Artık kimse duramazdı benim önümde..
Bu süreç boyunca bana güç veren öyle büyük bir şey vardı ki.. Babam hep 'umutsuz olduğun anda yıldızlara bak' derdi, ona hâlâ 'babam' diyebildiğim yıllarda. Gökyüzü ne kadar karanlık olursa olsun yıldızlar hep oradaydı. Onlar artık benim yol gösterenim olmuştu. Ne zaman umudumu kaybedecek gibi olsam gökyüzüne bakıp derin bir nefes alırdım.. Bunca yıl sustum. Kötülerin kazanmasına hiçbir zaman göz yummasam da sessiz kalarak onlara izin vermiş oldum. Ama artık Azra'nın devri başlıyordu. Şimdi herkes susacak, ben konuşacaktım. Çünkü küllerimden yeniden doğmuştum.
**
~Ediz~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çoban Yıldızı
De TodoEn parlak yıldızlar bile 'karanlık' olmadan parlayamazlar. Gecemin karanlığında umuduma yıldızları doldurur, sonrada karanlıklar içinde ışıklarla yürürüm. Şehrin ışıkları yanıyor. Bir buluttan yağıyor sevda sessizce. Bir yağmur çiseliyor yüreklere...