Şarkı: For You ~ BTS
•
Jungkook ile resmi olarak arkadaş olmamızın üzerinden yaklaşık bir ay geçmişti, ne yazık ki bu süre boyunca bir kere bile pizza restoranına gelmemişti. Onun dışında yeni işime alışmıştım. Ben telefonlara bakarken Jimin benimle konuşuyordu, sırf benimle konuşmak için erken geliyormuş, gerçekten çok...çok iyi biri. Yine her zamanki gibi işteyken, Jimin'le konuşuyordum. Bir anda kapı açıldı, içeride garsonluk yapan kızlardan biri gelmişti, sanırım adı Si Hyeon'du.
Sihyeon: İçeride biri var, *bana döndü* seni görmek istiyor.
Dedi ve çıktı
Korkmuştum, kim olabilirdi, katil, mafya, dolandırıcı. Yavaşça kafamı Jimin'e çevirdim, o da korkmuşa benziyordu.
Jimin: seninle gelmemi ister misin?
Ben: Lütfen
İçeriye geçtik ve etrafa baktık, sonunda el sallayan birini gördüm, bu Jungkook'du. Jimin Jungkook'un nasıl göründüğünü bilmiyordu, bu yüzden hala endişeliydi ve elimi tutuyordu. Umursamadan Jungkook'un yanına doğru ilerledim.
Jungkook: Sevgilin mi?
Dedi soğuk bir ifadeyle
Tam ağzımı açacakken Jimin araya girdi;
Jimin: Sana ne
Kafamı Jungkook'a çevirdiğimde, bunun cevabını evet olarak algıladığını hissettim, gerçekten kızgın bakıyordu.
Tam konuşacakken sözüm yine kesildi, hadi ama, bugün söz kesme günü filan mı?
Jungkook: Bu kadar aptal olduğuna inanamıyorum Taehyung, bunca süre boyunca seni sevdiğimi belli etmek için her şeyi yaptım ve senin yaptığın ise o çocukla birlikte olmak mı?!
Yine sözümün kesileceği için ağzımı açmamıştım, öyle de olmuştu
Jimin: Benim be sorunun varmış!?
Onlar tartışmaya devam ederken dayanamayıp "YETER!" diye bağırdım.
Herkes bize bakıyordu, utanmıştım. Sesimi düzeltip konuşmaya başladım;
Ben: Jimin, öncelikle o bir yabancı değil, o Jungkook, ve Jungkook ben Jiminle sevgili değilim ve ben ne kadar aptalsam sen de öylesin.
Jungkook üzgün bir şekilde: seni sevdiğim için mi?
Diye yanıtladı, kıkırdadım
Ben: Hayır, benim sana karşı olan hislerimi fark etmediğin için.
Dediğimde şaşkınca bana baktı, üç saniye sonra ciddi olduğumu anladığımda hızlı bir şekilde ayağı kalkıp, yanıma geldi ve kollarını bana doladı. Sadece bir kere aldığım o harika okyanus kokusunu tekrar alıyordum. Bu koku...cidden harikaydı. Ben de kollarımı doladığımda etrafta alkışlar duymaya başladım. Herkes, bütün tartışmamızı ve sevgili oluşumuzu izlemişlerdi, utanç verici...Sarılmamız bitince Jungkook nazik bir şekilde elimi tuttu ve konuşmak için hazırlandı.
Jungkook: Kim Taehyung, benim gökyüzümdeki tek yıldızım, ormanımdaki tek ağacım olur musun, benimle çıkar mısın?
Gözlerim yaşarmıştı, evet belki o kadar uzun ve ihtişamlı bir konuşma değildi ama özdü ve kalbinden söylediği anlaşılıyordu.Konuşmaya çalıştım ama olmuyordu, boğazım düğümlenmişti, ben de kafamı olumlu şekilde sallayıp kollarımı ona tekrar doladım, o, gerçekten huzur vericiydi.
Jeon Jungkook,
Evet, senin gökyüzündeki tek yıldızın, ormanındaki tek ağacın, senin sevgilin olurum. Lütfen beni hiç bırakma, senin okyanus kokun olmadan yaşayamam ben... seni seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Day -TaeKook-
Short StoryHer zamanki gibi olduğum bankta bir şeyler karalarken o dikkatimi çekmişti...