6.Bölüm: 'Nisan Benim'

169 47 149
                                    

Merhaba İsimsizler.
Sizi buralarda görmek ne kadar güzel öyle..
O zaman sizi satırlara bekliyorum.

***** ***** ***** ***** *****

Eve gelmeme dakikalar vardı. Hiç kimseye bir şey söylemeden çıktım karakoldan. Mert telaşla peşimden geldi, eve gittiğimi söyleyince de ben eve gidene kadar beni takip edeceğini söyledi. Ve şimdi evimin önünde, evime bakıyorum.

Nisan bana evde beni bekleyeceğini söylemişti. Nisan şuan evdeydi, evde! Heyecandan kalbim yerinden çıkacaktı.
Kardeşim evdeydi..

Eve doğru 1 adım attım ki Mert'in kolumdan tutmasıyla ona doğru döndüm.

"Asya, bana ne olduğunu anlatır mısın? Hiçbir şey demeden çekip gittin. Neler oluyor?" Gözlerimi kırpıştırıp, "Mert ben size daha sonra anlatırım. Kusura bakmayın size de haber veremedim ama acil eve gelmem gerekiyordu. Tekrardan özür dilerim." Mert bir sağ bir sola baktı sonra bana dönüp, " yarın neler olduğunu anlatıyorsun. İtiraz istemiyorum." Başımı sallayıp eve doğru yol aldım.

Nisan evdeydi.
Ali ve Mert Nisan'ı arıyordu.
Mehmet amca benden Nisan'ın robot resmini istemişti.
Polisler okulun kamera sisteminden Nisan'ı arıyorlardı. Nisan'ın evde olduğunu söylesem, benim akıl sağlığımdan şüphe ederlerdi. Bu yüzden bir süre daha bilmeseler iyi olacaktı.

Mert'e tebessüm edip eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Kapının önünde durup derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. İçeriden hızla atılan adım sesleri geliyordu. İlknur yenge yine bizim evdeydi anlaşılan. Kapının açılmasıyla İlknur yengenin bana yaşlı gözlerle bakıp kalması bir oldu. İlknur yenge bana yaşlı gözlerle sarılınca, anneme sarılıyormuş gibi bende ona sarıldım.

Beraber salona girdiğimizde yukarıdan, benim odamdan sesler geldi. Nisan odadaydı! Yani öyle olması lazımdı. Yukarı çıkmak için merdivenlere adım attığım anda İlknur yenge bana seslenince olduğum yerde ona doğru döndüm.

"Efendim İlknur yenge." İçim koşarak odama gitme isteği ile yanıp tutuşurken burada beklemek inanın çok zor geliyordu.

"Kızım onca saat nerelerdeydin. Çok merak ettik seni. Gel konuşalım sonra çıkarsın odana." O kadar halsizdim ki, kısa bir süre içinde yaşadıklarım beni çok yorgun hissettirmişti. İlknur yengeye olanları anlatsam mı diye düşünürken odamdan bir ses daha geldi. Benim hemen odama çıkmam lazımdı. Nisan'la konuşup her şeyi öğrenmem gerekirdi.

"İlknur yenge ben biraz yorgunum odama çıkıp dinlensem olur mu? Yarın konuşuruz. " İlknur yenge bana üzüntüyle bakıp,

"Ah! Doğru ya yorgunsun sen. Bende sana gel konuşalım diyorum. Hadi hemen çık sen, bende sana çorba yapayım." İlknur yengeye gülümseyip yanından ayrıldım. Üst katın merdivenlerine yöneldiğim gibi kalbimin hızı daha da artmaya başladı.

Odamdan sesler geliyordu. Umarım Nisan'dır.
Allah'ım lütfen Nisan olsun! Başka kim olabilir ki!
Odanın kapısını açtığım gibi tırnaklarını yiyen bir adet Nisan beni gördüğü an koşup boynuma sarıldı. Elim ayağım donmuş gibi hareket edemiyordum. Nisan'ın evde olduğunu hala aklım almıyordu. O şerefsiz Nisan'ı kaçırtıp eve mi getirtmişti? Böyle bir saçmalık olabilir miydi ! Evi nereden biliyordu!
Ama olsun. Kardeşim evde ya o bana yeterdi.

İçinde bulunduğum gerçeğe alışmaya başlamıştım. Nisan'ın bana ağlayarak sarılmasına bende yaşlı gözlerle karşılık verdim. Kaç dakika sarılı kaldık bilmiyorum ama bunun benim için de bir önemi yoktu. Odamda ki tekli koltuğa oturmuş Nisan ve onun karşısındaki pufa oturmuş ben. İkimizde ağlıyorduk. Nisan iyi olduğum için ağlıyordu. Ben ise onun hayatta olduğuna..

OYUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin