Kırgın mısın yüreğim? Kırgın mısın? Kim kırdı seni? Neden kırıldın? Hani kırılmak yoktu, hani hayatta cam gibi olacaktın, kırdılar mı kesecektin... Ne oldu? Hadi kalk ayağa ve kıranı kır , ezeni ez. Hadi neden duruyorsun hala? Kalk ve tüm gücünle bağır dünyaya. "Ben ayaktayım, yıkılmadım, buradayım, asla vazgeçmeyeceğim" de. Hayallerinin peşinden koş. Umudunu kaybetme. Dönmeyeceğini biliyorsun dimi? O dönse de, dönmese de yoluna devam etmek zorundasın.
Hani okuyacaktın? Hani adam olacaktın? Ne oldu? Neden ağlıyorsun şimdi? Toprağa tutunamayan bir ağaç gibisin yüreğim. Tek bir heyelan yüzyıllık ağacı nasıl devirir ki. Devriliyoruz işte, toprakla birlikte kayıyoruz yavaş, yavaş. Tutunamadık işte. Hayata tutunamadık. Ne geçti şimdi elimize. Al işte yine elde var sıfır. Soruyorum şimdi sana, canın yanıyor mu? Tahmin edeyim, hayır diyeceksin dimi. Çünkü acıyı hissetmiyorsun. Aptalsın sen, yalancı. Acı hissedilmez mi hiç? Ben acıdan kıvranıyorum şimdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Fısıltısı
DiversosGöndermemek üzere yazmış olduğum mektuplardı bu yazılar. Gelmeyen, acımasız bir sevgili için sayfalara dökülmüştü bu kelimeler. Acımın fısıltılarını, hayallerimi dökmüştüm sayfalara, belki hafifler diye. Ama hafiflemedi, gün geçtikçe daha da çok art...