Geçmişten Gelen | Next Gen + Marauders

1: Tuhaf Karşılaşma

Başlangıç notu: Bu çalışmada Potter kardeşler arasında birer yaş fark vardır.
---------------------

İskoçya'nın her seneki sonbahar havasından Hogwarts şatosu ve şatonun sakinleri öğrenciler de nasiplerini alıyordu. Yıllık yağışlar bu sene biraz erken başlamıştı ve daha ekim ayına gelmeden öğrenciler, şatonun taş duvarları ardına saklanır olmuştu.

Yaşı büyüdükçe Scorpius'un sorumlulukları daha da artıyordu ve bu yıl daha şimden kendini yorgun hissediyordu. Geçtiğimiz yıl S.B.D'lerini vermişti ve şimdi ise kendini hiç dinlenmeden okula başlamış gibi hissediyordu. Oysa ki babası onu en yakın arkadaşı Albus Severus ile tatile bile yollamıştı ama nafile. Yorgunluk bu genç bedene işlemişti bir kere.

Eylül ayının ilk gününden beri aktif bir ders programına sahip olması ve bir de bunun üzerine Sınıf Başkanı seçilmiş olması, onun dayanıklılık sınırlarını iyi zorlamaktaydı. Gün sonunda yorgun argın bir vaziyette kendini yatakhaneye attığında aklında sadece onu bekleyen sıcacık yatağı ve anne kolları gibi yumuşacık yastığı vardı ancak bugünlük daha denetlemesi gereken koridorlar ve kesmesi gereken cezalar vardı. 

"Al," dedi, olduğu yerde gerinerek "ben koridora çıkıyorum." Sesinden ağlamak üzere olduğu anlaşılıyordu "Işıklar kapanmadan on dakika önce gelmezsem, haritadan nerede olduğuma bak. Muhtemelen orada uyuyakalmış olurum." Albus dudak bükerek başını salladı. Arkadaşı için sahiden çok üzülüyordu "Hiç iyi görünmüyorsun. Seninle gelmemi ister misin?" Scorpius ensesini ovalıyordu. Albus'un sorusunu zor idrak etti "Ah- hayır!" diye yanıtladı sonunda "Sen burada kal. Ben işimi bitirip hemen gelirim." Albus, arkadaşı odadan çıkarken ona belli belirsiz el salladı "Kendini çok yorma, Scorpy!" 

Scorpius kendisinin bile duymadığı, sanki antik bir büyü yapıyordu, bir şeyler mırıldanarak yatakhaneden ayrıldı ve hemen zindan koridorlarına çıktı. Kendisi aranıyor sayılmazdı ama daha adımını dışarı atmasıyla belanın onu bulması bir olmuştu. Bir grup öğrenci korkunç gürültülü bir şekilde sözlü kavga ediyordu. Scorpius bir an duraksadıktan sonra içinden küfür etti ve dikleşerek onların yanına gitti "Sizin bu saatte burada olmamanız gerekiyor. Derhal yatakhanelerinize!" 

Karşısındaki öğrenciler iki Slytherin ve beş Gryffindor'dan oluşan kalabalık bir gruptu ve içlerinde sadece bir tanecik kız vardı. Slytherinler'den biri Scorpius'a baktı ve kaşlarını çatarak "Malfoy?" diye bağırdı "Sana ne oldu böyle?" Scorpius ona tuhaf tuhaf bakan çocuğun cübbesine dikkat etti. Kesinlikle demodeydi ama her nasılsa ona çok yakışmıştı ve füme rengi, gri gözleriyle ahenk içindeydi. Scorpius'a fena halde tanıdık gelen başka, gözlüklü bir çocuk da Scorpius'a baktığında, yakasındaki Sınıf Başkanı rozetini fark etti "Bir Sınıf Başkanı..." dedi çocuk ve durakladı "Bak, onlarla ben ilgileniyorum. Sen diğer koridoru denetleyebilirsin."

Scorpius bir anda "Sizler kimsiniz be?" diye bağırdı. Kafası o kadar gidikti ki onların gerçek olduğundan bile şüphe duyuyordu "Öğrenci Başkanı James'ti. Sen kimsin?" Scorius'a gitmesini söyleyen çocuk yüzünü ekşitti "James benim." Onun da kafası karışmıştı; başını kaşıdı "Sen de acayip tuhaf bir biçimde Malfoy'a benziyorsun." Scorpius bir şakanın içinde olduğunu düşünüyordu ama ciddiyetini bozmadan "Ben zaten Malfoy'um!" diye hırladı.

"Burada çok tuhaf bir an yaşanıyor." dedi Slytherin'deki gri gözlü çocuğa fazlasıyla benzeyen esmer, dalgalı saçları olan Gryffindor. Şüpheci bakışmalar dakikalarca devam etti. Scorpius hala bu bir hayal mi yoksa şaka mı diye idrak etmeye çalışıyordu ki Albus'un sesini duyunca rahatladı. Onunla birlikte, diğer herkes o yöne baktı. Albus ciyak ciyak bağırıyordu "Scorpius! Ne oldu bilemezsin! Harita resmen buga girdi." Scorpius "Ne?" diye sorunca Albus "Bozuldu yani." diyerek açıkladı "Aynı anda James Potter, Sirius Black, Remus Lupin, Peter Pettigrew, Lily Evans, Bartemius Crouch Junior ve Regulus Black'i gösteriyor. Bu çok saçma çünkü onların hepsi-"

Albus karşısındaki kalabalığı fark edince ağzına fermuar çekti. Yemyeşil gözleri kocaman açılmış halde ileri bakarken kekeledi "Onların hepsi buradalar!"