Pyra okyanusun kokusunu içine çekti. Az kalsın gemiden atılacaktı fakat su teklif edince zorla kabul etmişti. Kaptan Gangplank ' ın yanına gitti. Gölge Adalar'a eşya götürüyordu ve zorla da olsa Pyra'yı orda bırakmayı kabul etmişti.
-Tam olarak gelmemize ne kadar kaldı ?
-Eğer bir daha bu soruyu sorarsan seni okyanusa atacağım.
-Pekala.
Dedi ve geminin alt katına indi. Bir sandalyeye oturup çantasını açtı ve içindeki haritayı gördü. Ezreal ona emanet etmişti ve sonra Pyra geri vermeyi unutmuştu. Balık hafızalığına lanet okudu. Ardından haritayı açtı fakat gördüğü şey ile şok oldu. Haritaya en son baktıklarında çölün uçsuz bucaksız bir yerini gösteriyordu fakat şimdi tam da burayı gösteriyordu. Hatta , hareket ediyordu çarpı işareti. Pyra bunu kaptana söylemek için yukarı çıktı fakat çıktığı anda Gangplank kolundan tuttu ve çekiştirerek gemiden aşağı attı. Pyra tam çığlık atacakken çok da derin olmayan bir kısma düşünce derin bir oh çekti. Gangplank arkasını dönüp yerine geçti.
-Sağol ya! Çok kibarsın.
Gangplank hiç takmadı ve gemi hızlıca uzaklaştı.
Pyra da zar zor sudan çıkıp orman olduğunu tahmin ettiği yere doğru ilerlemeye başladı.
*
Pyra bir ağaca toslayınca burnunu tuttu. Kim bilir kaçıncı kez ağaca çarpıyordu. Sisten hiçbir şey görülmüyordu. Bastığı çalı çırpının çıkardığı ses dışında başka ses yoktu. Biraz fazla sessizdi. En son böyle bir sessizlik olduğunda sonucu felakete dönüşmüştü. Bir anda arkasından gelen ses ile refleks olarak hemen elleri ile kendini savunmaya çalıştı fakat bu daha da iyi olarak kendine kalkan oluşturdu. Böylece gelen çiviler birer birer yere düştü.
Karşısında duran Evelynn şaşırmış bir şekilde bir adım geriledi. Ardından kaşlarını çattı ve ardarda çiviler yağdırmaya başladı. Fakat Pyra'nın kalkanı hepsini engelledi ve ardından Evelynn'i geri savurdu. Kız kararlı bir şekilde koşarak gözden kayboldu. Pyra ise az önce yaşadığı olayın şoku ile yoluna devam etmeye çalıştı. Ama sadece çalıştı. Çünkü bu sefer bir kayaya çarptı. Acı ile yüzüni buruşturdu ve burnunu tuttu.
Yaklaşık 1 saat kadar ilerledikten sonra yol taşlaşmaya başladı. Pyra ayak sesleri duyunca taş bir duvarın arkasına saklandı.
Yanından yarı örümcek insanlar geçince ilk gözlerine inanamadı , sonra konuşmaya başlayınca onların gerçek olduğunu anladı.
-Kraliçe'nin isteği. Çabuk olsan iyi olur.
-O lanet kızı nasıl bulayım çabucak ? Kimbilir şu an adanın hangi kısmında.
-Şu an zaman kaybediyorsun farkında mısın?
O sırada Pyra'nın tam omzuna bir tane örümcek geldi ki Pyra eli ile onu iteledi fakat bunu yapmaya çalışırken yerdeki kayaya takılarak tam önlerine düştü. Güya onu arayacak olan adam kahkaha attı.
-Baksana o benim ayağıma gelmiş.
*
Bu iki şahıs Pyra'nın iki kolundan tutarak şatoya benzer bir binaya götürdüler. Her taraf örümcek ağları ile doluydu , ve tek ışık kaynağı tahtın hemen arkasındaki pencereden sızan ayın ışığıydı. Taht demişken, tahtta birisi oturuyordu fakat karanlıkta kim olduğu belli olmuyordu. Pyra kollarını çekiştirdi fakat başarılı olamadı.
O sırada kapıdan giren Evelynn'i gördü. Kız tahtın yanına gitti ve kendisine sinsice gülümsedikten sonra tahttakine bir şeyler fısıldadı. Bir hareketlenme oldu , tahttaki kişi kalkıp Pyra 'nın tam karşısında dikildi. Pyra'nın karşısında dikilen, yarı örümcek yarı insan bir kadındı. Fakat onun diğerlerinden bir farkı vardı. Bu Elise'ydi. En güçlüleri. Ve büyük ihtimalle buranın kraliçesiydi. Ve biliyor musunuz? Pyra örümceklerden nefret ederdi. Elise hiç de hoş olmayan bir şekilde gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
League of Legends - Pyra
FantasyBu Pyra'nın hikayesi. Bir deprem olur , hayatınız değişir. Veya bir yangın. Pyra'nın da böyle değişti hayatı. Fakat normal şartlarla değil. Onunki bambaşka bir hikaye. Kim bilir , belki de günün birinde League of Legends'da Pyra adında bir şampiyon...