O felaket günün üzerinden aylar geçmesine rağmen hala toparlanmış değildim. Odamdan çok nadir zamanlarda dışarı çıkıyor, babamla karşılaşmamak için büyük mücadeleler veriyordum. Babam günde birkaç defa kapımın önüne geliyor benimle konuşmak istediğini söylüyor ve ben onu acımasızca reddediyor, onun merdivenlerden iç çekerek aşağı inişini dinliyordum. Kapının ardında beni beklerken kahrolan babamın boğazında düğümlenen acıyı hissedebiliyordum. Hissediyordum ama yine de onu affedemiyordum.
Koca evde iletişim kurduğum sadece üç kişi vardı: Annem, scottish cinsi kedim Karamel ve yeni gelen hizmetçi Owen...Owen,40-45 yaşlarında, soluk denecek kadar beyaz tenli, dalgalı siyah saçlarında yer yer kırlıklar olan bir adam. Gözlerinin çekikliği bir Asyalı olabileceği fikri uyandırıyor bende. Ama annemin söylediğine göre Asyalı falan değil. Hatta Asya'yı hiç görmemiş bile. Yine annemin anlattığına göre çok çok küçükken anne ve babası tarafından terk edilip bir kiliseye bırakılmış. Kiliseye pazar ayinine gelen bir din adamı bulmuş onu ve 16 yaşına kadar ona bakmış. Hiç çocuğu olmayan bu din adamı Owen'i görünce onun kendisine Tanrı tarafından gönderilen bir armağan olduğunu düşünmüş.16sına gelen Bay Owen ise kiliseye bir mektup bırakıp , orayı terk etmiş . Mektupta ne yazdığını ise kimse bilmiyor. Bay Owen hakkında bildiğimiz en iyi şey onun konuşamadığı ve çok inançlı bir katolik olduğudur.
Bay Owen'a her seslenişimde ya da onunla her göz göze geldiğimizde kanımın çekildiğini hissediyorum . Gözlerinde korkusuzluk, yaşanmışlık ve yabancılık fark ediyorum. Sanki bu dünyaya , bize ait değil gibi .
-Anne , şu Bay Owen...
-Eee Mathilda , Bay Owen, ne olmuş?
-Anne sanki biraz tuhaf gibi.
-Ah Mathilda . Ne tuhaflığı var, sana anlattığım hikayesinden etkilenmiş olabilir misin?
-Of anne! Öyle değil. Bir tuhaf bakıyor. Ürküyorum . Sanki, sanki...
-Sanki ne Mathilda?
-Sanki konuşabiliyor ama çok şey bildiği için konuşmaktan korkar gibi davranıyor . Sürekli bir şeyler mırıldanıyor. Dilsiz olan biri bunu yapabilir mi anne?
-Mathilda? Tatlım, Bay Owen dindar biri. Kendi halinde anlamsız bir şekilde dua mırıldanıyor olamaz mı?
-Anne, bu farklı bir şey. Nasıl anlatsam. Şeyyy....Offf, bir his işte.
-Mathilda'm, sen ilaçlarını düzenli alıyorsun değil mi?
-.....
-Mathilda ?
-Anne geceleri hiç mi duymuyorsunuz ? Ağlama sesleri geliyor , hıçkırıklar ,için için ağlamalar ... Duymuyor musunuz anne?Bay Owen belki de her gece ağlıyor .
-Mathilda , güzelim... Biliyorsun ki ilaçların...
-Bana hemen ilaçların yan etkilerinden halisülasyonlardan bahsetme anne. İyiyim ben anlıyor musun ? Bu sesleri beynimin üretmediğini biliyorum . Bay Owen... O tuhaf bir adam. Beni neden anlamıyorsunuz ?
-Mathilda, sakin ol, Mathilda...Owen, Owen... Su getir , çabuk su getir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖTEKİ BEN
Mystery / ThrillerKaderimiz bizi yönlendiriyor mu? Yaşantımızdaki değişiklikler, karşılaştığımız insanlar ya da ilk aşkımız bir tesadüf mü? Bu hikaye gizem, korku ve aşk üçlemesinde çevrenizdeki insanlara daha farklı bakmanızı sağlayacak. Hikayenin son sayfalarına ge...