Şarkı: Winter Night ~ Samuel • Sabah kuş sesleri sayesinde uyanmıştım... Demek isterdim ama sabah Eon Jin'in sabahın 5'inde OKULA GEÇ KALACAĞIZ! diye bağırmasıyla uyanmıştım, oysaki okul saat 8'de başlıyordu ve serviste saat 7:30'da geliyordu, yani daha çok zaman vardı.
Neyse, konumuz bu değil... Eon Jin ve Jeong Gyu'yu okula yolladıktan sonra iş aramak için yola çıktım...
4 buçuk saat dolaştıktan sonra bir pizzacıda iş bulabilmiştim, telefondaki siparişleri alacaktım... Yeterince para veriyorlardı ve Çarşamba günleri kapalılardı, aynı zamanda bazı cuma günleri. Çok fazla tatil yapıyorlardı ama bu iyiydi çünkü Jungkook'u görmek için fazla vaktim olacaktı. Aynı zamanda ben sadece saat 8'den 14:00'ye kadar çalışıyordum, sonra yerimi başka biri alıyordu, yani parkta zaman geçirebilirdim...
İş ararken çok vakit kaybetmiştim, bu yüzden parka hiç uğrayamadan eve gidip yemek yapmak zorunda kaldım.
Yemek yedikten sonra UNO oynamaya karar verdik. [UNO: bir kart oyunu] 20 el UNO oynadıktan sonra kardeşlerim ödev yapmaya gittiler, ben de etrafı topladım... Tanrım, bu oyunda cidden kötüydüm, oynadığımız 20 elin sadece 4'ünü kazanabilmiştim... ne yapalım artık... her işte iyi olamam değil mi?
Biraz daha oturduktan sonra uyuma kararı aldım, sonuçta yarın işim vardı değil mi?
[time skip: ertesi gün] Şu an yeni işine doğru olan yolumdayım, umarım her şey iyi gider...
Saat 13:48, birazdan işimin ilk günü bitiyor. Hah, işte günün geri kalanında yerimi alacak kişi geliyor, nedense 10 dakika erken geldi ama... Neyse, ağır adımlarla bana doğru yürüdü ve tam önümde durdu; O: Merhaba, ben Jimin. Ben: Ben Taehyung, memnun oldum Jimin: Yeni birinin geldiğini söylediler ben de tanışmak için erken geldim, iyi yapmış mıyım? Ben: Aslında gerçekten yardımcı oldun, buradaki kimse arkadaş canlısı gibi durmuyor. Jimin: değiller zaten... Bu arada kaç yaşındasın Ben: 30 Aralıkta 24 yaşına gireceğim. Jimin: Ben de 13 Ekimde 24'e gireceğim, aynı yaştayız... Ben: Benim artık gitmem gerekiyor ama sorun olmazsa telefon numaranı alabilir miyim? Jimin: Tabiki Dedi ve telefon numarasını yazdım ve onu Civciv🌟 diye kaydettim, tamam daha o kadar yakın değiliz ama gerçekten civcive benziyor, saçları da sarı...tam uyuyor işte!
Neyse, parka geldiğimde Jungkook buradaydı, gözlerimiz buluştuğunda gülümsedim ve her insanın yapacağı gibi "merhaba" dedim, o ise cevaplamak yerine yanıma geldi; Kook: Dün parka gelmedin, her gün gelirdin normalde, bir şey mi oldu? Ben: hayır, sadece iş arıyordum ve buldum da, bugün ilk iş günümdü, bir pizza restoranında çalışmaya başladım. Kook: adı ne? Belki bir gün ziyarete gelirim Ben: ECO PİZZA Kook: aklımda tutacağım Dedikten sonra eski yerine geri döndü, ben de oturup müzik dinlemeye başladım.
Artık eve gitmem gerektiğinde, gözümü Jungkook'a çevirdim, sadece ince bir hırkayla gelmişti ve hava -3 dereceydi. Üşüyor gibi görünüyordu. Onun yanına doğru gittim ve atkımı çıkardım; Ben: üşüyor gibi görünüyorsun, lütfen bunu al, yarın getirirsin Kook: o zaman sen üşürsün, olmaz Ben: Şimdi eve gideceğim ve evim çok yakında, lütfen al Kook: Tamam, alacağım ama yarın sana kahve ısmarlamama izin vereceksin Ben: Anlaştık, yarın buraya saat 14.15 gibi geleceğim, buradan da bir kafeye gideriz. Kook: O zaman yarın görüşürüz Ben: Görüşürüz Dedim ve parktan ayrıldım, kalbimin sesini duymamış olmasını dileyerek...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
