Yine tenime kazıdım seni. Her seferinde silinip giden seni, her seferinde yine tenime kazıdım. Bileğimde kocaman bir "S" harfi, kalbimde kocaman bir "∞" işareti. Özledim, özledikçe kazıdım seni tenime, kazıdıkça ağladım, ağladıkça yeniden, yeniden öldüm senin için.
Kırgınım, biraz üzgün, biraz mutsuzum. Kalbimde umut denen bir şey kalmadı artık bizim için. Umutlana umutlana, umudum kalmadı hayattan. Sevdiğim, umursadığım herkes bir bir uzaklaştı benden. Şu koca dünyada yalnız hissediyorum kendimi. Sanki herkes gitmiş de ben yalnız kalmışım. Kimse yok etrafta, koca dünyadan çıt bile çıkmıyor. Her yer karanlık. Gündüzün ortasında geceyi yaşıyor gibiyim. Karanlıktan çok korkuyorum. Tek bir ses var duyduğum; bir tek senin için atan kalbimin kalp atışları...
Çok korkuyorum. Bir gelsen artık. Uzayın en dip köşesindeyim şimdi. Orada binlerce yıldız varken ben, tek bir yıldız görüyorum. Uzayı aydınlattığın gibi ışığınla beni de aydınlatır mısın? Kalbime dokunur musun kalbinle? Nefesinle ısıtır mısın bedenimi? Bedenime kazır mısın adını gözlerinle? Mesela sever misin beni de? Her gece ağlamaktan gözlerim kızardı artık. Sayfalarca yazıyor, her kelimede bir gözyaşı damlıyor yüreğimdeki sensizliğe...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Fısıltısı
RandomGöndermemek üzere yazmış olduğum mektuplardı bu yazılar. Gelmeyen, acımasız bir sevgili için sayfalara dökülmüştü bu kelimeler. Acımın fısıltılarını, hayallerimi dökmüştüm sayfalara, belki hafifler diye. Ama hafiflemedi, gün geçtikçe daha da çok art...